"Ne olmuş buna?"
Jaemin'in gösterdiği yere baktığımda Sungchan'ı gördüm. Elmacık kemiği morarmış, kaşı ve dudağının kenarında yara kabuğu vardı. Kavga edecek birine benzemiyordu, kim yapmıştı bunu?
"Hey, iyi misin?" Demiştim sıradan kalkıp yanına yürürken. Benimle birlikte Jaemin de ayaklanmıştı.
"İyiyim."
Çantasını oturduğu yere koyup masaya yaslanmıştı. Tam önünde durup yaralarını incelerken ellerini belime yerleştirdi. Bu hareketi beni şaşkına çevirmişti. Amacı neydi? Neden her şeyi anlamakta bu kadar güçlük çekiyordum? Aptal biri olmadığımı sanıyordum, sanırım öyleydim.
"Yalnız konuşabilir miyiz?"
Kabul edip sınıftan çıktığımız sırada Mark gelmişti. Kafamı eğip Sungchan'la birlikte dışarı çıktık. Okulun arka bahçesine gidiyorduk, buraya çok kişi gelmezdi.
"Lafı dolandırmayacağım." Dedi benim gibi banka oturup bana dönerken. Ben de ona döndüm ve ilgiyle başımı salladım. "Senden hoşlanıyorum ve bize bir şans vermeni istiyorum."
Bir süre şaşkınlıktan tepkisiz kalmıştım. Fakat sonra bunun kabalık olacağını düşünüp hafiften gülümsedim. Onu hiç arkadaştan fazlası olarak görmemiştim. Çıkma teklifi edeceği de aklıma gelmezdi. Normalde olsa kabul etmeyecek olan ben, teklifini geri çevirmemiştim. Kalbi kırık bir andaydım. Belki de bu kararımdan pişman olacaktım ama umrumda değildi.
Kollarını etrafıma saran Sungchan'ın sarılışına karşılık verdim. Biraz sonra zil çalmış ve biz de ayağa kalkmıştık. Sınıfa gireceğimiz sırada elimi tutmuştu. Beni rahatsız etmişti, bir şey demedim. Artık sevgilimdi öyle değil mi?
Elimi bıraktığında sırama geçmek için adım atmıştım. Ancak Sungchan beni kendine çekip yanağımı öpmüştü. Tam o anda kalbimi attıracak bir şey olmuştu. Mark ile göz göze gelmiştim.
Yanlış yapıyordum.
Teklifi kabul etmemeliydim. Fakat dediğim gibi kırgın anıma denk gelmişti. Ama bunu mazeret olarak sayamazdım.
Sonunda sırama geçtiğimde Jaemin kolumu dürtmüştü. Bakmadığım her saniye aynı yeri delmek istercesine dürteceğini bildiğim için arkaya döndüm. Kafasını bana yaklaştırıp fısıldamıştı. Sadece biz duyuyorduk.
"O da neydi?"
"Çıkıyoruz."
Yere düşen kalem dikkatleri toplarken Mark'ın sırayı itip sınıftan çıkmasını seyrettim. Kalbimdeki ağırlık Sungchan'la çıkmaya başladığımız andan beri gitmezken onun böyle yapması canımı daha çok acıtıyordu.
"İnanamıyorum."
Jeno'nun iğneleyici sesi kulağıma geldiğinde çaresiz bakışlarımı ona yönelttim. Beni anlaması gerekiyordu. Mark onun en yakın arkadaşı olabilirdi fakat bir kere de benim tarafımdan bakmayı denemeliydi.
"Pardon, neye inanamıyorsun acaba?"
"Onun Mark'a nasıl aşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sadece Sungchan'ı kullanmaktan başka bir şey değil."
"Onu kullanmıyorum," diyerek ikilinin arasına girdim.
"Pekala, söyle o halde. Sungchan'ı gerçekten seviyor musun?"
İlk kez bunu söylemek bana zor gelmişti. Onu seviyordum. Ama sadece arkadaş olaraktı bu. Daha fazlası yoktu. Tabi zamanla olmayacağı anlamına gelmezdi.
"E-"
"Yalan söylediğini her türlü anlarım. Doğruları konuş, Hyuck."
"Zamanla olabilecek şeyler bunlar. Şimdi bir kere arkamda durmanı istiyorum Jeno. Sadece Mark'ın değil de, benim de tarafımdan bak olaylara. Ne hissettiğimi anlamaya çalış."
Dolu gözlerimi kırpıştırıp Jaemin'e baktığımda bana gülümseyerek göz kırpmıştı. O ne yaparsam yapayım benim yanımdaydı. İyi veya kötü kararlarımı desteklerdi.
"Özür dilerim, Mark'ın yaptıklarından sonra sen kesinlikle haklısın. Ama bu son yaptığın gerçekten hataydı."
Jaemin onu umursamıyormuş gibi elini havada sallamıştı. Gülerek önüme döndüm fakat aklım hala Mark'taydı. Onunla gitgide kopuyorduk ve bunu engelleyemiyordum.
"Mark ne yapmaya çalışıyor?"
Yeniden arkama dönüp konuştuğumda Jeno gözlerini kaçırmıştı. Bu hareketinden anladığım kadarıyla neler olduğunu biliyordu.
"Jeno, dökül." Aynı şeyi Jaemin de anlamış olmalıydı. Jeno'ya gözlerini kısarak bakıyordu. "Sakın bir şey bilmediğini iddia etme, salak değiliz."
"Siz aranızda konuştuklarınızı bize söylüyor musunuz? O yüzden söyleyemem."
Bir yerde haklıydı. Jaemin de hak vermiş olacak ki gözlerini devirip geriye yaslanmıştı. Sıkıntıyla nefes alarak sınıfta göz gezdirdim. Sungchan beni izliyordu. Rahatsızca yerimde kıpırdandım, bu hep böyle mi olacaktı?
"Sana hata yaptığını söylemiştim."
Kulağıma doğru fısıldayan Jeno'yu iterek kitabıma döndüm. Kendimi şimdiden pişman hissediyordum. Ben Mark'a aşıktım. Ona kırgındım ama Sungchan'ın bir suçu yoktu. O benden hoşlanıyordu, ben başkasına aşıktım. Bu çok kötü bir şeydi. Gerçeği öğrendiğinde nasıl hissedeceğini tahmin bile edemiyordum. Berbat bir durumdaydım. Kendimle beraber diğerlerini de bu durumun içine çekiyordum.
Kafa karışıklığım çoktu. Derse kendimi veremeyeceğimi anlayarak bir an önce sınıftan çıktım. Çantam sınıfta kalmıştı ama onu eve getirirlerdi. Şimdi düşünmem gereken daha önemli bir konu vardı.
______________
Ya ben Mark'a kıyamıyorum 😕
Oy verin lütfen~
Umarım beğenirsiniz!
•Maria'
![](https://img.wattpad.com/cover/242988485-288-k865133.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ex Boyfriend × MarkHyuck ✔
Fanfic| TAMAMLANDI | "Haddimi aşarak gitmene izin verdim. Ayrılmak istediğimi söyleyerek seni benden uzaklaştırdım. Şimdi ise, bu kadar çok pişmanlık duyan kendimden nefret ediyorum." ~ Lee Donghyuck × Mark Lee #1 NCT [21.08.2022]