yarım saat önce yayımladım both hikayesinden sonra sinir krizine girenlere selam ve şifa olsun bu bölüm fldmöedöfmfşkf iyi okumalar bol yorum vote tşkrlr
Seungmin yatakta dönüp dururken Chan derin bir nefes aldı. "Uyu artık."
"Üzgünüm." Seungmin yataktan kalkıp sessizce odadan çıktığında Chan olduğu yerden kapıya dönerek arkasından baktı. Kalkmamıştı, onu yalnız bırakması gerektiğini düşünüyordu.
Birkaç dakika sonra Seungmin'in biriyle konuşmaya başladığını duydu ama dinlememeyi tercih edip yüz üstü dönerek gözlerini kapattı.
Neredeyse sabah olacak, ikisi de hala uyumamıştı.
"Günaydın, uyandırdım mı?"
"Birkaç dakikaya alarmım çalacaktı. Neye borçluyuz sabah sabah aramanı?" Hyunjin pürüzlü sesiyle konulırken yanında hala uyuyan sevfilisinin yanağına minik bir öpücük bırakarak yataktan kalkıp aşağıya indi.
Bu akşam tatil için uçağa bineceklerdi.
"Hyunjin ya, biliyorsun şu bebeği." Hyunjin onaylayan mırıltılar çıkarırken telefonu kenara bırakmadan elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçti.
Resmi olarak yarın izne başlayacaktı ve bugün işten çıktığı gibi uçağa binecekti, işe gitmek için hazırlanacaktı bu yüzden.
Kendine kahvaltı hazırlarken Seungmin içini döküyordu.
"Ne yapacağımı bilemedim."
"Çok zor değil aslında. Neden istediğini ve neden istemediğini söyle."
"İstiyorum, çünkü Chan'la gerçek bir aile olacağız. Ve o bebek çok savunmasız, yeni doğmuş, etrafı inceleyecek kadar bile büyük değil. Muhtemelen bir aylık ya vardır ya yoktur." Hyunjin onaylayan mırıltılar çıkarıp çayını doldurdu.
"Güzel, peki neden istemiyorsun?"
"Çünkü çalışmam gerekiyor. Ayrıca okul hala bitmedi."
"Çalışmayı sen istiyorsun, öyle bir zorunluluğun yok bok gibi paranız var."
"Benim değil."
"Fakir gururunu çek seninle konuşmak istiyorum. Neyse, para sıkıntınız yok sonuçta. Ha eşinin ha senin, fark etmiyor. Çalışacağın yer de milletin iş yeri değil, Chan'ın yanında çalışacaksın. Eminim çocuğu evlat edinseniz senin için uygun saatler oluşturur."
"Pozitif ayrımcılık bu ama."
"First Lady'sin orada sen. Patron sayılırsın elbette ayrımcılığın olacak." Hyunjin sınanan sabrıyla konuşmuş, devam etmişti. "Bahane üretme Seungmin. Çocuğa bakamamaktan korkuyorsun."
"Beni tanıman hiç hoşuma gitmiyor."
"Chan da korktuğunu biliyor."
"O da hoşuma gitmiyor." Hyunjin gülerken Seungmin derin bir nefes aldı. "Ne yapabilirim ki sanki artık? Çoktan yetimhaneye verdiler bebeği."
"Chan'ın iletişim bilgilerini verdiğini duydum. Çocuğun bakım masraflarını üstlenmek için yetimhaneye gidecekmiş." Hyunjin yarım ağız sırıtarak konuştuğunda karşıdan ses gelmemişti.
"Seni bekliyor Seungmin. Korkularını göz ardı edip adım atmanı bekliyor Chan. Sana yardımcı olacaktır, bir süre annen de yanınızda, başlarken zorlanmazsınız."
"Evlat edinmemizi mi istiyorsun?"
"Jeongin bir yeğen istediğini söylemişti. Haklı bence. Ben de bir yeğenim olsun istiyorum." Seungmin'den bir süre ses gelmeyince Hyunjin iç çekti. "Sen bugünü de düşüncelerin arasında geçireceksin gibi görünüyor. Üç gündür uyumuyorsun doğru dürüst. Bebeği istiyorsun veya istemitorsun, buna karar ver sadece. Bahane üretmeyi bırak artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar³
FanficChan onu onaylayıp gencin parmağındaki yüzüğü oynattığında Seungmin yumruğunu sıkıp yüzüğü çıkarmasını engelledi. "Dokunma yüzüğüme." "Çıkarmak istiyordun." "Artık istemiyorum." - kaçak damatlar serisinin üçüncü kitabıdır.