make up sex

666 62 8
                                    

Gökyüzüne doğru uzanan gökdelenin altındaki park alanına arabayı park edip asansöre bindik Hala dolu olan gözlerimi San'ın bakışlarından uzak tutmak için başımı yere eğmiş bekliyordum.

Az önce ağladığım için kesik kesik olan nefeslerim yetersiz gelmiş istemsizce derin bir nefes almıştım. Tabii bunu yaparken kafamı kaldırmıştım, asansörün kapısındaki aynadan San'la göz göze geldik, hemen sonrasında ise hıçkırdım. Gözlerimi gözlerinden hemen çekip başımı tekrar yere eğdim.

San sesli bir şekilde nefesini dışarı verip önüme geçti. Tek elini enseme koyduktan diğer elini belime koymakta geç kalmamıştı. "Wooyoung." dedi baş parmağıyla yanağımı okşarken. "Bana bakar mısın bebeğim?" Asla kafamı kaldırıp ona bakmayacağıma dair olan tüm yeminlerimi sesinin titremesi üzerine kenara koyup kafamı kaldırdım.

"Özür dilerim." Başımı sola doğru çevirip kısa bir süreliğine kurmuş olduğumuz göz temasını kestim.

"Asla öyle demek istememiştim, yemin ederim ki öyle bir şey ima etmek istememiştim."

Söylediklerine karşılık olarak hızla kafamı ona çevirip ensemdeki ve belimde ellerini kendimden uzaklaştırdım.

"Bana onunla hala yatıyor olup olmadığımı sorarken böyle bir şey ima etmek istemiyormuş gibi gözükmüyordun ama."

Havada kalan elleriyle ellerime uzanıp onları sıkıca tuttu. "Biliyorum, biliyorum ama bugün o bana böyle şeyler ima edince-"

Tekrar ellerimi ellerinden çekip sordum. "Kim, ne ima edince?" San söylememesi gereken bir şey söylemiş gibi gözlerini kaçırdı. Asansörün kapısı açılınca kapıyı kapatmak için tuşa bastım.

"Kim, ne ima etti?"

"Kim olduğunu bilmiyorum, sabah bir mesaj geldi. 'Sevgiline göz kulak ol aksi takdirde soluğu kocasının yanında almaktan çekinmiyor.' diye."

Dalga geçer gibi güldüm, sinirlerim alt üst olmuştu. "Wooyoung, korktum. Seni kaybetmekten korktum."

Hiçbir şey demediğimde bana iyice yaklaştı kollarını belime sarıp bana sarıldı. "Yapma böyle."

Kafasını boynuma koyup öptü boynumu bir kaç kez. Kollarımı boynuna doladım.

"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

Kafamı aşağı yukarı salladım hiçbir şey söylemeden. Konuşasım yoktu, o da üstelemedi.

"Hadi gidelim." deyip elimi tuttu, asansörden çıktık. Kapının önüne geldiğimizde üst üste iki kutu vardı, kapı da yarım bir şekilde açıktı.

Şüpheyle kapıya yaklaştığımızda saçlarını yarım yamalak toplamış olan annem kapıyı açtı.

"Oh geldiniz mi?"

San kafasını olumlu anlamda sallarken sordu. "Bu kutular ne için?"

Annem iki kutuyu da eliyle işaret edip konuşa konuşa içeri girdi. "Şu kutuları alıp içeri gelin de anlatayım."

Kutuları aldığımızda annem arkamızdan kapıyı kapattı. "Seonghwa eşyalarını göndermiş. Bir kısmı hala oradaymış, bunları da sevgilisi rahatsız oluyor diye toparlamış."

Annem odanın hemen girişinde yerde olan kutuları işaret edip elimizdeki kutuları onların üzerine koymamızı söyledi.

Oturma odasına geçip bacak bacak üstüne atarak oturdu. Elimdeki kutuyu bırakıp hemen yanına gittim. Sürekli kızıyorum falan ama seviyorum bu kadını.

Başına bacağına yaslayıp koltuğa yayıldım. Annem de elini saçlarıma koydu. "N'oldu sana oğlum? Ağladın mı?"

Annemin sorusuyla karşı koltukta oturan San'ın gözleri de benimkileri buldu. Annem şakayla karışık bir şekilde konuşmaya devam etti.

"Yoksa Seonghwa'nın senden iyisini bulamayacağını mı düşünüyordun?"

Annemin cümlesi üzerine hüzün modumdan çıkıp çirkeş moduma bürünmeye karar verdim. "O ne demek şimdi? Tabii ki benden iyisini bulamaz, benden iyisi diye bir şey yok. Dünya'nın Yedi Harikası'nda bile -o zamanlar sekizdi tabii- birinci sıradaydım da mütevazilik olsun diye listeden çıkmak istedim. San şahit, değil mi San?"

"Evet, öyle hayatım."

Annem ben tüm bunları söylerken sadece gözünü devirmiş ve susmamı beklemişti.

"Yani ben de aynı şeyi düşünüyordum oğlum, ta ki kızı görene kadar. Boncuk boncuk gözleri vardı."

San şaşkınlıkla sordu. "Kız mıymış sevgilisi?"

Gözlerimi devirdim. "Tabii benim gibi bir erkek bulamadığı için kızlara kalmıştır. Her neyse ben size bir şey söyleyecektim." Deyip dikleştim.

"Ben bugün girdiğim seçmeleri geçtim."

Annem mutlulukla ellerini çırpıp sarıldı bana. "Tebrik ederim bebeğim, başaracağını biliyordum." Ona sımsıkı sarılırken San'a baktım. Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

Annemden ayrılıp ona döndüğümde gülümsemeye başladı. "Ne seçmeleri bu hayatım?"

"Ah çok ani gelişti, sana haber vermeyi unutmuşum. Geçen günlerde Hyuna noonanın geldiğini söylemiştim. Bizi izlemiş ve önümüzdeki ay yapacağı konserde yeni şarkısının dance break kısmı için dansçı istiyormuş. Yani bugün ben seçildim. Her şey çok hızlı gelişmemiş mi?"

Ben heyecanla konuşurken San'ın bu durumdan memnun olmadığını rahatlıkla görebiliyordum. Yüzü gerilmişti.

"Evet kesinlikle öyle olmuş, tebrik ederim bu arada bebeğim. Ama bir haber verseydin en azından, hm?"

"Diyorum ya çok ani gelişti, o sırada annemle konuştuğum için onun haberi oldu." San hala tepki vermeyince şımarmaya karar verdim. "Yoksa sen beni kıskandın mı? Hadi doğruyu söyle."

"Yok ne kıskanması? Asla Hyuna'nın dans kareografileri aklımdan geçmiyor, sahnede başka hiç yer yokmuş gibi burun buruna olacağınızı düşünmüyorum hiç."

Kıkırdadım. Annem de bize daha fazla katlanamamış olacak ki mutfağa gitti. San da fırsattan istifade soluğu yanımda aldı.

Kafasını boyun girintime yaslayıp bir öpücük bıraktı. "Seni özledim." dedi sonra ekledi. "Son zamanlarda çok yorgunduk."

Bunun anlamını biliyordum: Barışma seksi.

San'dan biraz uzaklaştım. "Bugün hiç modumda değilim, bunu seni aldattığımı düşündüğünü söylemediğin gün konuşalım."

.

.

.

Biliyorsunuz ki Wooyoung zengin bitchin teki bu ficte bu yüzden doğal olarak gitti dans salonu da baya pahalı ve adını duyurmuş bir yer.

Bu arada geç geldiği için özür dilerim. Okumalar düşünce yazasım pek gelmedi, bir haftadır yazmaya çalışıyorum ama olmuyor neyse ki toparladım. Yani sanırım.

Tüm gün bölümü atmak için uygun saati beklerken bölümü atmayı unutmuşum. elinialnınayapıştıranemoji*

Her neyse yapacak bir şey yok, kendinize iyi bakın. Görüşürüzzz!!

Ha bu arada önümüzdeki bölüm smut olabilir ama olmayadabilir, her şey aniden gelişebiliyor dbhdxq.



The Other Guy † WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin