Yeni Doğan Güneş

~ 6 ~

- Anlat bakalım Rayne Edwards, kime çalışıyorsunuz? ( diye sordu kızıl saçlı bir kadın. Bileklerimden masanın ortasına sabitlenmiş bir demire kelepçeliydim. Ayrıca boynumda da güçümü kullanmamamı sağlayan demir bir tasma)

- Biz hiç kimseye çalışmıyoruz. Sizden sadece yardım istemeye geldik. Bu kadar. ( diye açıkladım karşımda oturan kızıl saçlı kadına ve onun tam yanında ayakta duran sarışın kafede karşılaştığımız adama)

- Böyle mi yardım istemeye gelinir? ( diye kaşlarını kaldırarak baktı bana sarışın adam  ellerini göğsünde birbirlerine dolayarak)

- Asistan kız bizi buğun alamayacağını söyledi ve benimde başka bir güne kadar sabredecek vaktim yoktu. ( diye cevap verdim ne kadar kızgın olsam da sakinliğimi korumaya çalışıyordum. Kızların içinde en sabırlı ve sakinliğini koruyan bendim. Şimdi hayal bile edemiyorum Janessa'nin sorgusu nasıl geçiyordur)

- Bu kadar önemli olan şey neydi? ( diye sorularına devam etti kızıl saçlı kadın)

- Dün yaşadığımız yere bir saldırı oldu ve kardeşlerimden en küçüğü kaçırıldı. ( diye anlattım dün olanları)

- Bizimle ne alakası var? Polise gitseydiniz ya. ( diye konuştu yüzbaşı)

- Darla kaçıran kişilerin Hydra diye bir örgüt olduğunu söyledi. Ve sizinde onların peşinde olduğunuzu anlattı. Bizde sizin yardım edebileceğinizi düşündük. ( diye cevap verdim adamın sorusuna)

- Darla şu sizin "kardeşlerden" biri mi? O nerden biliyormuş? ( diye sordu kadın)

- Bilmiyorum. Darla tarih ile çok fazla ilgilenen birisi muhtemelen ordan biliyor. ( diye cevap verdim çünkü kendim bile bilmiyordum bu bilgileri Darlanın nerden öğrendiğini. Bu anlattıklarımdan sonra kızıl saçlı kadın ve yüzbaşı birbirlerine baktılar ve sanki bakışları ile bir birlerine bir şey demeye çalıştılar) Bize yardım edecek misiniz?

- Kaçırılan kız. Onun da süper gücü var mıydı? Ve neyidi? ( diye sordu kadın)

- Evet vardı. Süper hız. ( diye cevap verdim. Bu bilgileri asla başkalarıyla paylaşmazdım ama onların yardımlarına ihtiyacımız vardı ve onlardan bir şey saklayamazdım. Ve nedense onlara güveniyordum, tuhaf bir şekilde)

- Tamam, biz 'kardeşini' bulmaya çalışacak. ( diye cevap verdi kadın ayağı kalkarak)

- Ben de gelicem sizinle Ella'yi bulduğunuz zaman. ( dedim kendimden emin bir şekilde)

- Buna bakıcaz. ( dedi kadın ve masada duran dosyayı alarak yüzbaşı ile odayı terk ettiler)

***

Bucky elinde bir dosya ile sorgu odasına girdi. Dosyayı masanın üzerine bırakarak iki elini de masaya koyarak bilekleri kelepçeli bir şekilde  ve boynunda gücünü bloklayan bir tasma ile oturan kıza eğildi.

- Evet Darla Bell, anlatmaya başlayabilirsin. (Diyerek kızın konuşmasını bekledi ama Darla suskunluğunu koruyordu. Hatta adamın yüzüne bile bakmıyordu, başını yere eğmiş bir şekilde oturtuyordu) Konuşmayı düşünüyor musun? ( diye sordu Bucky kızdan cevap gelmeyince)

- Rayne her şeyi anlatır zaten. Üzerinden yüz kere geçmenin ne anlamı var? ( diye suskunluğunu bozdu Darla kafasını kaldırıp adamın gözlerine baktı. Bucky işte o an kızın suratının bembeyaz olduğunu fark etti. Önceden yeşil olan gözlerinde sanki renk yoktu, gri ve soluktu. Bucky endişelenmeye başlamıştı)

- Sen... sen hiç iyi değilsin. ( korkulu gözlerle kıza yaklaştı )

- Çıkar şunu boynumdan. ( kelimeler sanki zor dökülüyordu Darlanın ağzından. Hiç gücü kalmamıştı. Bedeni ölü gibiydi.)

Bucky hızla cebinden anahtarı çıkararak kızın boynunda ki demir tasmayı açtı ve diğer anahtarlar ile de bileklerinde ki kelepçeyi çıkardı. Kız yarı baygın bir şekildeydi. Hemen kızı kucağına alarak odadan çıktı. Bu sırada diğer oda dan da Steve ve Natasha çıkarken Bucky ve kucağında bembeyaz olmuş yarı baygın bir şekilde yatan kızı gördüler.

- Ne oluyor? ( diye sordu Nat şaşkın gözlerle)

- Bilmiyorum ( diyerek cevap verdi Bucky hiç durmadan kızı laboratuvara yetiştirirken)

Bucky çıktıktan bir süre sonra da diğer sorgu odalarından da diğerleri çıktı.

- Nasıl geçti sizin sorgunuz? ( diye sordu Natasha diğer ajanlara)

- Benim kız, Daphne Robinson, her şeyi anlattı sakin bir şekilde. Onunla iyi anlaştık. ( diye cevap verdi Sharon)

- İyi miş ya benim ki iyice kafayı yedi, bana da yedirtti. Hiç bir şey anlatmıyor. Çırpınıp duruyor. Janessa mıdır nedir. ( diye söylendi Sam. Bunun üzerine Natasha ve Sharon güldüler)

- Bizimki de her şeyi anlattı, sanırım gerçekten yardıma ihtiyaçları var. Onlara yardım etmeliyiz. ( diye konuştu  Natasha )

- Haklı olabilirsin ama bunu önce Fury ile konuşmamız gerekiyor ( dedi Sharon)

- Evet özellikle şu Bucky'nin sorguladığı kızı iyi bir şekilde araştırmamız gerekiyor. Hydra ve bizim hakkımızda bir şeyler biliyor. ( diye sessizliğini bozdu Steve. O şüphelenmişti kızlardan)

- Bence kötü birilerine benzemiyorlar. Öyle olsaydı teslim olmazdılar zaten. ( diye kendi fikrini söyledi Sharon)

- Bilmiyorum sizinkileri ama benimkinin kesin içinde bir şeytan var. Kim supernatural'i izlemişse lütfen girip şeytanı kovabilir mi? ( diye Janessa'yi şikayet etmeye devam etti Sam ve buna yine herkes gülerek Sam ile dalga geçmeye başladılar)

🐙☠️

- Efendim bu kızı ne yapalım? ( diye sordu bir adam Ella'nın kolundan sıkıca tutarak)

- Gücü ne? ( diye sordu Strucker)

- Şerefsizlerin yüzüne tükürmek. Bak şöyle. ( diyerek karşısındaki adamın yüzüne tükürdü. )

- Lan seni ben... ( adam yüzünü sildikten sonra kıza sert bir tokat attı)

- Süper hız efendim. Gücü süper hız ( diye cevap verdi Ella'yi sıkıca kolundan tutan adam)

-  Götürün şu kızı da diğer süper hız olan mutantın yanına kapatın. ( diye emretti Strucker. Adam kızı peşinden sürükleyerek ikizlerin hapis tutulduğu yere çıktı ve erkek olan mutantın kapısını açarak kızı içeri attı. Kız düşecekken hızla yanına gelen mutant oğlan onu tutu)

- Yavaş öküz ! ( diye bağırdı Ella onu atan adama. Adam hiç bir şey demeden kapıyı yine kilitleyerek uzaklaştı)

- İyi misin? ( diye sordu mutant oğlan kızı bırakarak)

- İyim teşekkür ederim. ( diye cevapladı Ella oğlanın mavi gözlerine bakarak)

☁️

Bilgi:
Daphne'nin gücü - deprem yaratma ve titreşim manipülasyonu. Daphne fazla silah kullanmaz onun için en iyi silah gücüdür. Elinden çıkarttığı titreşim dalgaları sayesinde kolaylıkla düşmanlarının icabına bakıyor.