Yeni bölümün gelmesi için Oy sınırı +60, yorum sınırı +100'dür. Sınır tamamlandığı an 35.Bölüm gelecektir!
Lütfen OY VERMEYİ ve YORUM YAPMAYI unutmayın bu benim için ve yazma tutkum için oldukça önemli. HAYALET OKUYUCU OLMAYIN LÜTFEN! Sizler için çok fazla emek veriyorum sizin yapmanız gerekenler ise saniyelerinizi bile almayacak şeyler.
Arkadaşlarınızla paylaşarak ailemizin büyümesinde yardımcı olabilirsiniz. O yüzden oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri çok çok çok seviyorum bir tanelerim! Lütfen bölümü hazmederek, yavaşça okuyun.
Satır arası yorumlarınız beni çok mutlu ediyor o yüzden bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar dilerim...
BÖLÜM 34:|GÜCÜN NEFRETİ|
Oyunlar ve tesadüfler...
Peşimi bir türlü bırakmayan ikiliydi.
Donup kaldığımı, kelimlerin ağzımdan çıkmadığını ve düşünemediğimi fark ettiğim o anlar Andrew Bendis ile aramızda geçen diyoloğu ne kadar bilmesede bir şeyler anladığını ve tahmin ettiğini biliyorum.
Çünkü açık açık Andrew'i gösterek eşini bulmuşsun demiş, herkesin içinde bana şeytan soylu melez demişti.
Austin, "Anneanne ne diyorsun sen öyle şeytan soylu melez eş falan? Ne biliyorsun?" diye çıkıştığında Bendis'in gözleri ağır ağır Austin'e döndü ve şefkatle ona baktı.
"Büyüklerine saygılı olman ve nasıl konuşman gerektiğini o annen ve baban olacak varlıklar öğretemedi mi torunum?" diye alaycı ve imayla konuştuğunda Austin'in sinirle dolup taştığını gözlerine baktığım an bile görebiliyordum.
"Ailem hakkında düzgün konuş anneanne. Sevmiyor olabilirsin ama varlık dediğin kişi senin kızın."
Bendis abartılı bir şekilde gözlerini devirerek sesli bir şekilde nefes verdi. Sıkılgan bir tavırla, "Ah torunum! Gerçekten bir şey bilmiyorsun sen. Annenin hataları ileride senin boynuna bir pranga gibi sarılacak. İşte o an senin yanında o aile dediğin kişiler değil, ben olacağım."
Austin öfkeyle soludu ama bir şey demedi. Kendini sakinleştirmek adına derin soluklar alıp verirken gözleri bana döndü ve hiddetle, "Alexandra anneannem ne demek istiyor açıklar mısın?" dediğinde gözlerim Bendis'e kaymıştı.
Bendis'in tehtitkar bakan bakışları bir an olsun üzerimden çekilmezken sanki bana 'Anlatırsan ölürsün' der gibi bakıyordu.
Ama ben korkak biri değildim.
Başımı cesurca dikleştirdim ve Bendis'in gözlerinin en içine bakarak, "Austin senin anneannen beni öldürmek istiyor." dediğimde Bendis gözlerini sıkıca yumdu. Austin şokla Bendis'e dönerken Anna ve Esila, "Ne?" diye bağırmış Andrew ise hiçbir şey demeden sadece Bendis'e bakıyordu.
"Ne demek öldüreceğim?" diye öfkeyle bağıran Austin'e karşı Bendis önce bana yandan sert bir bakış göndermiş ve Austin'e, "Bu seni ilgilendirmez torunum. Bu durum benimle ve o şeytan soylularla."
Anna sık nefesler veren Austin'i sakinleştirmek adına Austin'in koluna girerek diğer elinide sağ omzuna koyduğunda bakışlarım istemsizce onlara odaklanmış, kaşlarım ben farkında bile olmadan çatılmıştı. Austin'in boğazından hırıltılı sesler yükselmeye başladığında ona doğru adımlayacağım vakit bileğimde hissettiğim sert baskıyla Andrew'e döndüm.
Koyu yeşil gözleri bana her ne kadar 'İzin vermiyorum' der gibi baksada şuan bu durumda onu dinleyemezdim. "Andrew, onu sakinleştirebilecek tek kişi benim o yüzden bırak bileğimi lütfen." diyerek benden beklenmeyecek bir şekilde sakin ve tane tane konuştuğumda Andrew'in bakışları birkaç saniye yüzümde dolaştı. Gözleri Austin'e döndüğünde farkına vardığı durum onun hiç hoşuna gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
Ma cà rồngMelez bir kız ve dünyada ki en güçlü kişi. O bir kraliçe... O en güçlü ve en tehlikeli ırk... Dünyaya iyiliği getirecek olan bir melez ve aynı zaman da güçlerini çalmaya çalışan kötü adamlar var. Sizce hayatı nasıl olacak? Bunları ileride ki bölüml...