anne

3.3K 359 201
                                    

"Uyumamışsın yine." Seungmin, kahvaltı masası hazırlarken başını kaldırıp annesine baktı. Yorgunca gülümsediğinde kadın gidip kendinden uzun oğluna sarılarak kokusunu içine çekti. "Düşünmedin mi yeteri kadar?"

"Düşündüm." Seungmin gülümseyerek geri çekilip mutfağı gösterdi. "Sen şey yapar mısın anne?"

"Yaparım oğlum. Ama ne düşündüğünü bana da söyle." Seungmin gülümseyerek annesinin yanaklarını sıktı. "Önce Chan öğrensin."

"Aman, varsa yoksa kocan. Hayır, yakışıklı ve tatlı diye kızamıyorum da."

"Öyledir. Ellerinden öper kahvaltı." Seungmin mutfaktan kaçarken annesinin ona sarılmasıyla aldığı enerjiyi gülümsemekle harcadı. Kapıyı çalarak içeri kafasını uzattı. "Sevgilim?"

"Gel." Chan aynanın önünde gömleğinin yakasını düzeltirken Seungmin ona ulaşıp hala açık olan düğmeleri iliklemeye başladı.

"Bir şey söyleyeceğim."

"Söyle." Chan yakasını düzelttiğinde Seungmin gömleğin omuzlarını düzeltip sevgilisinin gözlerinin içine baktı.

"Bebeğin adı ne oldu?"

"Sunoo, neden sordun?"

"Yang Sunoo, güzel oluyor." Chan tek kaşını kaldırırken Seungmin gülümseyerek kollarını Chan'ın boynuna sardı. "Sence de öyle değil mi?"

"Ne demeye getiriyorsun?"

"Gayet anladın."

"Söyle sen." Chan kollarını eşinin ince beline sararken Seungmin dusağının kenarını öptü. "Baba olmaya hazır mısın, diyorum. Seninle bir oğlumuz olsa, çok hoş olurdu bence."

"Başta niye söylrmedin? Verdiğim tepkiden dolayı mı?"

"Biraz. Ayrıca kendime de çok güvenmiyordum. Sanırım gelecekteki patronum Sunoo bakıcıya bırakılacak kadar büyüyünceye dek bana esnek çalışma saatleri verir?" Chang gülerek segilisinin bıynunu öpüp belini gıdıklarken Seungmin çığlık atarak güldü. "Yapma!"

"Çok tatlısın."

"Ne zaman nüfusumuza alırız?"

"Bugüm işe geç gitsem sorun olmaz." Chan sanki patron değilmiş gibi konuşurken Seungmin güldü. Sevgilisine tekrar sarıldığında yine gıdıklanınca bu kez sadece Chan'dan değil odadan da kaçmıştı. Gülerek salona gelip annesine arkadan sarılarak yanağını öptü.

"Çok mutlusun."

"Torun istiyordun, değil mi?"

"Hıı, doğuracak mısın?" Kadın oğluyla alay ederken Seungmin göz devirip güldü. "He anne, bir aylık hamileymişim bu sabah öğrendim." Seungmin masyaa otururken Chan yüzünü buruşturarak mutfağa girdi.

"Biyolojik olarak imkansız olmasına rağmen hayali bire garip."

"Çok komik olurdu be." Seungmin gülerek salatalığı ağzına atarken kadın da karşısına oturdu.

"Kışın ortasında yaz meyvesi isteyecek viyolojik yapılı bir eşim olmadığı için fazla mutluyum." Seungmin tek kalını kaldırdı. "Ya, öyle mi? Portakal istiyorum Chan'cığım. Sulu ve ekşi olsun lütfen." Kadın iki oğlunun sohnetine gülerek Seungmin'in eline vurdu. "Uğraşma çocukla, ye yemeğini. Hadi oğlum sen de başla, akşama kadar çalışıyorsun."

"Oturduğu yerden iki satır şey yazıyor." Seungmin hala sevgilisiyle uğraşırken kadın göz devirdi. "Uzatma oğlum."

"Anne dursana iki dakika ya, şakalaşmamıza da izin vermiyor." Chan gülerken ağzına domates atıp çatalını ona doğrulttu.

"Bugün şirkete gelip iki satır şeyi sen yazıyorsun."

"Hayatım, şaka yaptım, nasıl yazayım ben? Üstün zekan ve ilhamın bende yok."

"Seungmin arkana bakmayı unutma bebeğim." Seungmin kahkaha atarken kadın kaşlarını çattı. "Neydi bu?"

"Chan'ın arabasını sürerken geri vitese takmıştım, arkama bakmadım, tank gibi arabaydı şükür ki, direğe bir geçirmişim anne var ya! Direk yamuldu, direk!"

"Onun vergisini ödemedin bana hala."

"Eşler arasında paranın lafı mı olur canım, sen de!" Seungmin gülerken Chan da sırıttı.

"Kart çıkartalım artık."

"Bak çocuk."

"Otuz yaşıma geldim."

"Yirmilik çıtırsın hala sus, ayrıca iki sene var, neyse. O kartı istemiyorum diyorum sana."

"Senin için mi diyorum? Bebeğimizin ihtiyaçlarını alırken onu kullanırsın." Seungmin, ufak çaplı bir buta kalmış, ardından onaylamıştı. "Tamam, çıkarırız."

"Bilseydim daha önce evlat sahiplenelim derdim!" Chan heyecanla konuştuğunda Seungmin omuz silkti. "Parayı bebek için harcayacağım."

"Kendine de harcarsın. Oh be! Anne oğlunu sonunda ikna ettim, görüyor musun?" Seungmin'in annesi gözlerini kocaman açarken Seungmin ağzında çikolatalı ekmekle gülmemek için uğraşıyordu.

"Anne dedi, bana dedi! Seungmin, duydun mu? Damadım sonunda bana anne dedi!" Kadın Chan'ı sıkıca sararken Seunfmin eliyle ağzını kapatıp güldü.

"Birden şey oldu."

"Hep şey olsun oğlum. Senin de annenin ben. Ah, bugünleri de mi görecektim tanrım? Mutluluktan ağlayacağım şimdi." Chan gülerek kadına sarılırken Seungmin'in annesi gencin saçlarını okşadı. "Oğlum benim."

"Tamam ayrılın ya brni bu kadar sevmedin."

"Kıskandın mı? Biricik damadım o benim." Seungmin şaşırmış gibi ağzını açtığında Chan sessizce gülümsedi. Utanmıştı.

"Utandırıyorsun biricik damadını."

"Utanmadım."

"Beş senedir tanıyorum seni. Utandın işte, tipe bak ısıracağım." Seunfmin gülerek seslice sevfilisinşn yanağını çotüğünde Chan gülüp mırıldandı. "Brlki, biraz."

"Minnoş."

"Ye hadi yemeğini, yurda gideceğiz daha." Seungmin başıyla onaylarken gülerek ağzına bir şeyler dhaa ttı. Hazırlanmak için odasına geçerek eşi ve annesini yalnız bırakmış, çalan telefonu hapörlere atmıştı.

"Günaydın!"

"Ne bu mutluluk?" Jisung güçsüz sesiyle konuşurken Seungmin güldü. "Güzel haberim var sana."

"Neymiş?"

"Beneği evlat ediniyoruz."

"Harbi misin?" Jisung heyecanla sorarken Seungmin onu onaylayınca çığlık atarak evde koşturmaya başladı.

"Minho! Minho, Minho! Bebeği evlat edineceklermiş Minho!" Jisung çığlık atarken Minho gülerek sevgilisine sarıldı. "Sakin ol bebeğim."

"Olamam sakin! Çok mutkuyum, böyle, minicik bir şey, Tanrım! Teşekkür ederim Seungmin, ağlayacağım şimdi."

Seungmin gülerken konuştu. "Tamam sen ağla o zaman, ben oğlumu nüfusuma almaya giditorum. Görüşürüz."

"Görüşürüz!" Seungmin telefonu cebine atıp eşiyle evden çıktı. İkisi de heyecanlıydı.

Yurda geldikleri gibi inmiş, müdürenin odasına giröişlerdi. Chan Seungmin her an kabul edenilir diye hazırda tuttuğu belgeleri kadına uzatırken Seungmin oradaki bakıxılarsna biriyle beneğin yanına gitmek istemişti.

Chan kadınla belgelerle uğraşırken Seungmin kucağna aldığı çocuğa gülümsedi. O gün bırakın kucağına almayı, elini bile değmeye korkmuştu oysaki.

"Merhaba oğlum, ben Seungmin. Tanıştığımıza memnun oldum."

kaçak damatlar³Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin