16

875 96 123
                                    

"Hayatım, ben mi dedim 'gel yanağımı sık' diye? Bana neden kızıyorsun?"

"Sus Jeno," dedi anahtarla kapıyı açıp ayakkabılarını gelişi güzel fırlatırken. "O kızın saçını başını yolmadığıma dua et."

"Ama bebeğim-" Jaemin'in ters bakışlarına maruz kalarak susmuş ve odaya giden bedeni takip etmişti. "Tanıyormuş geldi selam verdi."

"Yanağını sıkarak selam verdi," diye düzeltti Jaemin onu. Kıskançlığını oldukça üst düzey yaşayan biriydi. Jeno bundan asla rahatsız olmuyor aksine bazen hoşuna bile gidiyordu. Yani tartışmadığı zamanlar.

"Aptal!"

Jaemin'in çığlığı Jeno'nun ağzını kapatmasıyla yarıda kalırken ellerini de tutarak arkalarındaki yatağa düşürdü onu. Yakınlıktan dolayı Jaemin'in sesi kesilirken Jeno elini yavaşça dudaklarından çekti. Jaemin'in küçük kıskançlık krizi yüzünden okuldan beri tartışıyorlardı.

Jeno'nun rotası artık karşısındaki pembe dudaklardı. Kafasını yavaşça yakınlaştırıp öpmek için atakta bulundu. Jaemin anında karşılığını verirken ikisinin de kalbi hızlı atıyordu. Bu onların gerçek anlamda üçüncü öpüşmeleriydi. İlk kez oluyor gibi heyecanlılardı.

Öpücükleri git gide hızlanıp sert bir hal alırken Jaemin, Jeno'nun alt dudağını ısırmasıyla inlemişti. Çıkardığı yumuşak ses Jeno'yu mest ederken daha fazlasını istediğini belli eder bir şekilde kendini Jaemin'e bastırdı. İkinci bir inleme daha kazanmıştı.

"Jeno..."

Jaemin'in dudaklarına son bir öpücük bırakıp kendisini yana attı ve nefeslerini düzene sokmak adına soluklandı. İkisi de dağılmış görünüyorlardı. İlk toparlanan Jeno olurken yataktan kalktı ve sevgilisinin elini tuttu. Şimdi Jaemin de oturur pozisyondaydı. Az önceki yakınlaşma yüzünden utanırken gözlerine bakmakta zorlanıyordu.

"Ben gideyim artık."

"Yanımda kal." Oturduğu yerden önünde dikilen Jeno'nun kollarına tutunup dudaklarını büzdü. Jeno bu görüntü karşısında eriyebilirdi. Sevgilisi çok güzeldi. "Ailem bu hafta evde olamayacak. Yarın da hafta sonu zaten. Lütfen benimle kal."

"Tamam." Dedi Jeno son harfi uzatırken. "Seninle kalacağım."

Jaemin'in az önceki sinirli halinden eser kalmamıştı. Öncelikle üzerini değiştirmiş ve Jeno'ya giymesi için kıyafet vermişti. O giyinirken de karınlarını doyurmak adına yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Neyse ki annesi gitmeden önce bolca yemek yapmıştı. Tek yapması gereken onları masaya yerleştirmekti.

Arkasından beline sarılan kollarla gülümsedi. Tabakları masaya yerleştirmek için hareket ederken Jeno da bir milim bile mesafe açmadan onunla hareket ediyordu.

"Ne yapıyorsun?" Dedi Jaemin gülerek. Elindeki son malzemeyi de masaya koyup sevgilisine döndü ve kollarını boynuna sardı.

"Seni seviyorum."

Aldığı cevap karşısında dudaklarının aralanmasına engel olamadı. Bu cümleyi aralarında pek kullanmazlardı. O nadir anlardan biriydi şimdi.

"Ben de seni seviyorum."

Söyledikten hemen sonra kızaran yanaklarını saklamak adına yüzünü sevgilisinin boynuna gömdü. Utandığını anlayan Jeno ise kıkırdayarak boynundaki çocuğun saçlarını okşuyordu.

Biraz daha öyle kaldıktan sonra yan yana oturmuş yemeklerini yemeye başlamışlardı. Jeno hem kendisi yiyor hem de yanındaki çocuğa yediriyordu. Bu hep böyle olmuştu. Onlar yakın arkadaşken de Jeno kendinden önce hep Jaemin'i düşünür, ona yemekler yedirirdi. Sevgili olduktan sonraki tek fark 'sevgili' ismini almalarıydı belki de.

"Doydum."

"Doymadın." Geriye çekilen sarışının sandalyesine elini yaslayarak sırtından hafifçe öne doğru itti. "Çok az yedin."

"Ama aşkım," demişti Jaemin, Jeno'yu ikna etmek ister gibi yatıştırıcı bir sesle. "Çok yeyince midemin bulandığını biliyorsun."

Yavru köpek bakışlarına dayanamayan Jeno, sertçe dudaklarını öperek 'tamam' demişti. Jaemin'in az yediğini, çok yeyince midesinin bulandığını biliyordu. Fakat hasta olmasından korkuyor bu yüzden iyi beslendiğinden emin olmak istiyordu.

"Sen içeri geç, ben burayı hallederim."

Jaemin'in itiraz etmesine izin vermeden onu mutfaktan itmiş ve hızla etrafı toplamaya başlamıştı. Bulaşıkları da makineye dizdikten sonra ellerini silerek salona yürüdü. Sevgilisini yarı kapalı gözleriyle televizyona bakarken bulmuştu. Yorgun olduğu her halinden belli olan çocuğun yanına oturup kolunu beline sararak kendine çekti. Yumuşak yanakları Jeno'ya onları sıkması için yalvarıyor gibiydi. Buna karşı gelmeyerek boştaki elini yanağına çıkardı ve parmakları arasında sıkıştırdı. Sevimli surata sahip bir sevgilisi vardı ve bunu yapmaktan zevk alıyordu. Sıkmaktan kızardığı yeri öperken Jaemin'in neredeyse uyuyacak olduğunu görüp onu göğsüne yasladı. Tamamen uykuya daldıktan sonra onu yatağa taşıyabilirdi. Saat henüz çok erkendi, hava karardığında tekrar uyanacağına emin olduğu için kendisi de gözlerini kapattı. Bugün yorucu bir gündü.

______________

Oy verin lütfen~

Umarım beğenirsiniz!

•Maria'

Ex Boyfriend × MarkHyuck ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin