[7.50]
"Mızmızlanmayı bırakır mısın artık alt tarafı otobüsü kaçırdık ayrıca bir ders geç gitsek bir şey de olmaz Minho sakin ol."
Bu halleri bazen sinirimi bozmuyor değildi."Bir şey olmaz derken Felix kendine gel boş boş azarlamaları duymamak için bile okula bir saat erken gidebilirim, ayrıca sınav vardı siktir ya."
"Hassiktir." Büyük sıçmıştım ben daha okulda ikinci haftamızdı ve sınavdan nasıl yırtmaya çalışacağımı düşünmeye başlamıştım bile
"Salaksın felix sana o kadar hatırlattım."
"Bende insanım ya hani unutabilirim falan." demiştim tepki vererek."Bunu unutacak kadar aptal olduğunu ummuyordum." Gözlerini devirerek okula çıkan yollara baktı.
Ne yapacağımızı bilmeyerek yürümeye devam ediyorduk.
"Rapor mu alsak?"
Eğer böyle saçmalamaya devam edersem gerçekten Minho'dan dayak yiyecektim.."Ne boş yaptın, hızlan yetişemeyeceğiz."demişti.
"Çalışmadığın bir sınava nasıl girmeyi bekliyorsun?" İç çekmiştim."Umrumda değil." Yüzünden şerefsiz gülümsemesi de eksik olmuyordu.
"Gelmiyorum ben, hem yetişemeyeceğiz."
"Görüşürüz canım, hocaya da sen hesap verirsin."
"Sanırım sadece ben değil sende hesap vermek zorunda kalacaksın." Dedim
telefonumun saatini göstererek.
Telefonun ekran parlaklığı Minhonun gözlerini kamaştırmıştı, kısık gözleriyle bana sövdüğüne yemin edebilirdim."Sıçtık biz Felix fena sıçtık." Dedi ellerini saçlarına götürürken
Bu hali aşırı komik gelmişti küçük bir kahkaha patlattım. Minhonun öldürücü bakışlarını üzerimde hissetmem ile susmam bir oldu
"Sustum.""Of gerizekalı hem sınavı senin yüzünden kaçırdık hem de burda gelmiş gülüyorsun."
Bu sırada da omzuyla beni itmeye çalışıyordu"Alarm geç çaldı benim suçum yok biliyorsun."
"Kesin öyledir."Atışmalarımızı devam ettirerek okula doğru yürüyorduk, ilk dersin bitimine doğru gitmek için yavaş adımlarla ilerlemeyi tercih ettik.
*2 saat sonra*
"O mükemmel bahanene inandırabildin mi bari?"
"Bu kadar kolay inanmalarını beklemiyordum ama olsun." Kendimden emin bi yüz ifadesi takındım.
"Öyle olsun bakalım."****
Minho yine birileriyle uğraşarak cezaya kalmıştı tek gidecektim her zamanki gibi.
Aslında uzun zamandır hiçbir şey ilgimi çekmiyor ruhum çekilmiş gibi.
Bu okul günlerinde Minho ve Seungmin sayesinde ayakta duruyorum. Gülmemi sağlayan kişiler sadece onlardan oluşuyor sanırım.Soğuk ve boş sokaklardan sıyrılırken bu sıralar derslerimi çok boşladığımı ve bursumu düşündüm.
Bursumu kaybetmem hayallerimi kaybetmem demekti.
Bu sefer kendime söz verdim tekrar çalışmaya başlayacaktım ki karşımdaki güçlü rakibi de unutmadım Chris..Aşırı varlıklı olmasına rağmen sırf şov yapıp beni yendiğini göstermek için için çaba gösteriyordu resmen, ha bir de şu okul.
Hala gireceğim sınavı kazanıp New York'da eğitim görme hayalimin peşindeydim, başaracağıma da emindim.
Hep kendimden emin durmuşumdur ama güvenim hakkında bunu söyleyemeyiz.
Düşüncelerimle boğuşurken çoktan evine yaklaşmıştım.
Birden yağmur çiselemeye başladı, ardından sağanak haline döndü.Herkesin hazırlıksız yakalandığı ve kendine hayran bırakan bir yağmurdu..
Yağmuru severdim. İnsanların tüm benlikleriyle ıslandıklarına inanırdım. Küçük yağmur damlalarından kaçmaya ne gerek vardı? Diye düşündüm. Ama biraz daha ıslanırsam pek güzel şeyler olmayacaktı sanırım her zaman çok çabuk hastalanan ve bünyesi düşük olan biri olmuşumdur.
Şimdi de ben yağmurdan kaçıyordum o da beni kovalıyordu, aldırmadım.
Evime yönelen sokaklara hızlı adımlarla doğrulurken sokağın çok sessiz olduğunu farkettim.
Hızımı arttırdım.Evin olduğu sokağa girmiştim işte tüm günümü tüm düşüncelerimi süzgeçten geçirdiğim yer burasıydı.
Kırık lamba yaydığı loş ışıktan öte ufak bir cızırtı ile sokağa konser veriyordu..
Fakat bu sefer tuhaf bir ses duyuyordum burada iyi şeyler dönmeyeceğini 10 kilometre öteden anlayabilirdiniz.Yaklaştığımda şiddetli yağmurun ve rüzgarın etkilisiyle yere düşmüş olan demir direğin altında kötü bir şekilde sıkışan yavru köpeği farkettim.
Gördüklerimi sindirmeye çalışıyordum
Paniklemiştim.
Hemen o tarafa doğru eğilerek kendime acı çektirmek istemediğimden yavru köpeğin çığlıklarını duymamaya çalışıp onu kurtarmaya çalışıyordum. Direği kaldırıp yavruyu ordan kurtarmak için kollarım fazla güçsüzdü..
Yapamıyordum, kurtaramıyordum.
Oturup sadece ağlamak istedim o an.."Kimse yok mu? Yardım edin lütfen"
Bağırışlarım sokakta yankılanıyordu..
Cızırtı ile yarışıyordu adeta.Tüm gücümü toplayıp tekrar ve tekrar deniyordum.
yavruyu sıkıştığı yerden çıkartmaya çalışıyordum,gözlerime bakıyordu kendisini kurtaracağıma inanmış bir şekilde.
Ama ben onun parlak gözlerine bakamıyordum..Çağresizliğim gözyaşlarımın süzülmesine neden olmuştu.
"Nolur biri yardım etsin" "Kimse duymuyor mu?"
Arkamda bir sıcaklık hissedip döndüğümde yanımda uzun boylu biri belirmişti yorgun koyu kahve gözleri ile bana baktı.
"Sen iyi misin?"