"Wooyoung! Bebeğim ben geldi- San?!"
Wooyoung ve San şaşkınlıkla birlikte hızla birbirlerinden ayrılmış ayağa fırlamışlardı.
"Ne-neler oluyor burada?"
San ne tepki vereceğini bilmiyordu, şuan bu odada dönen mesele onun sorunu değildi. Aslında ona kalsa vereceği cevabı çok iyi biliyordu da Wooyoung'un Seonghwa'ya vereceği cevabı bekliyordu.
San sakince Wooyoung'un yüzüne baktığında onun yüzündeki ifadeden hem bir anlam çıkaramamış hemde hoşlanmamıştı.
"Aa! Sen mi geldin hayatım?"
Wooyoung seri adımalarla Seonghwa'nın yanına yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdu. Seonghwa'nın şaşkın yüz ifadesi gitmiş yerini iğrenir gibi olan bakışları almıştı.
"Ne sikim yaptığını sanıyorsun sen? Beni aldatıyorsun, üstelik ben sizi basıyorum ve hala yanağımı öpebiliyor musun?"
Wooyoung sakince gülümsemiş ama ağzından çıkan aşağılayıcı "ha!" sesine engel olmamıştı.
"Bunu sen mi diyorsun? En azından ben birileriyle seviştikten sonra evimize gelip kocamla çocuk hayalleri kurmuyorum Seonghwa, seni umutlandırıp en kötüsü de gerçekten mutlu edip hemen sonra başka birinin kollarına koşmuyorum!"
Daha deminki sakinliğinden eser kalmamış Wooyoung sessizce olayları izleyen San'ın yanına gitti.
"Boşanalım Seonghwa, çünkü ben sahte olmayan bir mutluluğu tattım sen yokken. Sahte olmayan bir aşkı tattım. Şimdi siktir git evimden!"
"Wooy-"
Wooyoung Seonghwa'yı dinlemeden tekrar San'ın dudaklarına yapıştı. Tabi bunu yaparken Seonghwa'ya orta parmağını uzatmayı ihmal etmemişti.
Seonghwa sinirle evden çıkarken Wooyoung'un bunları yapmakta haklı olduğunu biliyordu. Yine de nefreti biraz daha ağır basmış ve sertçe kapattığı kapıya dönüp bağırmıştı.
"Unuttuğun bir şey var Jung Wooyoung! BEN HALA SENİN KOCANIM!!"
.
.
.San, Seonghwa evden çıktıktan sonra Wooyoung'un dudaklarından ayırdı dudaklarını. Ellerini Wooyoung'un yanaklarına koydu. "İyi misin?"
Wooyoung dolu gözlerini yere sabitledi. Sesi titriyordu ama bunu önemsemedi. "Be-ben bilmiyorum, yüzü-ne söylemek istediklerimi söylemenin beni rahatlatması gerekiyordu ama ben şimdi kötü hissediyorum. Saniie noluyor bana?"
Bakışlarını San'ın gözlerine çıkardı. "Sadece ondan ayrı kalmaktan korkuyordun Wooyoung. Ama şimdi yanında ben varım ve söz veriyorum hiç bir yere gitmeyeceğim."
San dikkatlice karşısındaki bedeni inceledi. "Şimdi daha iyi misin bebeğim?"
"Ha? Tekrar söyle bi." San güldü, neyi kast ettiğini anlamıştı ama bunu herkesin bilmesi gerek yoktu.
"Şimdi daha iyi misin?" Wooyoung kafasını olumsuz anlamda salladı. "Ondan sonraki?"
San tereddüt edermiş gibi bir tavırla söyledi. "Bebeğim?" Wooyoung yalnızca bir anlığına sırıtsa da hemen toparlamış ve yine cırtlak sesiyle bağırmıştı.
"Yah Choi San! Ben nereden senin bebeğin oluyorum?"
San ellerini Wooyoung'un yanaklarından omuzlarına indirdi. Wooyoung'a biraz daha yaklaşıp ellerini Wooyoung'un kafasının arkasında birbirine kenetledi. Bir bakıma sarılıyor gibiydiler.
San Wooyoung'un dudaklarına bakarken konuştu cümlelerinin arasında mırıldanmayı unutmuyor, Wooyoung'un dikkatini söylediklerine değil de kendi dudaklarına çekmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Other Guy † Woosan
Roman pour Adolescents"Ah, hayır bebeğim sen bizi yanlış anladın. Seni sadece aldatmıyorum, seni beni aldattığın kişiyle aldatıyorum." . . . 18.10.2020 Pazar 14.15