Bölüm 2- Mükemmel Gün Tanımı

2.3K 159 195
                                    

Eve doğru yürümeye başlamıştım. Hala üzerimde yaşadığım günün şaşkınlığı vardı. Arada inanamayarak telefonumu çıkartıp fotoğrafa bakıyordum. Aidan'ın o muhteşem gülüşüne, gamzesine dalıp gidiyordum. Böyle giderse yürürken ya düşüceğimi ya da birine veya direğe çarpacağımı farkedip telefonumu cebime koydum.

İçeri girdiğimde babamla abim televizyon izliyor gibi görünüyordu. Onlara geldiğimi belli etmek istercesine kapıda görünüp, odama çıktım. Üzerimdekilerden kurtulup yatağıma oturdum. Telefonuma gelen bildirimle irkilmiştim.

''Aidan Gallagher seni takip etmek istiyor.''

Ekrana bakakalmıştım. Beni çoktan unutacağını düşünüyordum. Telefonu yatağa atıp hoplayıp, zıplamaya başlamıştım. Galiba kalp krizi geçirecektim. Sanırım iflah olmaz bir melankoliğim.

''Tamam Alanis, şimdi sakin oluyorsun. Önce yavaşça telefonu alıyorsun ve kullandığın instagram hesabını kontrol ediyorsun. Kötü bir fotoğrafın var mı? Aptalca bir şey paylaşmış mısın diye?''

İç sesim çok mantıklı konuşuyordu. Zaten iç sesler hep öyle değil midir? Hesabımı kontrol etmeye başladım. Daha iyi bir hesap olduğunu düşündüğümde Aidan'ın isteğini kabul ettim. Ben zaten onu takip ediyordum. Telefonumu yatağa bırakıp çalışma masama yöneldim. Gerçekten ders çalışmam gerekiyordu. Her ne kadar istemesemde sandalyeme oturum fizik kitabımı açtım. Fizikte çok zorlanıyordum. Fakat bir yerden başlamak gerekiyordu.

                                    ...

Sanırım biraz bir şey anlamıştım, yaklaşık üç saatin sonunda.

''Allah 'ım ben bu zekayla nasıl bu kadar yaşadım ya. Valla anlamıyorum. Bu kadar aptal olmam normal mi? " diye söylenerek merdivenlerden inmeye başladım. Abim mutfaktaydı.

''Yine ne söyleniyorsun kendi kendine?"

"Önemli bir şey değil."

...

"Abi?"

"Efendim ördek?"

(Evet abim bana ördek diye sesleniyor ne yazık ki.)

"Sence babam düzelecek mi?"

Bu sorum üzerine tezgaha yaslanıp kollarını kavuşturmuştu.

"Umarım düzelir. Açıkcası babamın psikoloğuyla konuştum bu gün,söylediğine göre bir ilerleme kaydedememişler şimdiye kadar."

Bunu söylemesiyle gözlerim dolmuştu. Her ne kadar bunu abimden saklamaya çalışsamda farketmişti.

"Hey! Ördek yapma ama böyle."

Bana sarılmasıyla omzunda ağlamaya başlamıştım. Sanırım abime haksızlık etmişim o da benim kadar bu eve, bize yardım etmeye çalışıyordu.

Ayak sesleri duymamla hemen abimden ayrılıp balkona çıktım. Göz yaşlarımı silerken babam balkonun kapısını açmıştı.

"Ne güzel bir gece değil mi baba? Bak yıldızlar nasıl da parlıyor. Onları izlemeye çıkmıştım bende."

Babam yavaşça yanıma gelmişti. Onun da bana sarılmasıyla daha fazla saklayamayacağım göz yaşlarım tekrar gözlerimden hücum etmeye başlamıştı. Ona sarılmış ağlarken abim de bize katılmıştı. Babamın o hasret kaldığımız sesini duymamla kafamı kaldırıp onu dinlemeye başladım.

"Anneniz ile ilk tanıştığımız zaman üniversitedeydik. Bir kaynaşma partisi olmuştu. Bende arkadaşlarımla katılmıştım. İçeride bunalıp balkona sigara içmeye çıktığımda orada annenizi görmüştüm. O sarı- tıpkı Alanis'in saçları gibi- dalgalı olan saçlarını ben balkona gelince eliyle kulağının arkasına takarak "yıldızlar ne kadar güzel, bütün ihtişamıyla parlıyorlar" demişti. İlk tanışmamız bu şekilde olmuştu."

"Biliyorum yaklaşık iki aydır kendimde değildim. Size çok fazla sorumluluk yükledim. Benimle ilgilenmekten doğru düzgün annenizin kaybını bile yaşayamadınız. Kendimi haklı çıkaramam çıkartmak istemiyorum da ama biliyorsunuz onu her şeyden çok seviyordum. Hayatımın anlamıydı. Onu - o olaydan sonra- yitirince kendime gelemedim. Biliyorum bunu yapmamalıydım çok yanlıştı. "

" Artık size söz veriyorum, sizi yalnız bırakmayacağım. Acımı kendim baş etmeye çalışarak değil birlikte baş etmeye çalışarak, yeneceğim diyemeyeceğim ama alışacağım. Bu asla yenebileceğim, unutabileceğim bir konu değil. Ama artık size söz veriyorum yanınızdayım. Her ne olursa olsun... Siz bana Emily'nin hediyelerisiniz. Sizden çok özür dilerim. "

Bu anın bizim küçük ailemiz için bir dönüm noktası olduğunun farkına varmıştım. Çok duygusal bir andı. Babam ve beni bırakın abim bile ağlıyordu. Onu hiç ağlarken görmemiştim - annemin cenaze töreni hariç- daha önce. Bu gün Aidan ile başlamış babamın bize geri dönmesiyle bitmişti. Mükemmel bir gündü. Kesinlikle benim mükemmel gün tanımım buydu.

                                     ...

Sabah uyandığımda hem yeni uyanmamın hem de dün çok fazla ağlamamın sonucu olarak gözlerimi açamıyordum. Bir süre yatakta gözümü açmaya çalışarak debelendikten sonra, yataktan düşmemle sonlanan kısa bir an yaşamıştım.

Uzun uğraşlar sonucu tarayabildiğim saçlarıma bakıp iyi olduğunu karar verdikten sonra okul formamı giydim. Ne yazıkki okul formam etek, gömlek ve ceketten oluşuyordu. Ha bir de asla bağlayamadığım bir kravattan. Çantama bir kaç defter sıkıştırıp aşağı indim.

Babam bizim için kahvaltı hazırlamıştı.

"Tamam Alanis sakin ağlamaya başlama, babanı daha çok suçlu hissettirirsin."

Boğazımda bir yumruyla sofraya oturdum. Babam o özlediğim babamdı. Gözlerinin içi gülen, bizim için çabalayan neşeli babam. Şu an tam olarak eskisi gibi değildi ama eskisi gibi olmaya çalıştığı her halinden belliydi.

" Hey prenses, o kravatın öyle bağlandığını hiç sanmıyorum. Ben depresyondayken hep böyle mi gittin yoksa okula!"

"Yani şey, öyle denebilir."

Biz gülüşürken içeriye abim girmişti.

"Yalancı bir gün ben bağladım ya onu da söylesene."

"Ha doğru evet BİR KERECİK abim yardım etmişti."

Babam kravatımı düzelttikten ve kahvaltımızı ettikten sonra ayağa kalktım.

"Daha fazla sevgili babacığımla ve Hödük Abimle durursam okula geç kalacağım. ''

" Şimdi görürsün sen hödük kimmiş! "

Abimin beni kovalamasıyla babamın arkasına kaçmıştım. Bana seni babam olmasaydı mahvetmiştim der gibi bakıyordu.

" Hop, hop! kızımı - hödüklere- ezdirtmem. "

Birlikte gülüp eğlendikten ve babamı öptükten sonra kapıya gidip ayakkabılarımı giydim. Hızlı olmazsam geç kalacaktım.

                                      ...

Okula vardığımda hocadan bir saniye önce sınıfa girmiştim. Maraton koşmuştum resmen. Nefes nefese sırama oturdum. Hoca günlük konulardan bahsederken kapı çalmıştı.

'' Çocuklar size söylemeyi unuttum. Sınıfımıza yeni bir öğrenci katıldı. Bir çoğunuzun onu tanıdığına eminim. ''

Kapının açılımasıyla içeri gelen kişiyi görmem bir olmuştu.

"Bir dakika bu kişi..."

Çok iyi yerde bitirmemiş miyim bölümü? Bildiğiniz üzere yazarlığın bir kuralıdır bu,heyecanlı yerlerde bölümü bitirmek. Mslsnxkmsksms Bence baya güzel gidiyor hikayemiz. Sizce nasıl? Yorumlarda belirtin. Sonraki bölümde görüşmek dileğiyle Görüşürüzzzzz 🥺❤️

MAYBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin