moonlight pt. 1

286 53 10
                                    

•••

"Kaçıncı yüzyıldayız?"

"Aslında biliyorum, sadece, biraz fazla içince şey oldu." Sarışın oğlan uzanıp elindeki gazoz şişesini almış ve yanından geçtikleri çöp kutusuna atmıştı.

"Gazoz içiyorsun alt tarafı. Bizden habersiz ne alıyorsun da gereğinden fazla saçmalıyorsun merak ediyorum doğrusu.''

''Bugün ders çalışayım diye oturunca sağlam hücresi kalmadı, yazık.'' Seungmin omzuna atılan kolun ıslak tişörtünün üzerine yapışmasını umursamadan başını kola yasladı.

''En azından o başladı. Sen?'' 

''Ne alaka şimdi niye bana dönüyor olay?'' Chris kendi kuzenini savunup ortalarına geçerken kimse az önce sıcaktan söylendikleri güneşi umursamıyordu

Buraya geleli neredeyse bir hafta olmuştu. Bu bir haftada ailelerin tembihlerini hatırlayıp söz verdikleri gibi ders çalışıp yalnız olmanın verdiği etkiyle biraz da dağıtıyorlardı. Kasabayı tamamen keşfetmiş fakat tam haritasını çıkaramamışlardı. Neredeyse tüm evlerin düzeni aynı olduğu için boş sokakları birbirinden ayırt etmek zor oluyordu.

Bugün de yüzmek istedikleri için sahile inmeye karar vermişlerdi. Bazıları desek daha doğru olur hatta.

Chris ve Felix her zamanki gibi yüzme yeteneklerini sergilemek için yanıp tutuşurken Jisung onların jürisi olup adil bir seçim yapacağını söylüyordu. Seungmin ise biraz onlarla eğlenip güzel anları kayıt altına aldıktan sonra uzun süredir elini sürmediği saman türü kağıtlarına çizim yapmayı planlıyordu. 

Arkadaşları buna ses etmezdi. Çünkü biliyorlardı ki gerçekten yeteneği vardı. Bunu kullanmasına memnunlardı, üstelik bazen kendileri gönüllü model oluyordu. 

Konuşa konuşa bir süre sonra şapkalarla birlikte geldikleri yamacın dibini incelediler. Kasabanın kesimi alçak olsa da çok fazla yükseltisi bulunuyordu. Yanında durdukları yamaç gibi. 

Yüksek yamaca ve üzerlerine bir şey düşebilme tehlikesine rağmen sağladığı gölge ve serinliğin altına geçmeyi tercih etmişlerdi. Zaten kasabanın bu kadar büyük bir plaja ev sahipliği yapması ve güneşlenmeyi seven insanların çok olmasıyla bu alanı kolayca elde etmişlerdi.

Bir ihtimal kendileri hariç kapabilecek dört genç var. Eh, onlar gelse de sorun çıkacağa benzemiyordu. Garaj buluşmasından sonra gün içinde bir iki buluşma daha yapılmış, bu defa Felix alışmaya başlarken Seungmin kendini geri çeken taraf olmuştu.

Arkadaşları bu konuda üstelememişti çünkü sarışın beden ve onun arasındaki bakışmalara tanık oluyorlardı. Seungmin onlara bir şey demedikçe veya aşırı bir durum olmadığı sürece de herhangi bir karışma meselesi olmayacaktı.

Seungmin'in gözünden bakacak olursak ise bunu kesinlikle garip bir çekim olarak tanımlardı. Sarı saçlı bedene aşık olmuş değildi, delicesine sevmiyordu da, ama etkilendiğini de inkar edemezdi. Vakit geçirmek istiyordu, sadece hangi sınırlar içerisinde olmak istediğinden emin değildi. Kendini ne gibi bir kategoriye sokmak istediğinden emin değildi. Bu yüzden ne zaman bakışları çakışsa kendini geri çekip yalnız kalmamaya çalışıyordu. 

talking to the moon | hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin