"Sonra beni öptü, siktir dur. Bunu sesli söylemek kızarmama neden oluyor ama resmen beni öptü! Beklemediğim bir anda hem de."Kkami karşımda oturmuş patileri ile burnunu kaşırken belli belirsiz hareket edip duruyordu. Ben de ona ellerimi abartı bir şekilde kullanıp dün geceyi anlatıyordum. Ona dönüp heyecanla baktığımda daha yayıldı koltuğa.
"Hadi ama Kkami," dedim ellerimi ona doğru eğip kabarık tüylerini severken. "En azında iki havlayabilirdin."
Kkami tekrardan bir tepki vermek yerine beni izledi. İçimde engelleyemediğim bir çılgınlık vardı. Deli gibi gülümseyip duruyor uyandığımdan beri evin içinde yürüyüp duruyordum.
"Bekle sakın kaçayım deme küçük adam çünkü daha bitirmedim!" Kkami dört ayak üstüne kalktığında parmağımı doğrultup geri oturmasını işaret ettim. Yüzümü, ifademi ve çatılmış kaşlarımı izlerken birkaç kez kırptı küçük gözlerini. "Kkami," diyerek tekrar ettiğimde minik bir mırıltı ile parmağımın işaret ettiğini anlayarak geri oturdu koltuğa. Partilerini öne uzatarak başını oraya yasladı ve beni izlemeye devam etti.
"Harika." Dedim elimle ona küçük bir çak yaparken. Kocaman bir gülümseme ile Kkami'ye döndüm geri.
"Sonra, yani o andan sonra, şarkı bitti. Aklımdan bile geçmemişti biliyor musun?" Büyük bir hevesle ona bakarken alt dudağımı ısırdım. "Ben bittiğimizi düşünüyordum."
Kkami kocaman bir esneme takıldığında göz devirdim. "Sakın uyuyayım deme, bir saatlik kedi miyavlaması açarım Youtube'dan Kkami. Yemin ederim yaparım!" Saçlarımı geriye atarken derin bir nefes aldım.
"Sonra başımı göğsüne yasladım. Bana sarıldı o da. Konserin sonuna kadar o şekilde kaldık. Ara sıra saçlarımı öptü, doğrusu parmaklarının omzunda tuttuğu o hafif ritmi hala hissedebiliyorum. Ve," dedim nefesim hafifçe kesildiği için yutkunurken. "Dudaklarını da onları da hala hissediyorum."
Ellerimle yüzümü gizleyip derin bir nefes saldım. Mutluluk, heyecan ve bütün bu adını bile bilmediğim hisler bedenimi çılgın bir şekilde yönetiyordu. Ama şikayetçi değildim nasıl olabilirdim ki?
"Konser bitti, insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladığında oturmaya devam ettik. Neden bilmiyorum çok fazla konuşmadık. Kızarak teşekkür ettim bi ara, o zaman bile tebessüm harici bir şey yapmadı. Sahne bile boşaldı, ışıkları söndü. Ayaklarımızın yüksek yerden sarkıtıp gecenin karanlığında öylece oturmaya devam ettik. Bir hafta içinde yaptıklarından bahsetti biraz biraz, girdiğim mekanın tehlikeli oluşundan, evinin sadece aynı bina da olan bir daire oluşundan, okula gelmeyip daha fazla canımın yanmasını istememesinden bahsetti. Gecenin ortalarında gidelim mi diye sordu, isteksizce başımı salladım. Elimi tuttu, indik oradan. Koca, karanlık ve boş lunaparkta yürüdük biraz. Hava soğudu gitgide. Kısaca azarladı beni neden sözünü dinlemeyip kalın giyinmediğimle alakalı. Hırkasını zorla verdi bana, ona bana vermesini istemediğini söyledim." Başımı, bakışlarımı Kkami'ye çevirdim. Yutkundum ağırca, bir yandan da gülümsedim.
"Artık ben kokmuyormuş, 'Biraz sende kalsın, geri alacağım. Söz.' Dedi bana." Kkami ayaklandı, azarlamadığımı görünce bana doğru minik ama hızlı adımlarla ilerlerdi. Eğilip kucağıma aldım onu.
"Ben dün gece mutlu oldum Kkami."
Dudağım yana doğru kıvrıldı, akşamüstünü belirten turuncu ışıkların örttüğü güneşi, dışarıyı izledim bi süre. "Ve belki birazda aşık."Utandığımı hissedip başımı eğdim, yanaklarımın hafiften kızardığını, kalbimin sıcak bir hisle bedenimde attığını hissettim. Öylesine aptal gibi duruyor yine aptal gibi gülümsüyordum. Bu belki delilikti belki de ama ilk defa sonrasını, başka yönlerini veya etkilerini düşünmeden mutlu oluyordum galiba.