"Çok beklettim mi?"
Zhan sorduğunda masadaki üç genç gerilmişti. Gülümseyerek masaya oturdu, elini uzatıp sanki çok yakınlaşmış gibi Xiaoting'in elini tuttu.
"Senin için elimden geldiğince hızlı geldim."
"Zhan... hadi onlara doğruları anlat."
Xiaoting utanır gibi olduğunda bu Zhan'ın hoşuna gitmişti. Hatta bu kadar çok bağlanmış hissetmek... onu biraz ürkütmüştü de. Benzini hafifçe temizleyip konuşmaya girerken gözleri Xiaoting'in üzerindeydi. Bir süre Guanlin'e döndü. Carlos zaten ona bakmayı reddediyordu.
"Carlos ile aramda bir şey olmadı. Ben ona asıldım, o beni geri çevirdi. Şansımı zorlarsam bir şeyler olur sandım ama herhangi bir durum olmadı. Seni sevdiğini görebiliyorum."
Guanlin yavaşça Carlos'a dönerken Zhan da tepkisini merak ettiğinden Xiaoting'e doğru dönmüştü. Genç adam arkadaşlarına hayranlıkla bakarken o da onu izlemişti. Ellerini masanın altına koymuş ısıtmayı denerken ellerinin üzerinde hissettiği ellerle tekrar irkilmişti. Yanına doğru dönüp Zhan'a bakmıştı. Geri çekmedi, içten içe bunu neden yapacağını sorguluyordu. Zhan şimdiye kadar gerçekten kendisine çok iyi davranıyordu. Elini çevirip diğerinin elini tutarken nefesini tutmuştu. Sonra duraksadı. Karşısındakini Zhan olarak görmüyordu. Gözlerini kırpıştırıp karşısında kanlı canlı duruyormuş gibi duran Hao Fei'ye bakmıştı. Dudakları titredi. Pek de küçük sayılmayan bedeni bu gerçekle buz gibi olmuştu. Vücudundaki kanın ellerinden ve ayaklarından çekildiği yetmiyormuş gibi sanki ruhu da çekiliyordu bedeninin her köşesinden. Elini geri çekerken gözlerindeki korkuyu gören tek kişi Guanlin olmuştu. Zhan'a doğru eğildi.
"Ellerim biraz terliyor ve seni rahatsız etmek istemiyorum."
"Anladım güzelim, sorun değil. İstemiyorsan elimi tutmak zorunda değilsin. Seni böyle şeylere zorlayacak değilim."
gülümsedi ve sandalyesini ona doğru çekti. Şimdi daha yakınlardı, bu da Zhan'ı mutlu etmişti. Guanlin masanın altından sertçe Xiaoting'i tekmelediğinde bakışları sertti.
"Benimle gelsene, yardımına ihtiyacım var barın orada. Tek taşıyamam."
Zhan öne atılıp kendisinin alabileceğini söylemek istemişti ama Guanlin onu dinlememişti bile. İkisi birlikte bara ilerlerken Xiaoting telaşla Guanlin'e döndü.
"Neden?"
"Ne neden?"
"Bizi barıştırma karşılığında onunla mısın?"
"Gerçekleri anlatmasını istedim. Karşılık olarak yemek yemek istedi."
"Rahatsız oluyorsun."
"Hoşuma gidiyor ama.."
"Ama ne?"
"Ona bakınca Zhan gibi değil... Tanrım ben kafayı yiyorum Ge..."
"Neler oluyor Xiaoting?"
"Hao Fei. Nereye bakarsam o var. Aklımdan çıkmıyor. Şu an yanımda onun olmayışı ve bana küs olması... canım acıyor."
Korkuyla büyüğünün gözlerine bakarken derin nefesler alıp veriyordu. Bir panik atak krizi geçirir gibiydi ama geçirmiyordu. Bu sadece... nefes alamıyordu, kalbi sıkışıyordu. Ağlamak istiyordu ama ağlamamak için fazlasıyla direniyordu. Nefes alamadığını hissettiğinden derin derin nefesler çekiyordu içine. Elini yavaşça göğsüne götürdü, gömleğinin düğmelerinin birkaçını açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twitch
Romance"Benim hakkımda konuşmasını biliyorsa, beni yenebilmeyi de bilmeli." "Beni geçeceğine gerçekten inanıyor mu?" Birbirinden ölesiye nefret eden iki twitch yayıncısı ve zorla ayarlanan bir düello... Bu güçlü nefretin beraberinde getireceği hissi herke...