top

537 65 36
                                    

"Ben yatmaya gidiyorum, size iyi geceler." dedikten sonra hızla odanın yolunu tuttum. Kendimi yatağa atıp uyumaya çalıştım. Bir süre sonra San içeri gelip yanıma uzandı, kolunu belime sarıp omzumu öptü. Sessizce özür diledi ve tekrar omzumu öptü, hemen sonrasında tekrar özür diledi. 

San'ın belimdeki elini tutup susmasını sağladım. "Sanie, artık özür dileme. Affettim seni." dedikten sonra ona doğru döndüm. Kafasını boyun girintime koyup iyice sokuldu bana. Saçlarını okşadım. Güldüm.

"Ne bu uke tavırları San bey?" Mümkünmüş gibi daha da yaklaştı. "Belki de artık uke olmak istiyorumdur."

Tatlı bir şekilde söylememiş olsa çok daha farklı şeyler yaşanabilirdi burada. "Ne?" Kafasını boynumdan çekip gözlerime bakmaya başladı. "Artık senin uken olmak istiyorum." Niye şimdi biraz önceki tatlılığından eser yoktu. 

Belimdeki elini enseme koyup saçlarımla oynamaya başladı. "Hm? Ne dersin?" Elini kulağıma kaydırıp kulak mememle oynamaya başladı. Aklım havalara uçmuş, sarhoş gibi olmuştum. Gözlerimi istemsizce kapatırken alt dudağımı dişledim. Kulak mememle oynamayı bırakıp işaret parmağını çene hattım boyunca dolaştırdı. 

Parmağıyla dişlediğim alt dudağımı çektiği işkenceden kurtardı. Dudağımın hemen kenarına bir öpücük bıraktı. Dayanabileceğimi düşünmüştüm ama daha fazla değil. 

"Ee, semem olacak mısın?" Ellerimi San'ın iki yanına koyup üzerine geçtim. Derin bir nefes aldım.

 "Olalım bakalım, seme." 

.

.

.

Avukatın yanından çıkar çıkmaz San kollarını belime sardı. Ben de onu bekletmeden karşılık verdim. "Sonunda, önümüzde sadece mahkeme kaldı." dedi benden ayrılırken. Elini tuttum ve yürümeye başladık. "Bir de annemi evden göndermemiz." dedim göz devirip gülerken. 

"Artık beni seviyor ya ben daha bir şey istemiyorum." dedi sevimli bir şekilde. Yanağını öpüp "Seni kim, neden sevmesin? Şu yanaklara bak." dedim. Sevimli hali bir anda kaybolup ciddiyetle bana döndü. 

Henüz biraz önce çıktığımız binanın kapısına sırtımı yaslamamı sağladı. "Wooyoung çok güzelsin, biliyorsun değil mi?" Gözleri dudaklarıma kaydığında kollarımı boynuna doladım. Yavaş yavaş yüzüme yaklaşmaya başladığında istemsizce nefesimi tuttum. 

Gözlerimi kapattım, San'ın aniden benden uzaklaşmasıyla gözlerimi araladım. "Wooyoung-ah! Şuna bak ne kadar da güzel bir kedi!"  

Hala yarık açık gözlerimle eğilmiş kediyi sevmeye başlayan San'a baktım. Hadi ama öpüşmek üzereydik , kediyi iki dakika sonra da sevebilirdin! "Wooyoung! Neden hala dikiliyorsun? Gelip kediyi sevsene." Gözlerimi tamamen açıp sevildiği için iyice San'ın dibine giren kediye ve San'a baktım. Nerede daha deminki seme tavırların San bey?

Tuttuğum nefesi sakince dışarı verip gülümseyerek San'ın yanına çömeldim. "İki tane kedi buldum ben, ikisi de benim, kimseye vermem!"

Kediyi severken tatlı tatlı sesler çıkaran sevgilimin saçlarının üzerine ellerimi koyup okşadım. Diğer elimle de kedinin kafasını okşamıştım. San kafasını bana çevirip gülümsedi. Saçlarındaki elimi yanağına indirip gamzesini okşadım. Yaklaşıp dudaklarına minicik bir öpücük bıraktım. 

Sonra kediyi biraz havaya kaldırıp San'a tasmasına bakmasını söyledim. "Bir numara var arayalım mı?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktım, San da benimle birlikte ayağa kalktı. Banklardan birine oturduktan sonra tasmada yazan numarayı aradık. 

Sahibi hemen almaya geleceğini söyledi, biz de o gelene kadar kediyle oynamaya başladık. San'ın saçının araındaki beyaz tutamlar dikkatini çekmiş olacak ki sürekli patisini San'ın saçına atıyordu. 

Yaklaşık beş dakika sonra kedi San'ın kucağına kıvrılıp uyuyakaldı. San da başını omzuma yaslamış sessizce şarkı mırıldanıyordu. Yanımıza aceleyle bir kız yaklaştığında San dikleşti. 

Genç kız bize çokça teşekkür ettikten sonra kediyi kucağına aldı. San kedi gittikten sonra bankta biraz kayıp bacağıma yattı. Elimi saçlarına koyup karıştırmaya başladım.  

"Haftaya konsere çıktığına inanamıyorum, nasıl hissediyorsun Wooyoung-shi?" San elini mikrafon tutuyormuş gibi yumruk yapıp yüzüme yaklaştırdı. Yumruğunu avcumun içine alıp hafifçe öptüm. 

"Teşekkürler San-shi, öncelikle çok  heyecanlıyım. Birileri konsere çok yakışıklı olup bir sürü insanın dikkatini çekmezse gayet kolay ve sakin bir konser olacağını düşünüyorum. Tabii beni görünce kalp krizi geçirmezseniz çok kolay atlatabiliriz günü."  San elini tekrar ağzına götürecekken elini daha sıkı tutup dudaklarıma yaklaştırdım. 

"Bir de benim soru sormama izin verin San-shi." San kafasını sallayıp gülerek onay verdiğinde gülümsememi bastırmaya çalıştım. "Söyleyin bakalım, konsere gelirken çok mu dikkat çekici olacaksınız? Eğer öyle olursanız ben sizden başka bir şeye odaklanamam ki." Dedikten sonra tekrar öptüm yumruk yaptığı elini. 

Elini kendi dudaklarına götürdü. "Şok şok şok! Ünlü dansçı Jung Wooyoung, spikerle flörtleşiyor. Hayranları yasta!" Sesini kalınlaştırarak söylediği cümleleri kendi sesiyle devam ettirdi. "İstediğiniz kadar yasta olabilirisiniz kuduruk köpekler, içinizin eridiği Jung Wooyoung benim sevgilim." 

Kahkaha atmaya başladığımda gülerek beni izlemeye başladı. Sonunda kahkahamı durdurabildiğimde San hala dikkatle beni izliyordu. Elimle gözlerini kapatıp söylendim. "Bakma."

Ellerimi gözünden çekip aynı şekilde bakmaya devam etti. "San bakmasana." Hafifçe yanağından ittirerek kafasını parkta oynayan çocuklara çevirmesini sağladım. San bu sefer elimden tutup bana bakmaya devam etti. "San şöyle bakma utanıyorum." 

"Nasıl bakıyorum?" San'ın bakışlarını çekmeyeceğini anladığımda kafamı başka bir tarafa çevirdim. "Güzel bakıyorsun işte." 

Hala avcunda duram elimi öpüp "Hm, öyle mi?" 

"San!" 

.

.

.

ÜÇ GÜNDÜR HAZIRDAKİ BÖLÜMÜ ATMAYI UNUTUYORUM

Evet evet her bölüm sonunda geç bölüm attığım için özür diliyorum farkındayım ve yine özür dilerim. İçimdeki sekiz yüz bin tane ahsenden üşengeç olanı bu ara baya baş kaldırmış bulunmakta, biraz kudurdu. 

Şey bir de nazar yüzüğü takmamın uzerinden 20 dk bile geçmeden kırıldı... Yani ne diyem bilemedim.

Ve ben hocaların ta şimdi küfür edicem o olacak. O kadar sinirliyim ki felsefeci derste bana cevap verin diye yalvarırken ona bir tek ben cevap veriyordum bir tek ben.  Her boktan sorusuna da cevap verdim sözlüme 75 80 girmiş. Pardon? Bir dersine bile girmemezlik yapmadım aptal adam. 

Sinir olup dersine girmemeye karar vermiştim ama projeyi felsefeden aldığım için kudura kudura derse girek zorundayım eheuh

Neyse görüşürüz bir sonraki bölümde bu arada bölümün güzel olmadığının da farkındayım ve yine özür dilerim.

Hadi görüşürüüüz, kendinize dikkat ediin. elsallayanemoji*

The Other Guy † WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin