Mistress of the Year

1K 108 82
                                    

Sabah uyandığımda evde Seonghwa yanımda değildi. Yalnızca mutfak dolabına asılmış bir not ve yanında en sevdiğim çikolata vardı. 

Youngiie, biraz kafamı toparlamam gerekiyordu bu yüzden Kanada'ya gidiyorum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var, telefonumu kapattım eğer ulaşamazsan endişelenme. Seni seviyorum bebeğim, kendine iyi bak.

Bu notla çekip gitmişti, pek takmadım çünkü iş için bir yerlere gittiğinde de telefonunu kapatırdı. Benim için yeni bir durum değildi.

.

.

.

"Evet Jeongin ceketimi o şerefsizin evinde unuttum ve nasıl alacağımı bilmiyorum."

"..."

"Hayır şirkete gelmeyeceğim, sen arada kontrole gidersen çok iyi olur."

"..."

"Tamam teşekkür ederim hoşçakal." 

Telefonu kapattım ve kara kara düşünmeye başladım. Ceketim Seonghwa'nın evinde kalmıştı, telefon ve ceket umrumda değildi ama cüzdanım da oradaydı ve her şeyimde cüzdandaydı.

Elimdeki fıstık ezmesi kutusuna kaşığımı daldırdığımda duyduğum zil sesiyle ayağa kalktım, sipariş ettiğim yiyecekler gelmiş olmalı. 

Kapıyı açtım, gördüğüm tanıdık yüz kapıyı tekrar kapatma isteğimi yüzüstüne çıkardığında her şey için çok geçti. Daha dün akşam gördüğüm adam çoktan içeri girmiş ve ayakta beklemeye başlamıştı. Gözlerimi devirerek içeri geçtim.

Buraya kadar gelmesi imkansızdı, aşağıda o kadar adam boşuna mı duruyordu.

"İçeri nasıl girdin ve evimi nereden biliyorsun?"

"Aslına bakarsan çok zor olmadı, aşağıdaki adama kocamın adını söylediğimde direkt kapı numaranı verdi zaten."

Yanından geçtim ve koltuğa oturdum. Gözleri kızarmıştı. Ne kadar güçsüz biri diye düşünmeden edemedim. Etrafa bakınırken bir anda tekrar bana döndü ve konuşmaya başladı.

"Bak, kocamla yatmanı anlıyorum ama sonuçta bir kere yatmak vardır bir de ondan fazla yatmak vardır."

Yüzümü ekşittim, Seonghwa'yla sadece bir kere yattığımı düşünüyordu. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

"Ondan fazla mı yattınız? On beş?" Yüzümü hayır anlamında salladım.

"Yirmi?" Kafamı salladım "Otuz?" Kafamı biraz sağa eğdim. "Aman Tanrım, elliden de fazla mı?"

Minik ve pişman bir gülümseme sundum. "Aman Tanrım ben, ben inanamıyorum." Ağlamaya başladı ama hala oturmamıştı. Hemen gözyaşlarını elleriyle sildi. "Otursana." dedim, yanıma oturdu.

"Sex yapmadığınız bir yere oturmak istiyorum."

"O zaman oradan kalkman gerekecek." dedim gülümseyerek, samimi bir gülümseme olduğunu umuyordum.

Hemen ayağa kalktı ve koltuğun yakınındaki pufa oturmaya yeğlendi. Sahte bir öksürük sundum hemen dikleşti ve masaya doğru yürüdü. "Öhm". Gözlerini büyüttü ve halıya bağdaş kurarak oturdu. "Özür dilerim ama-" Ben cümlemi bitirmeden oradan kalktı odanın sol tarafında olan camın önündeki minderlerden birini gösterdi. 

"Pardon." Dediğim şeyle gözleri tekrar doldu. "Hadi ama burası boylu boyunca cam, karşıdaki herkes sizi görebilir yine de burada yaptınız mı?" 

Önündeki mindere oturdu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Yanına oturdum. "Bak, bende onun evli olduğunu bilmiyordum tamam mı? Şimdi ağlayıp da beni suçlu hissettirme."

Hala ağlamaya devam ettiğinde kalkıp mutfağa gittim. "Wooyoung, bak sana ne getirdim?" Kafasını kaldırıp elimdeki jelibona baktığında burnunu çekti, gözyaşlarını sildi ve elimden jelibonu aldı. 

Tanrım bu hayatta 'yılın metresi' olduktan sonra bebek bakıcısı da mı olacaktım? Wooyoung aşağıdan geçen arabaları izlerken ben de onu izlemeye başladım. Seonghwa'nın neden onunla evlendiği belliydi, Wooyoung gerçekten güzel bir yüze ve vücuda sahipti. Onun yerinde olsaydım Wooyoung'u asla aldatmazdım. 

Tekrar burnunu çekti. "Her zaman hazır mısın?" Anlamadığımı belirtmek için mırıldandım. "Hmm?" 

"Sex için. Her zaman hazır mı oluyorsun?" Kafamı salladım "Her zaman." Omuzları düştü. "Benim tam olarak hazırlanmam en az beş gün sürüyor ve korkuyorum. Neden benim yerime seninle yattığını anlıyorum. Baksana fiziğin çok güzel, yüzün çok güzel. Ben makyajsız çok çirkin oluyorum. Üstelik her zaman hazırsın. Ben olsam ben de benimle değil seninle yatardım."

"Ben de benimle yatardım." 

Dediğim şeyle tekrar ağlamaya başladı. Aman Tanrım bu adam hiç mi susmaz mı? 

"Wooyoung, bak artık geç oldu benim şirkete gitmem gerek." Ağlaması durdu ve heyecanla konuştu.

"Ben de seninle gelebilir miyim?"

.
.
.

Yeni bölüüüm.

Güzel miydi bölüm? Hatalar varsa kusura bakmayınn.

Ve bilgi kısmı. Bu bölüm filmdeki sahneye çok benziyor ama bundan sonraki bölümler filmden çok uzak.

Şimdilik görüşürüzz kendinize iyi bakınn elsallayanemoji*

The Other Guy † WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin