thirteen

29 5 8
                                    

"herkese merhaba! Tiger geldi."

ekrana bakıp gülümserken aslında içinde yaşadığı sonsuz tartışma onu mahvediyordu. Ellerini birbirine kenetleyip hızlıca çıtlattı. Sırada boynu vardı. Gözleri hafiften bayıktı. Ekranda gezinen boş gözleri diğer günlerin aksine bugün parıldamıyordu.

"Bugün among us oynayacağız. Tekim, biliyorsunuz arkadaşlar sevmiyor oynamayı. Umarım kanser eden bir kitleyle oynamam."

Gülümseyerek oyunu açarken oyun bulmuş, başlamasını beklerken sohbete bakıyordu. Gözleri işe yarayacak bir şeyler aradı. Onunla ilgili olmayan her şeyi... Yok gibiydi. Reddox, ruh hali ve kötülüğü hakkında konuşuyorlardı. Kimse onu görmüyor muydu? Bunu düşündü sadece. Görünmez olabilir miyim?

"Hey, hadi bana hangi oyunları istediğinizi yazın. Sizin için oynayacağım. Bu aralar gerçekten yapacak bir şeyim yok. Bu yüzden oyunlar oynamak ve yayın açmak için daha fazla zamanım var. Yayın sayımı dörde çıkarıyorum. Merak etmeyin. Herhangi bir çakışma olmayacak. Reddox'un yayınları Cuma ve Pazar günleri. Ben Pazartesi Salı Çarşamba ve Perşembe yapmayı planlıyorum. Evet... Evet bu ay tatil zamanım. Meraklanmayın harika olacak!"

Kahkaha atarken arkasına doğru yavaşça döndü. O boşluktaki takvime bakmıştı. Oyun başlamış oynarken bir yandan neşeyle yorumlarını yapıyor yorumlarla dalga geçiyordu. Duraksadı.

"Yayında mı? Reddox?"

Discord bildirimiyle gözü köşeye kaydı. Onu kendi odalarından birine çekerken gergindi. Bugün sadece oyun oynamak istemişti. Ama daveti kabul etmezse neler olacağını biliyordu.

"Tiger."

"Reddox."

"Sesin hiç neşeli değil. Ben geldim diye neşeli olmalısın. İzleyicilerin artıyor!"

"Ne söylemek istiyorsan söyle ve lütfen yayınımı terk et."

"Sen ben. Düello. Bu kadar. Tek istediğim bu."

"Nasıl yani? Ne çıkarım var bundan benim?"

"Bu düelloyu kazanırsan bir daha ağzımı bıçak bile açmayacak. İsmini anmayacağım, seninle uğraşmayacağım. Ama eğer ben kazanırsam..."

Sessizlik hakimdi. Arkadaki oyunu kapatmış, pür dikkat karşısındaki adamı dinliyordu. Korkmuştu. Bu adam öyle kolay pes eden biri gibi değildi. Dudakları istemsizce büzülmüş ve nefesi yavaşlamıştı. Kalbi hızlıydı. Kameranın açık olduğunu kendine durmadan hatırlatırken gözleri direkt olarak ekrana bakıyordu.

"Ben kazanırsam yayıncılık hayatına bir son vereceksin."

Twitch Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin