"Aç mısın bebek?" Felix salonda oturan, rahat kıyafetlerini giyerek telefonuyla ilgilenmeye başlayan çocuğa sorarken Jeongin başını kaldırıp gülümsedi. "Beraber hazırlayalım ağabey."
"Olur, gel bakalım." İkisi mutfağa geçerken Changbin de duşunu alıyordu.
"Ne yiyelim?"
"Fark etmiyoe, Hyunjin Avustralya'da yemek seçmeme rağmen her şeyi yapıp zorla yedirdiği için o kadar çok seçmiyorum." Jeongin gülerken Felix de kıkırdamış ve tencereyi çıkarmasını rica edip tek tek sebzeleri lavaboya koyup yıkamaya bsşlamıştı.
İki genç, bir saat içinde sebzeli makarna yapmış, Changbin de gelip öasayı kurmalarına yardım etmişti. Üçü sofraya oturduğunda Jeongin iç çekip masaya baktı.
"Ağabeyimle kalırım diye düşünüyordum." Ardından başını kaldırdı. "Yanlış snlamayın, burada kalmak da çok güzelmve sizi de çok özledim-"
"Biliyoruz saftirik." Changbin gğlerken Jeongin gülümseyip yemeğine başladı.
"Kadın çok tatlı bir kadın ama evi işgal ettiği için sevmedim." Jeongin şımararak söylerken Felix güldü.
"Nasıl hissettiğini az çok tahmin ediyorun bebek ekmeğim. Ağabeyinle kalamıyorsun, eve gelen yeni bebeğin olmasını az da olsa kıskandın, çünkü daha evli olmasına alışamadığın ağabeyinin artık bir bebeği de var, üstüne Hyunjin de burada olup sana destek veremiyor." Jeongin nokta atışları yapan ağabeyini onaylarken dudak büzdü.
"Bebeği alma konularında ağabeyimi cesaretlendirdim ama bugün akılları hep bebekteydi. Gelmiş olmamla o kadar ilgilendikleri söylenemez." Changbin gülümseyerek küçüğünün yanağını sıktı.
"İkisi de bebeğe henüz alışamadı, takılma bu kadar. Yeni bir şey bu onlar için." Jeongin iç çekip büyüğünü onayladıktan sonra yeöeğe başlamıl, birkaç anlamsız mırıltı çıkarmıştı.
"Çok güzel olmuş!" Ağzı doluyken konultuğu için Felix hafifçe eline vururken Changbin güldü.
"Ağabeyin sana terbiye vermedi mi? Ağzında yemek var."
Jeongin sırf inat olsun diye ağzını açacağında Felix çatalı ona saplayacak gibi tutunca gülerek eliyle ağzını kapattı. "Tamam, açmıyorum ağzımı."
"Hyunjin'e de böyle yapıyor musun?" diye sitemle sorduğunda Jeongin rlini salladı. "Ooo, neler neler yapıyorum ona öldürecek beni yakında."
"İsabet olur." Üçü gülerek yemeklerini yemiş, Frlix mutfağı toplamayı ikisine kilitlemiş, Jeongin de Changbin tüm gün şirketteydi diye onu mutfaktan yollayıp kendisi toplamaya başlamıştı.
Changbin sigarasını alıp koltukts uzanan sevgilisinin önünden geçerken bacağına vurulmasıyla durup ona baktı. "Hayırdır?"
"İçme."
"Peki. Kay o zaman." Felix mutlulukla kayarken Changbin elindkei paket ve çakmağı kenara bırakmış, sevgiliinin yavaşça yanına yatıp onu sıkıca sarmıştı.
"Beni şaşırtıyorsun."
"İnatlaşıp birbirimizi kırmaktansa fedakarlık yapmayı öğrendim birkaç ay önce." Changbin sevgilisinin yanağını öpüğ kokusunu içine çekerken Felix tamamen ona dönüp sıkıca sarılarak bacağını üstüne attı. "O konuda hala çok üzgünüm, özür dilerim."
"Geçti gitti, üzülme artık. Ablam haftasonu Hwan'a bakıp bakamayacağımızı sordu." dediğinee Felixhevesle onayladı. "Bakarız tabii."
"Güzrl, ben de bakabileceğimizi söylemiştim." Felix elini sevgilisinin yüzüne yerleştirip sıkarak dusağını büzdürmüş, seslice öpmüştü.
Gelen çarpma sesiyle ikisi de kapıya dönünce kafasını çarpan Jepngin'i görmüş ve gülmüşlerdi. "Önüne baksana oğlum."
"Bakıyordum zaten, sizi görünce sessizce kaçmak istemiştim. Devam edin ben osaya kaçıyorum." Jeongin kaçmam için hareketlenince Changbin güldü. "Saçmalama gel şuraya. Bir şey yapmıyorduk."
"İyi yapmayın o zaman benim sevgilim uzakta siz de çpüşemezsiniz bu yüzden. Ağabey ya ben çok özledim Hyunjini!"
"Daha 24 saat olmadı siz ayrılalı." Changbin sevgilisinin yanından doğrulup tekli koltuğa geçerken Felix yastığa sarılıp uzanmaya devam etmişti.
"Olsun, çok özledim." Jeongin şımarırken Grlix başını geriye atmış, arkasında kalan çocuğa gülerek bakmıştı.
"Gece yanında uyuyup saçlarını seveyim mi? Agucuk bugucuk~"
"Changbin ağabey bir şey de!"
"Uğraşma çocukla Felix. Seni de gördük." Üçü de gülüşünce Jrongin çalan telefonunu açtı. "Efendim ağabey?"
"Yarın Seungmin doktora gidecekmiş, onun yanında gidebilir misin?"
"Annesi yok mu?" diye sorduğunda Felix çocuğun dizine vurup gözlerini belertti.
"Akşam otobüse bindi sen geldiğin için gitme kararı almış." Jeongin bıkkın bir ifade yapınca Changbin sessizce güldü.
"Giderim ağabey. Saat kaçta evde olayım?"
"Changbin geçerken valizinle beraber bıraksın işte seni."
"Tamam, görüşürüz." Jeongin telefonu kapatacağı sırada Chan konuştu tekrar. "Bebeğim, yapma böyle."
"Bana mı dedin?" Jeongin daha çok alayla sormuştu çünkü ağabeyni fena kıskanmıştı. El kadar çocuktan, wvet.
"Bebeğim değil misin sen?"
"Bilmem, Sunoo bebeğin artık."
"Jeongin üzme adamı." diyerek tekrar dürtmüştü Felix küçüğünü.
"Jeongin, bak bugün Sunoo çok mızmızdı tamam mı, yemin ederim seni görmezden gelmedim. Yarın gel, sana sarılarak uyuyacağım. Çok özledim seni." Jeongin onaylayan mırıltılsr çıkarmış, yalandan esnemişti. "Yol yorgunuyum, uykum var ağabey. İyi geceler." diyerek telefonu kapatmış ve göz devirmişti.
"15 yaşında çocuk musun sen hala Jeongin?" derken doğrulmuştu Felix. Küçüğünün üzülmesini istemiyordu ama bebek bakarken ne kadar zorlandıklarını da biliyordu sonuçta.
"Sımsıkı sarılıp özlem gidermek istemedi hiç. Varsa yoksa bebeği Sunoo, değilim artık beneği falan. Sadece Hyunjin'in bebeğiyim ben." Dizleirni kendine çekmiş, Hyunjin'le olan ekran resmine bakarak dudak büzmüştü.
"Şımarıyorsun yine. Yarın benekle beraber hastaneye gittiğinde bu akşam için pişman olacaksın ama çoktan ağabeyinin kalbini kırdın." Felix iç çekmiş, tekrar uzanmıştı. "Cips istersen dolaptan al bebek."
"Kızıyordun en son." diyip gülmüştü Jeongin.
"Nasıl olsa dersini alacaksıj uzatıp kalbini kırmama gerek yok. Git isteidğin abur cunuru al da film izleyelim."
"Olur!" Jeongin koşarak mutfağa gittiğinde Changbin arkasından bakıp güldü. "Asla büyümüyor."
"Büyümesi gerekiyor, etrafındaki insanları yormaya bailadığında mutlu olamayacak." dedi Felix de. "Ama ben şımarık hallerini de sevşyorum, vebek ekmeğim benim, agucuk bugucuk."
"Chan'dan sonra en çok sen şımartıyorsun zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar³
FanficChan onu onaylayıp gencin parmağındaki yüzüğü oynattığında Seungmin yumruğunu sıkıp yüzüğü çıkarmasını engelledi. "Dokunma yüzüğüme." "Çıkarmak istiyordun." "Artık istemiyorum." - kaçak damatlar serisinin üçüncü kitabıdır.