DIKKAT BU SIRADAN BIR TÖRE YA DA BERDEL HIKAYESI DEGILDIR....
Berdel kitapta sadece ufak bir ayrinti olarak geciyor olayin kendisi ve olay örgüsü cok baska
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Kral Elysion ve Kralice Hera bir süre önce ugradiklari bir suikast sonucu öldürüldüler
dedi...Buz gibi sesi salonun ortasinda bomba etkisi yaratirken kardesinin ölüm haberini alan Sadik bey birden fenalasti...Herkes bir an icin panige kapilirken hic kimse hala yüzü kapali olan gizemli Prenses Selene'nin sesinin sogukluguna zit yüzünü ates gibi yakan gözyaslarini o atesin kaynagi olan gözlerindeki inikam hirsini görmüyordu...
Uzun bir aglama krizinden bir süre ardindan sonra kendini biraz daha toparlayan Sadik Bey tekrardan yerinde dogruldu ve derin bir nefes alip hala aglamakli olan titrek bir sesle konusmaya basladi.
-Kizim burasi artik seninde evin burdaki kimseden sana zarar gelmez hadi ac artik su yüzünü de bende göreyim kardesimden bana kalan son emaneti
dedigi sirada Selene nazik bir hareketle yayasca ayaga kalkip yüzünü gizleyen pelerinin sapkasini geriye dogru cikardi...Herkes merakla onun yüzünü görmeyi beklerken o sirada umursamaz gibi görünmek icin su icen Aslan, kizin yüzünü görmesiyle birlikte bogulma tehlikesi gecirdi....Emir de dahil olmak üzere geri kalanlarda donup kalmislardi kizin güzelligi karsisinda...Genc kizin yüzünü gören Melek hem kizin güzelligi karsisinda tepkisiz kalirken hem de kocasinin hareketi ile kiskanclik krizine girdi...Elif birden bire
-Yok artik!
diye tepki verirken Halime hanim da kizin güzelligi karsisinda tepkisiz kalip kizini sözlerine karsi uyarmayi akil edemeyenlerden oldu. Sadik bey ise
-Morgana!
diye seslendi genc kiza....Bastan asagi inceledi Sadik bey genc kizi...uzun boyu ve bicimli bir vücudu vardi kizin, denizin dalgalarina benzeyen kendinden dalgali, daginik topuz yapilmasina ragmen nerdeyse beline kadar gelen upuzun kömür karasi renginde saclari zarif bir kraliyet taciyla süslenmis ve saclarinin siyahina zit pamuk gibi bembeyaz, pürüzsüz ve lekesiz bir teni vardi...saclarinin rengi ile ten rengi arasindaki tezatlik siyahin ve beyazin zarif uyumunu bir kez daha kanitlarken, kücük, ince ve kusursuz burnu ve onun hemen altinda duran gül pembesi rengindeki sanki sonradan oraya kondurulmus gibi duran hafif dolgun dudaklari vardi...sadeligin ve safligin tasviryidi adeta Selene....Karsisindaki kiz doganin en büyük mucizesi gibi dururken Sadik bey bir an karsisinda Morgana'yi gördügünü sansada kizin gözlerine bakinca karsisindakinin Morgana olmadigini ama en az onun kadar güzel bir kiz oldugunu hatta Morgana'dan bile cok daha güzel oldugunun bilincine vararak kardesi Elysion'u bir kez daha hakli buldu...bu kizi korumak icin onu ya bir kuleye hapsetmeli ya da onu koruyabilecek biriyle evlendirmeli diye düsündü...Bu düsüncelerinin arasinda kizin gözlerine baktiginda ise bir anda ici titredi adamin, Morganin su yesili gözlerine zit kendi annesinin safir rengindeki dipsiz koyu mavi gözlerini görünce tepkisiz kaldi yasli adam....Bu kiz tahminlerinin de ötesindeydi...aklina gelen ani bir fikirle sordu Sadik bey
