"Ah, başım..." Seungmin annesinin sesini duyduğu gibi doğrulup ona bakarken paramedik kız gülümsemişti.
"Tansiyonunuz normale döndü, daimi kullandığınız ilaçlarınızı aksatmayın." Kadın onaylayarak Seungmin'e dönmüş, döndüğü gibi kalktığı sedyeye kendini yeniden bırakmıştı. "Ah kızım, tekrar ölç şu tansiyonumu. Oğlum benden habersiz evlenmiş baktıkça beynim zonkluyor."
"Anne kızmadın işte kalk ya."
"Kızdım! İnsan annesine söylemeden evlenir mi? Ben oğlumu damatlığın içinde neden göremiyorum? Ah ah, seni boşuna mı büyüttüm ben?" Seungmin gülmemeye çalışarak annesine sarılırken kadın da oğluna sarıldı. "Ben yokken çok mutlu mu evlendin?"
"Az mutlu evlendim ama seni götüremezdim ki, nasıl Avustralya'ya gelecektin?"
"Haber verseydin ya eşek sıpası." Kadın oğlunun sırtına vura vura onu iteklemiş, Chan'ın yardımıyla sedyeden inmişti. Daha sonra beklemeden Chan'ın koluna da vurdu.
"Madem evlendiniz sen de oğlum olduğuna göre, sana da vurayım."
"Bayılmayın da, vurun istediğiniz kadar." Chan, koluna giren kadınla az önce çıktıkları kafeye geri girmiş sandalyesine oturmasına yardım edip Seungmin yanına otursun diye karşısına geçmişti.
"Fotoğraf da mı yok? Ne kadar üzüldüm biliyor musun? Aşk olsun Seungmin."
"Olsun olsun, aşk olsun tabii. Anne kızma ya, sana söylesem babam öğrenirdi gelir kasap bıçağıyla parçalardı beni." Kadın durmuş, düşünmüş ve oğluna hak vermişti. Durum tam olarak böyle olurdu. Babası homogobiğin tekiydi, geri kafalıydı ve zaten Seungmin'i gördüğü yerde boğazlamak istiyordu.
"Bu affettiğim anlamına gelmiyor."
"Senin için bir daha evlenirmiş gibi yaparız." Seungmin onay beklercesine eşine baktığında Chan onaylamıştı.
"Hala kırgınım, hem torunum da olmayacak ne anladım bu işten?" Kadın küskün bir tavırla oğluna bakarken aslında duruma kızma işini bırakmak üzereydi.
"Anne, ne yapabilirim bu konuda yani şu an? Kadın mı olayım?"
"Ay, saçmalama." Seungmin kaşlarını çatarken Chan gülüşünü bastırmaya çalışıyordu.
"Ne zaman evlendiniz?" Burun kıvırarak sorduğu soruya duyacağı cevaptan korkmuyor değildi. Teknik olarak, oğlu zaten düğünden kaçtığı için gizlice evlenmesini o kadar sorun etmemesi gerekiyordu. Oğlu nasıl mutluysa onu kabul edecekti.
"Çok olmadı."
"Ne kadar oldu işte?"
"Az oldu işte." Seungmin lafı dolandırmaya devam ederken, Chan başını eğdi. Gülüşünü kesinlikle bastırması gereken bir durumdaydılar.
"Sabrımı sınıyorsan sonuna geliyoruz."
"Dört aycık oldu."
"Ah Seungnin, ah... Gücüm yetseydi de seni duvardan duvara vursaydım Seungmin." Kadın masadaki suyu içip oğluna kaşlarını çatarak baktı. Deli ediyordu onu ama seviyordu çocuğunu kadın napsın atsan atılmaz satsan satılmaz.
"Ne desen haklısın."
"Bir de haksız mı olayım? Armut dibine düşermiş, aynı babansın, aynı. Çat diye evlendiydik annem kalp krizinden öteki tarafa gitmişti."
"Anne ne diyorsun ya gerginim zaten." Seungmin sessizce konuşurken kadın oğluna ters bir bakış daha attı.
"Geril geril, patlayana kadar geril. Eşek sıpası, eşek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar³
FanfictionChan onu onaylayıp gencin parmağındaki yüzüğü oynattığında Seungmin yumruğunu sıkıp yüzüğü çıkarmasını engelledi. "Dokunma yüzüğüme." "Çıkarmak istiyordun." "Artık istemiyorum." - kaçak damatlar serisinin üçüncü kitabıdır.