Aster'in Dönüsü

120 9 0
                                    

Aradan gecen bir haftanin ardindan Aster'den hala haber alinamamasi Selene'yi cok üzmüstü, Helen'nin odaya girdigi bir anda Baran da arkasindan girecekken icerden duydugu seslerle yerinde dondu kaldi...

-Neden gidip bulmuyorsun, siz kardes gibi degil misiniz? Ya ona bir sey olduysa ya yaraliysa ben onu da kaybedersem ne yaparim

diyerek icin icin agliyordu Selene....Helen ise hüzünlü gözlerle ona bakiyordu. Baran, kendisini henüz görmeyen Helen'nin karsisinda duran genc kiza bakan gözlerini görünce hayatinda ilk kez bu kadar hüzünlü bir bakis gördügünü düsünmüstü bir anda ve sebepsiz yere rahatsiz hissetti kendini

-Lütfen üzülmeyin prensesim, onun kim oldugunu bilmiyor musunuz? Endiselenmeyin, Aster bana söz verdi, geri dönecegine dair söz verdi...siz onun hic tutamayacagi bir söz verdigini ya da verdigi bir sözü tutmadigini gördünüz mü?

diye sordu...Selene basini iki yana sallayip

-Hayir ama yinede korkuyorum Helen anlasana, sizler koruma olabilirsiniz ama robot ya da makine degilsiniz insansiniz...Aster, o ne kadar muhtesem olursa olsun onunda basa cikamayacagi seyler olabilir lütfen gidip onu bul....

-Yapmayin Prensesim lütfen isimi zorlastirmayin ben de merak ediyorum ve endiseleniyorum ama ayni zamanda ona güveniyorum da, ayrica o da bana güveniyor, biz sizi yalniz birakmayacagimiza dair son nefesimize dek koruyacagimiza dair hayatimiz üzerinde yemin ettik, simdi gidersem eger pesinden kendimi öldürmek zorunda kalirim, bana yeminimi bozdurmayin ve ona güvenin yakin zamanda size geri dönecektir...

dedi...Baran konusmalari yine yabanci dil olmasinin dezavantiji ile anlamazcasina dinleyip iceri girmeden odadan uzaklasti ve bir telefon edip güvendigi bir polis arkadasina Selene'yi ve digerlerini arastirmasini söyledi...Baran o yabanci dile ragmen anlamadigi o kadar kelimenin icinde tek bir seyi duymus ve anlamisti "Prenses" demisti genc kiz karisina, ingilizce telaffuza yakin bir tonlamayla ve genc kiz bunu daha önce bir kez daha söylemisti o da genc kiz kayboldugunda ve tabiki su asla anlayamadigi dil de süphelerinin maksimum seviyeye ulasmasina sebep olmustu...

Bu konusmalarin üzerinden gecen dört günün sonunda Aster geri dönerken Selene ve Helen'i bir sevinc kapladi, Baran bu manzarayi uzaktan izlerken calan telefonuna bakip arkasini döndü ve cevapladi..

-Efendim tertip söyle ne buldun?

diye sordu Baran, karsisindaki adam bir ic cekip

-Hic bir sey

dedi...Baran kaslarini catip

-Nasil hic birsey?

diye sordu..

-Baya hicbir sey abi...isimlerine kayitli ne bir telefon ne bir kredi karti ne bir gayrimenkul, hatta bir trafik cezasi dahil hicbir sey yok

dedi..Baran kaslarini catarak

-Emin misin Selen'nin ailesi zenginmis öldürülmeden önce

Diye sordu.

-Evet abi eminim hic bir sey yok...ailesini de, bahsettigin olayi da arastirdim eslesen tek bir olay yok...ama aklima bir sey geliyor

-Nasil bir sey?

-Senin anlattiklarina göre hayati tehlikeleri var ve bu pek de basit bir seye benzemiyor belki de bu yüzden onlara ait olan tüm bilgiler devlet korumasi tarafindan gizlenmis olabilir...yani diger türlü bir sey bulmamam imkansiz olurdu, kimlikler sistemde kayitli ama sanki onlara ait hersey gizlenmis yani diger bir degisle tanik koruma programina dahil olmus olabilirler

dedi arkadasina

-Anladim...bu durumda bir sey bulamazsin degil mi?

dedi...Karsi taraf kisa bir sessizlikten sonra derin bir nefes aldi

Asiretin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin