19

762 99 142
                                    

"Güneşte çok durmayacaktık, al işte! Canım çok yanıyor, Jeno Lee."

Sevgilisinin sızlanmalarına gülerek geçmesi için içeri itmiş ve valizini de içeri bırakmıştı. Jaemin'e el sallayıp gideceği sırada kendisine yalvaran bakışlarla olduğu yerde durdu. Ancak bugün Jaemin'in ailesi gelecekti, burada kalamazdı.

"Öyle bakma, annenler gelecek."

"Gelsinler, birlikte olduğumuzu biliyorlar."

"Sonra gelirim, güzelim." Jaemin'in dudaklarına hızlı bir öpücük kondurmuş ve kapıyı çekerek evden uzaklaşmıştı. Yoksa Jaemin'in bakışlarına kanabilirdi. Zaten evleri çok yakındı, istediği zaman kendisi de gelebilirdi. Camdan kendisine bakan sarışına el sallayıp yürümeye devam etti.

"Bu gece burada kalabilir misin?"

Donghyuck dudaklarını büzüp gözlerini kırpıştırıp sevimli görünmeye çalışırken karşısındaki çocuğun teklifini kabul etmesi için içinden dua ediyordu. Bu gece annesi teyzesine gidecekti ve o evde yalnız kalmak istemiyordu. Sevgilisiyle kalmak varken neden yalnız kalsındı ki?

"Kendi evimden çok buradayım."

"Bay ve Bayan Lee, kızıyorlar mı?"

"Bay ve Bayan Lee mi? Ben senin annene 'anne' derken sen benimkilere soyadlarıyla mı hitap ediyorsun? Ayrıca annem seni bu konuda çok kez uyardı."

Mark haklıydı fakat Donghyuck o an ağzına ne gelirse onu söylüyordu. Biraz da onlardan çekiniyordu. Kesinlikle kötü insanlar değillerdi fakat sonuçta oğullarıyla çıkıyordu.

"Evet, evet. Tamam, üzgünüm ve aramızda kalırsa da sevinirim."

Kendisinden kısa olan sevgilisinin burnunu parmakları arasına alarak yanağına bir öpücük bıraktı. Bu sevimli hallerine deli oluyordu.

"Donghyuck?"

Duyduğu sesle gülüşü yüzünden donarken gördüğü bedenle yutkunarak Mark'ın elini bıraktı. Fena yakalanmıştı, geri dönüşü yoktu. Bu şekilde öğrenmek yerine kendi söylemeyi tercih ederdi fakat her şey ortadaydı.

"Ne oluyor burada?"

"Gördüğün gibi."

Donghyuck, Mark'ın susması için ona sert bir bakış atmış ve yeniden Sungchan'a dönmüştü. Yüzüne bakmaktan utanıyordu ve iki kelimeyi birleştirip konuşmaya çalışıyordu. Kötü bir durumdaydı.

"Merhaba, tatlım. Çocuklar, arkadaşınız mı?"

Bayan Lee, tam da yerinde gelmişti. Ortamdaki gergin havayı hissederek gülümsedi. Samimi hareketleriyle bu havayı yok etmek istiyordu.

"Özür dilerim."

Donghyuck titreyen sesi ve dolu gözleriyle kimsenin yüzüne bakmadan koşmaya başladığında Mark da peşinden gitmek istedi. Fakat Bayan Lee kolunu tutup onu durdurmuş ve Sungchan'a baş hareketi yapmıştı.

"Sen git."

Ne demek istediğini anlayan Sungchan hızla diğerinin peşinden koşarken Mark şaşkınca kolunu tutan kadına döndü.

"Öyle bakma, bebeğim. O ikisi düzgünce konuşup çözmeliler."

"Ya ona kötü bir şey derse?"

"O zaman gidip ağzını burnunu kırarsın."

Bayan Lee'nin onu taklit etmesine sinirli olsa da istemeden gülmüştü. Bu kadının enerjisi herkese iyi geliyordu.

"Donghyuck, bekle."

"Peşimden gelme, çok utanıyorum."

"Gel buraya," dedi ağlayan çocuğu sonunda tutup göğsüne yaslarken. "Sorun değil, gerçekten. Zaten farkındaydım."

"Ne?" Kafasını kaldırıp boğuk sesiyle konuştu. Sungchan onun ıslak göz altlarını kurulayıp kaldırıma çekiştirdi. Yolun ortasında duruyorlardı. "Nasıl yani?"

"Mark ve sen... Aranızda bir şeyler yaşandığı çok belliydi. Özellikle bakışların 'Mark'ı seviyorum' diye bağırıyordu. Benim hatamdı."

"Nasıl senin hatan olabilir? B-ben seni aldattım resmen."

"Hayır, böyle düşünme." Donghyuck'un rahatlaması için saçlarını okşuyordu. "Sana çıkma teklifi ettiğim günün bir gün öncesi Mark ile kavga ettik. Yüzümde gördüğün tüm o şeyleri o yapmıştı. Ben de biraz ona inat olsun diye sana çıkma teklifi ettim. Böyle bir şey olabileceğini tahmin edebiliyordum. Kendini suçlama, her şeyin farkındaydım."

"Ne yani?" Demişti kafa karışıklığı ile. "Benden gerçekten hoşlanmıyor muydun?"

"Hoşlanıyordum," diyerek güldü Sungchan. "Ama şimdi Renjun'den hoşlanıyorum." Diye de ekledi. Donghyuck'un şaşkınlığı şimdi iki katına çıkmıştı.

"Yine de böyle olmamalıydı, özür dilerim."

"Daha fazla ağlarsan seni affetmem. Hem kötü bir anında Mark'a inat olsun diye sana yaklaşan bendim. En temelde bakacak olursak benim suçum."

Hala kendini suçlu olarak göstermesi Donghyuck'un gözlerini yeniden doldurmuştu. Kendini o kadar suçlu hissediyordu ki Sungchan'ın Mark'a inat kendini kullanmasına bile kızamıyordu.

_______________

Oy verin lütfen~

Umarım beğenirsiniz!

•Maria'

Ex Boyfriend × MarkHyuck ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin