talking to the moon | hyunmin

popcorn

•••

"Cidden yaparım. Ayrılmayacaksın yanımdan."

"Şurada senin için plan yapıyoruz son seneyi sınav depresyonuyla geçirme diye, iki dakika teşekkür et ya. İnsaf biraz." Arkadaşının kolundan kurtulup en önde ilerleyen gençlerin yanına adımlamıştı Jisung.

Aslında kabul edilen bir gerçek vardı ki amaç sadece eğlenmek ve bunun yanında ufak bir kaçamak olmasını sağlamaktı. Burada geçirecekleri kısıtlı süreleri vardı ve sadece etkilendiği biriyle zaman geçirmesinde sakınca görmüyorlardı. 

Karışık bir şekilde yürüyen merdivene bindiklerinde önünde hangi filme gireceklerini tartışan arkadaşlarını dinledi. Hangisine gireceğini pek de umursamıyordu çünkü her türü izlemeyi seven birisiydi. Bu yüzden onlara yorum yapmak yerine neden kasaba dışında böylesine kapsamlı bir alışveriş merkezi olduğunu sorgulamaya başladı.

İçerinin kalabalık olması daha da garibine giderken garipsediğini açıkça belli edip dudaklarını büzdü. Aldığı derin nefesi verirken gözlerini önüne çevirdiğinde kendisini izleyen sarışın bedenle yutkunma ihtiyacı hissetmişti.

Dün Hyunjin'in kendisine ciddi anlamda çalışmasına yardım etmesinden sonra aralarında çözemediği bir şeyler olduğunun farkındaydı. Özel bir şeyler konuşmaktan kaçınıp ya bakışmışlar ya da oldukça günlük şeylerden bahsetmişlerdi.

Belki de Seungmin'in garip hissetmesinin nedeni konuştukları cips markalarıdır?

Buna rağmen açtığı her konuda karşısındaki beden ters bir tepki vermemiş ya da değiştirmeye çalışmamıştı. Aksine ona ayak uydurmuştu. Bunun için Hyunjin'e minnettar olduğunu söyleyebilirdi.

Merdivenin sonuna yaklaşmalarıyla duruşunu düzeltip bakışmalarını böldü ve arkadaşlarını takip etti.

Birlikte salonun önündeki film afişlerine geldiklerinde çoktan fikir ayrılığı oluşmaya başlamıştı.

"Ama bu daha iyi. Görmüyor musunuz puanını?"

"Gerilim istemiyorum. Komedi falan yapsak?"

"Bence dağılalım." Komedi filminin afişine yaslanan Jisung'la diğerlerine baktı Seungmin. Hepsi kararsız duruyordu. Ortak bir filme giremeyeceklerse neden geldiklerini düşünen de vardı tabiki.

"Öyleyse bende geliyorum." Minho Jisung'un yanında geçerken hemen ardından da Chris ulaşmıştı.

"Bilim kurgu istiyorum ben. Hava atmam gereken konular var."

"Büyümüş de küçülmüş." Sarı saçlı beden en küçüklerine laf atsada araya giren Changbin'le saygıyla eğilmiş ve gülümsemişti.

Bu haline istemsizce kıkırdadı Seungmin. Sesiyle birlikte Hyunjin çaprazındaki bedene dönerken gülümsemesini genişletti.

"Biz neye girelim?" Anında duruşunu düzeltip ciddi bir ifade takınarak yanına dönmüştü ki Felix'in kendisini bırakıp Jisunglara katıldığını ancak fark etmişti.