14

908 98 178
                                    

Hava almak için çıkmış olduğu sokakta adımları onu önceden her akşam gittikleri parka doğru yönlendiriyordu. Acıyan gözlerini ovalayıp önündeki taşa hafifçe vurarak ileri gitmesini sağladı. Hemen ardından parka girmiş, boş banklardan herhangi birine oturmuştu. Gökyüzünü izlediği sırada gözünün önünde beliren suratla yüzünü buruşturup bakışlarını ona dikti. Geçen sene sürekli olarak kavga ettikleri çocuktu bu.

"Uzun zaman oldu, değil mi? Nasılsın Donghyuck?"

"Beni rahat bırak, Yeonhwa."

"Sevgilin nerede, bu gece yok mu?"

Yüzündeki sırıtışla yanına oturan çocuğu göğsünden iterek kaldırmaya çalışırken kaşları çatılmış, hızlı nefes alıp vermeye başlamıştı.

"Sana 'beni rahat bırak' dedim!"

Son bir güçle itip çocuğu yere düşürdüğünde Yeonhwa denilen çocuk ayağa kalkmış ve sinirle Donghyuck'un yakalarından tutmuştu. Suratına inecek olan darbeyi anladığında refleksle gözlerini yumdu. Ancak henüz bir şey hissedemeden yakasındaki eller de çekilmişti. Ne olduğuna bakmak için gözlerini açtığında Yeonhwa'nın üzerinde ardı arkası kesilmeyen yumrukları sıralayan Mark'ı görmüştü. Vücudunu kaplayan mutluluk kısa sürerken onun yanına koşup kolunu tuttu. Mark'ın bakışları şimdi onun üzerindeydi ve bu bakışlardan korkmamak elde değildi.

"Bırak onu."

Mark, elini çekip ayağa kalkmış ve yüzü kan içinde kalan çocuğu da kaldırıp parkın çıkışına doğru itmişti. Yeonhwa hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken Mark son kez bir şeyi olup olmadığından emin olmak ister gibi yavru köpek bakışları atan çocuğa bakmış ardından kendisi de çıkışa doğru yürümüştü. Donghyuck gitmesini istemiyordu. Şimdi giderse bir daha hiç gelmeyecekmiş gibi hissetmişti. İçine dolan cesaret ile koşarak arkasından sarıldı Mark'a. Kokusunu yeniden bu kadar yakından almanın verdiği mutlulukla ağlarken Mark gözlerini kapatmış bekliyordu. Onu ne kadar özlediğinin haddi hesabı yoktu.

"Y-yapamıyorum, Mark." Demişti Donghyuck, gözyaşları yanaklarını ıslatırken. İçinde birden beliren cesaretle söyleyecekti bu gece her şeyi. Sustukça ilk ve son aşkı ellerinden kayıp gidecekti, bunu istemiyordu.

"Aklıma geçirsem bile kalbime asla söz geçiremiyorum. Görüyorsun, arkadaş olarak yapamıyorum ben. Her şeyi berbat ediyorum. Her seferinde s-sana yenik düşüyorum. Bana kızma lütfen, denedim ama olmadı. Yemin ederim sana a-arkadaş gibi davranmayı denedim. Belki yüzsüz olduğumu düşünüyorsun, belki de gurursuz. Ama ben sadece a-aşık oldum, Mark... Beni sevmeyen birine aşık oldum. İstersen canımı bile verecek kadar çok seviyorum seni. Bana aşkı sen öğrettin, önce veya sonra hep seni s-seveceğim."

Bir süre hıçkırıklarının dinmesini bekledi. Bunları söylerken hala sıkıca sarılıyordu sevdiği çocuğa. Biraz bile gevşetse kollarını arasından kayacak gibi hissediyordu.

"Arkadaş olmak istedin. Üzgünüm, bu yalanı daha fazla devam ettiremeyeceğim. Benden buraya kadar."

Donghyuck, sevdiği adamın sırtını gözyaşlarıyla ıslatırken Mark, dolu gözlerini kırpıştırıp birkaç yaşın düşmesine izin verdi. Şimdiye kadar o da çok şeyi içinde biriktirmişti.

Sıkı kollar arasında yavaşça ağlayan çocuğa döndü. Gitmesinden korkar gibi kolları hala beline sarılıydı. Sıkıca sırtına doladı elini ve yüzünü boynuna gömerek gözyaşlarını tamamen serbest bıraktı. Bunu ilk kez yapıyordu. İlk kez Donghyuck'un boynunda ağlıyordu. Öte yandan Donghyuck, Mark'ın ağladığını görmenin verdiği şaşkınlıkla gözleri kocaman olurken yanağını saçlarına sürttü. İkisi de bu durumdan oldukça yorulmuşlardı. Şimdi ise her şeyi geride bırakıp birbirlerinin omzunda dinlemek istiyorlardı.

Biraz daha o pozisyonda durduktan sonra kafasını kaldırmış ve Donghyuck'un yanaklarını elleri arasına almıştı. İtiraf sırası şimdi ondaydı.

"Haddimi aşarak gitmene izin verdim. Ayrılmak istediğimi söyleyerek seni benden uzaklaştırdım. Şimdi ise, bu kadar çok pişmanlık duyan kendimden nefret ediyorum." Duraksadı ve dolu gözlerini kırpıştırıp yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirdi. "Seni seviyorum... yemin ederim hep de seni sevdim."

Gelen itiraf karşısında yutkundu Donghyuck. Mark'ın ağladığını görmek onu daha duygusal hale getirirken hafifçe burnunu çekti. Bir süre daha göz göze kaldılar. Ardından Mark, Donghyuck'un elini tutarak onu banka çekiştirmişti. Esen rüzgarla birlikte kollarını diğerine sardı. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurlu hissediyordu iki tarafta.

"Senin sevgilin var." Demişti Donghyuck uzun süren sessizliğin ardından. "Böyle olmamız yanlış."

"O benim sevgilim değil." Kendisinden uzaklaşmaya çalışan çocuğu biraz daha yakınına çekmiş ve gülümseyerek yüzünü incelemeye başlamıştı. Bundan utanan Donghyuck ise gözlerini kaçırıp kafasını eğmişti. Fakat Mark bundan sonra gözlerinden başka bir yere bakmak istemediği için çenesinden tutarak kafasını kaldırdı. Bir şey yapmak istiyordu ancak Donghyuck'un tepkisinden emin olamıyordu. Yine de yaptı.

Dudakları değdiği anda kırık kalpleri de onarılmıştı. En başından yapılması gereken buydu belki de. Onlar anın keyfini çıkarırken çalan telefon tüm o güzel anı bozmuştu. Mark istemese de Donghyuck geri çekilince o da çekilmek zorunda kalmıştı. Telefonda yazan ismi gördükten sonra kaşlarını çattı.

"Bu saatte neden arıyor seni?"

"Sevgilim çünkü." Bunu her ne kadar Mark'ı gıcık etmek için söylemiş olsa da kendisi de rahatsız olmuştu. "Özür dilerim."

Telefonu kulağına götürüp cevap verdikten sonra Sungchan konuşmaya başlamıştı. Doğru ya, bir de Sungchan vardı başında.

"Neredesin, rahatsız etmiyorum umarım."

"Ediyorsun."

Mark'ın mırıldanmasına göz devirip kolunu dürttü. Ancak Mark uslu duracak gibi değildi. Kafasını telefonla konuşan Donghyuck'a yaklaştırıp dudağına ufak bir öpücük bıraktı. Bununla karnına yumruğu yemesi bir olmuştu.

"İyi misin? O ses neydi?"

"İyiyim, endişelenme. Çok uykum var da, eğer önemli bir şey demeyeceksen uyumak istiyorum."

"Tabii, iyi geceler sevgilim."

Telefonu kapattıktan hemen sonra Mark yine onun dibinde bitmişti. Alnını diğerininkine yaslayıp gözlerini kapatırken elini sırtına koymuş yavaşça okşuyordu.

"Kimse senin için benim kadar endişelenemez. Sen benimsin, Hyuck. Seni kimseyle paylaşamam."

________________

Oy verin lütfen~

Umarım beğenirsiniz!

•Maria'

Ex Boyfriend × MarkHyuck ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin