38• every escape has a loser

13 5 183
                                    


Yeo-reum'dan

Üzerimde hissettiğim sıcaklıkla kafamı yerden kaldırıp yanıma oturan Jaehyuna baktım.

İkimizde sessizlik içindeydik.

Jaemin ve Kun'un konuşmalarına şahit olup olaya dahil olduğumda tekrar ağlamıştım. Aralarında gerçekten bir mesele vardı ve bu olaya Byeol'ü de dahil etmişlerdi. İkisine karşı çok büyük hayal kırıklığı içindeydim.

Jaemin'le kazanın orada gayet yerinde bir konuşma yapmıştım. O yüzden ona bu sefer yüklenmemiştim.

Ama Kun... Hepimiz onun Byeol'ü her anlamda ne kadar sevdiğine şahitken onun böyle bir pisliğin içinde olması daha da sinirlendirmişti.

Ağlayışlarımın izlerinin gittiğinden emin olduktan sonra  ona dönmeden konuştum

-Gideceğini söylemiştin?

Soruma cevap vermezken yüzümü son kez silip Jaehyun'a döndüm.

Onun bakışlarının üzerimde olmasını beklemiyorken haline şaşırıp ayağa kalktım.

Omuzlarıma bıraktığı montunu onun omuzlarına bırakıp tekrar yerime oturup sinirle soludum.

-Jaehyun canına mı susadın? Islanmışsın ve montunu bana veriyorsun. Hastalanacaksın.

-Ağlamayacağım demiştin?

Elleri gözlerimin altında gezinirken ellerini tuttum.

Şuan yanımda olması bana iyi hissettiriyordu ama... Bu kadardı. Neden yanımda olduğunu bilmeden onu böylece kendim için tutamazdım.

-Byeol ameliyattan çıkana kadar burada olacağım. Biraz dinlenmelisin Yeo-reum.

-Sen de dinlenmelisin. Ben iyiyim. Byeol'ü de bekleyeceğim.

-Yeo-reum bir kere de inat etme. Byeol iyi olacak ama şuan yapabileceğin bir şey yok. Ona bu halde gözükmek istemiyorsan biraz dinlen.

-Hayır.

Sinirlendiğini biliyordum. Ama bekleyecektim. Ameliyatın iyi geçtiğini duyana kadar Byeol gözlerini açana kadar bekleyecektim.

-İlla itiraz edip tersini yapacaksın dimi?

-Aynen öyle Jaehyun. Ben böyle biriyim. O yüzden pes etmelisin. İkimizin de  sinir sistemi için daha iyi olur.

Önümü dönüp konuşmayı bitirdiğimi kesin olarak belli ettiğimi umarak koridora boş boş bakmaya devam ettim.

Omuzlarımda bu sefer hissettiğim baskıyla kendimi bu sefer onun kollarında bulduğumda şaşırdım.

-Ne yapıyorsun sen? Bırak beni Jaehyun...

-Ben pes etmem Yeo-reum. Bence sen etmelisin. Kendin için...

- İyi. Ben de etmem.

Kollarından çıkmak için çırpınırken daha da sıkı sarılıyordu.

-Jaehyun biri görecek bırak beni.

-Sana uyumanı söyledim. Biri görürse görür ve gider. Onları ilgilendiren bir durum yok.

-Jaehyun annemler de gelecek bırak beni.

-Annenler de görür ve gider.

-Sen kafayı mı yedin? Beni böyle göremezler.

-Neden göremezler Yeo-reum? Yine ne saçmalayacaksın?

Dediği kalbimi kırarken kafamın altındaki göğsüne yumruk atıp yine çıkmak için çabaladım.

LimitlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin