bilet

3.5K 349 84
                                    

"Hyunjin yürü git ya." Jeongin ona sırnaşmaya çalışan, hastaneden dönüp bir süre uyuduktan sonra enerjisini fulleyen sevgilisine arkasını dönerek bacaklarının arasındaki yorgama daha sıkı sarıldığında Hyunjin dirseğinin desteğiyle yatakta yükselerek sevgilisinin çıplak bacağını öptü.

"Uyansana be, 12 saatten fazladır uyuyorsun."

"Sabaha kadar ders çalıştım Hyunjin, git başımdan." Jeongin yüzünü yatağına bastırsa da çoktan uyanmıştı. İç çamaşırının kenarlarında parmağını gezdiren sevgilisine sövmeden önce sabahın köründe uyumaya karar verirken sadece tişörtle uyumak gibi bir hata yapan kendisine sövüyordu.

"Elini çekmezsen kıracağım."

"Yine sevgi dolusun." Jeongin asık suratıyla aniden Hyunjin'e döndüğünde Hyunjin gülerek ona yaklaşıp dudağını öpüp saçlarını geriye attı. "Küs müsün hala?"

"Hiç hoşuma gitmedi dün yaptığın. Ağabeyime şikayet edeceğim seni, beni durdurabiliyorsun ama o seni dövebilir." Hyunjin gülümseyerek sevgilisinin yanağını öptü. "Özür dilerim."

"Bakayım her şey düzeldi mi, tch, düzelmemiş."

"Dün affetmiştin."

"O sabahın köründe yatağa girdiğimde yanımda sarılacağım biri olmadığını fark edene kadardı. Kandırıyorsun beni."

"Kandırmıyorum."

"Oyuna getirip hemen affettiriyorsun. Sırnaşma kedi gibi, uykumu da böldün." Jeongin tekrar arkasına döneceğinde Hyunjin onu kucağına alıp boynunu öpücüklere boğarak aşağı inmeye başladığında Jeongin gıdıklandığı için gülüyordu. "Düşeceğiz salak!"

"Sanki ilk defa seni böyle taşıyorum. Kıçını kaldırsaydın yataktan adam gibi affettirecektim kendimi." Hyunjin mutfağa girip hazırladığı masadan önce sevgilisini soğuk mermere oturtunca Jeongin irkildi. "Ah, dondum."

"İyi oldu kim dedi sana öyle uyu diye? Jisung alıştırdı sana bunu."

"Çok rahat keşke hep böyle uyusaydım." Jeongin sevgilisine dil çıkardığında Hyunjin dilini tutup sıkmış, elini çektikten sonra sevgilisinin kucağına siyah bir kutu bırakmıştı. "Ne bu?"

"Beni affetmen için hediye."

"İçinde araba anahtarı yoksa hiç şansın yok." Jeongin kutuyu açarken Hyunjin göz devirdi. "Sonradan görmüş de değilsin, parayla büyüdün sen niye böyle oldun?"

"Sana konuşma hakkını kim verdi, köle? Evet, köle. Hyunjin, maidboy-"

"Yemin ederim o kıyafeti satın alır sana giydiririm. Sakın, aklından bile geçirme."

"Ne var ki giyerim ben. Felix ağabey giymişti." Jeongin alayla gülerken Hyunjin cebindeki telefonu çıkardı. "Kadın kıyafetlerinde kaç beden giyiyorsundur acaba, M mi?"

"Ciddi misin? Şakaydı." Jeongin kutuyu kenara bırakıp sevgilisinin elindeki telefona uzanacakken Hyunjin onu tutmasa yeri boyluyordu.

"Hani giyerdin?"

"Ya saçmalam, giymem. Sugar Daddy misin sen saçma sapan fantezik şeyler yapmaya kalkıyorsun. Masum bir bebek ekmeğim ben. Psikolojimi bozuyorsun." Jeongin telefonu elinden alıp sayfadan çıkarak kilitleyip yanına bıraktı ve kutuyu açtı. "Umarım içinden maid dress çıkmaz."

"Sen diyene kadar aklımın ucundan bile geçmiyordu ama şu an hayal edip duruyorum, gerizekalı. Affettirelim diye tatlı tatlı kalkıp kahvaltı hazırladık işten dönerken hediye aldık çocuğun yaptığına bak. Uçaktan atacağım seni olmuyor böyle." Hyunjin çektiği sandalyeye otururken Jeongin upuzun isyanına gülüp kutunun içindekilere baktı.

kaçak damatlar³Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin