"Herkese güzel geceler! Bugün biraz erken mi geldim ne oldu ben de anlamadım."
Genç yayıncı ekrana doğru gülümsemesini bozmadan bakarken yazılanları da takip ediyordu. Oyunu ekranda giriş ekranında beklerken, o da bu klasik merhabalaşma merasimini geçmek için elini hızlı tutuyordu.
"Evet Valorant oynuyoruz bugün. Hayır hayır hayır kesinlikle Outlast planı iptal. Gençler tek yaşayan adama böyle korku oyunu baskıları yapmayın. Gece sarılıp uyuyacak kimsem yok."
Uzun bir sessizlik sonrası elini alnına vurup güldü.
"Aynen kardeşim kurumuş boğazım."
Artık oyununu başlatmış, elleri klavyede ve mouseta öyle hızlıca gezinirken herkes muhtemelen ekranı pür dikkat izliyordu. Sohbet akarken arada orayı da takip ediyordu.
"Ah! Sikeyim böyle işi.. Gördünüz mü? Gördünüz mü! Hayır, bunda kesin bir iş var bu imkansız chat. Evet bence de hile dönüyor burada.."
Gözler bir süre ekrana kilitlenirken istemsizce düşen suratının nedeni hem biraz azalan izleyici sayısı hem de o insanların nereye gittiğini keşfetmiş olmasıydı. Şişirdiği yanaklarıyla yayını kapatmak için hazırlandı. Chate yazılanları umursamıyormuş gibi gülümsemesini tekrardan yüzüne yerleştirirken şimdiden herkes neyin ne olduğunu biliyordu.
"Kimsenin yayını beni ilgilendirmiyor, bunu biliyorsunuz. Şimdi... diğerleri beni ektiği için bu akşamlık yayını burada kapatıyorum. Ama yarın size güzel sürprizlerle döneceğim. Ba bay!"
Kapadığı yayından sonra bilgisayarını da kapatıp genelde boş olan evinin alt katına doğru inerken sinirliydi. Sinirini yakınına geldiğinizde hissedebilirdiniz. Önündeki pufu tekmeleyip bağırdı. Sinirini atmak için yeterli olacağına inanmıştı ama bu bir yalandı. Burnundan soluyordu. Bu sinirini hiçbir şekilde atamazdı. Hep böyle oluyordu ya zaten. Söz konusu o diğer yayıncı olduğunda gereksiz bir sinir katsayısı ile başlıyordu konuşmaya, düşünmeye ve hareket etmeye.
"Sikeyim seni Reddox!"
Derin nefesler arasında iyice sakinleştiğini hissettiğinde yerine oturup saçlarını dağıttı. Bildirim sesiyle elini telefonuna attı. Gruptandı. Ama bugün modunda değildi, ona göre bugün zaten baştan uğursuz başlamıştı. Ama sustu, ev derin bir sessizliğe gömülürken derin bir nefes aldı. Bu yalnızlık, gittikçe düşen izleyiciler, oyun oynama hevesinin günden güne yok olması... bu evin içinde yok oluyor gibiydi. Evden zaten çıkmazdı, iyice eve hatta odasına kapanıyordu. Sadece sinirlendiğinde sığmıyordu odasına. Onda bu siniri uyandıran tek kişi de Reddox'tu. Yani Hao Fei.
"Uyusam iyi olur. Kapıma dayanacaklar yoksa."
Arkadaşlarının gelmesini gerçekten istemiyordu. Dedikleri tek şey bir kız olup olmadığı, boş eve kız neden atmadığına dair saçmalıklarıydı. Ya da o buna en çok alınıyordu. Emin değildi. Sadece dinlemek istemiyordu. Üzerindekilerden kurtulup gözlerini kapadı.
"Belanı bul Reddox."
Uykuya dalmadan önce söylediği son cümle buydu. Her zamanki gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twitch
Romance"Benim hakkımda konuşmasını biliyorsa, beni yenebilmeyi de bilmeli." "Beni geçeceğine gerçekten inanıyor mu?" Birbirinden ölesiye nefret eden iki twitch yayıncısı ve zorla ayarlanan bir düello... Bu güçlü nefretin beraberinde getireceği hissi herke...