İkizler ve Ella Afrika'ya dünyadaki en dayanıklı metali, vibraniumu, almaya gittiler. Ella korktuğu için onu orman taraflarında güvenlik bir yerde bıraktılar. Avengerler de aynı sebepten dolayı gelmiştiler. Herkes içeri baskın için girerken, Banner ve Darlayı quinjette bırakmıştılar. Yardım gerekirse sadece devreye geçecektiler.
Ultron istediği şeyi aldıktan sonra adamın Starkla ilgili söylediği şey pek hoşuna gitmemişti. O asla Stark'ın yaptığı bir şey değildi.
- Beni Starka nasıl benzetirsin? Ben ondan nefret ediyorum ( bu sözlerle adamı merdivenlerden attı)
- Ah oğlum, babacının kalbini kırıcaklasın ama ( Stark bir kaç metre önlerine iniş yaptı zırhının içinde. Ve ardından da diğerleri)
- Gerekirse ( Ultron satıcı adamı unutmuştu bile şu an ki hedefi Stark olmuştu)
- Hiç bir şey kırmamıza gerek yok ( aralarına girdi Thor)
- Omlet istiyorsan yumurta kırman gerekir ( diyerek bir espiri yaptı Ultron)
- Azımdan aldı resmen ( dedi Stark)
- Hahaha ne kadar da komiksiniz bay Stark ( yalancı bir kahkaha ile öne çıktı Pietro) Nasıl? Beğendiniz mi burayı? Roketlerin içinde. ( diyerek iğneleyici bir soru sordu aşağı da duran kocaman roketleri ima ederek )
- Siz ikiniz hala gidebilirsiniz ( diye sessizliğini bozdu Yüzbaşı)
- Biz zaten gidicez ( cevap veren kişi Wanda oldu)
- Siz çok fazla yıprandınız ( konuşmaya devam etti Yüzbaşı)
- Ah Kaptan Amerika, sanki sen savaşsız ve dövüşsüz yaşayabilirsin? Şu an kusardım ama tasarımım izin vermiyor. ( Yüzbaşının lafını kesti Ultron)
- Sen dünya barışı için olduğunu söylüyorsun. Biz de öyle ( diye konuşmaya bu sefer Thor dahil oldu)
- Lütfen barışı ve huzuru karıştırmayalım ama
- Öyle mi? O zaman vibranium ne için? ( diye sordu Stark)
- Çok güzel bir soru. Ben de tam muhteşem planımı açıklayacaktım. ( Ultron elini kaldırarak gücü ile Stark'ı zırhı ile kendine çekti ve turuncu bir enerji ışığı ile Starkı arkadaki duvara fırlattı. Ve işte başlıyoruz.)
Herkes pozisyonlarını almıştılar. Ekibin geri kalanı diğer robotlarla uğraşırken Stark ise Ultron ile dövüşüyordu. Clint yukardan bir yerden ok fırlatırken Janessa da ona katıldı. Steve Thor Daphne ve Rayne oldukları yerde robotlarla dövüşürken araya ikizlerde girdiler. Sürekli hız gücünü kullanarak Pietro fazlasıyla rahatsız ediyordu herkesi.
Savaş devam ederken Wanda asıl plana geçiş yapmıştı. Yavaş yavaş herkesin zihinleri ile oynamaya başlamıştı. Önce Thor, sonra Steve, Natasha, Daphne derken sıra Clint'e gelmeden önce Janessadaydı.
Janessa oklarını fırlattıktan sonra durup etrafı kontrol etti. Arkasından yaklaşan birini hissetti. Wanda daha sihirini kullanmaya başlamadan Janessa hızla dönüp elini kızın alınına koyarak elektrik gücü ile kızı çarptı. Wanda olduğu yerde kalarak titremeye başladı. Janessa yeterli olduğunu düşündüğü anda tam elini çekecekken bir rüzgar ile yanında olan cam zeminin üzerine düşerek camı kırdı ve yere çakıldı. Kafasını kaldırıp baktığında Pietro ile göz göze geldiler. Adam baya hırslanmıştı kıza. Kardeşini kucağına alarak hızla gözden yok oldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- İyi misin? ( diye sordu Pietro kardeşini o yerden uzaklaştırıp güvenli bir yere getirerek)
- Başım çok açıyor. ( diye cevap verdi Wanda alnını tutarak acıyı dindirmeye çalıştı)
- Gidip o kızı geberticem ( diyerek dizlerinin üzerinden ayağı kalktı gitmek için ama Wanda kardeşini durdurdu)
- Dur. Planı tamamlamam gerekiyor. Devi istiyorum. ( Wanda yenilmezlerin olan quinjette doğru döndü. Asıl planları zaten oydu)
Wanda Bruce'un zihnine girerken ona engel olmaya çalışan Darlayı da etkisine almıştı. Önce onun zihni ile olmadıktan sonra rahatlıkla Bruce geçmişti.
💭
Darla koltukta dizlerini kendine çekerek stresten tırnaklarını kemirerek oturuyordu. Birden oturduğu odanın kapısı açıldı ve içeri iki adam girdi. Birisi Darlaya çok tanıdıktı ama diğerini ilk defa görüyordu. "Darla hazırlan gidiyorsun" dedi adam. Darla hızla eldivenlerini takarak ayağı kalktı. "Nereye? Ben bir yere gitmek istemiyorum" diye cevap verdi Darla. "Layık olduğun yere. Sana sormuyorum zaten, gideceksin o kadar" diye bağırarak tekrarladı adam. "Baba lütfen ben gitmek istemiyorum. Ben gitmecem bir yere" kızın gözlerinde yaşlar yığılıyordu. Darla diğer adama baktı. Adam siyah kıyafetler giyinmişti ama Darlanın dikkatini çeken tek şey adamın kolunda ki rozetti. Rozettin üzerinde bir ahtapot simgesi vardı. "Darla uzatma gideceksin" diye bağırdı babası. "Ben gitmecem" diye bağırdı Darla. "Ben annemi istiyorum" diye fısıldadı başını yere eğerek. "Sen anneni öldürdün. Şimdide bunun bedelini ödeyeceksin" diye kızın üzerine yürüdü adam. "Ben istemedim. Baba lütfen yapma" Darla daha fazla göz yaşlarını tutamadı. "Bana baba falan deme" diye tokat attı adam. Darla dizlerinin üzerine düştü. Babası kızın saçından tutarak kapıya taraf sürüklemeye başladı. "Baba yapma lütfen. Baba" diyerek bağırmaya başladı Darla ağlayarak. Darla hemen eldivenlerini çıkararak onun saçından tutan babasını koluna yapıştı. Adam hissettiği acı ile elinde ki silahı ve kızın saçını bıraktı. Darla hızla yere düşen silahı alarak ayağı kalktı. "Yaklaşma. Ben bir yere gitmek istemiyorum" diye bağırdı Darla. "Bırak o silahı Darla" adam kıza taraf yürüdü. Darla korkarak tetiğe bastı ve babasını sol göğsünden vurdu. Diğer adam kendi silahını çıkararak kıza doğrulttu. "Bırak o silahı" diye emretti adam. Darla yaptığı şeyden şoktaydı. Silahı yere bıraktı. Adam elinde eldivenler ile kızın kolundan yakalayarak dışarı sürüklemeye başladı. Kız kendine gelerek adamın açık bir yerini aramaya başladı. Darla onu tutan adamın üzerinde giymiş olduğu kıyafetinin kolunu sıyırarak açılan kısmına yapıştı. Adam daha ne olduğunu anlamadan hissettiği acı ile yere yığıldı. Darla ağlayarak adamın bütün hayatını kendine çekti.
Darla adamı bırakarak etrafına bakındı. İki cesetin ortasında kalmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Hayatı bir anda koca bir kabusa dönmüştü. Oysa kız daha sadece 13 yaşındaydı.
