26.Bölüm

3.4K 228 81
                                    

27.Bölümün gelmesi için;
Oy sınırı +250, yorum sınırı +50'dir. Bu sınırlar tamamlandığı an 27.Bölüm gelecektir!

Karanlık.

Sadece karanlık ve boşluk.

Algılarımın yetersizliğinden dolayı oluşan bedenimde ki hissizlik, beni bir boşluğa sürüklemişti. Sert bir zeminde yattığımı hissediyordum. Kulaklarıma çöken uğultu, başımda dönüp dolaşan bir ağrı ile birlikte bedenimin ayak parmak ucumdan başıma kadar karıncalaşmasını hissediyordum sadece.

Göz kapaklarımın üzerinde ki ağırlık azalmaya başladığında nihayet az da olsa gözlerimi aralamayı başarmıştım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde tanımadığım bir odada, başkasının yatağında yattığımı fark ettiğimde hızla ayağa kalkmaya çalıştım fakat gördüğüm şeyle birlikte yatakta debelenmeyi bıraktım.

Austin yattığım yatağın karşısında ki tekli koltukta, başı aşağı düşmüş bir vaziyette uyuyakalmıştı.

Bir süre onu izledim.

Gözlerinin altında oluşmuş hafif morluklardan, saçının asi dağınıklığından belliydi yorgunluğu ve uykusuzluğu. Aradan geçen uzun bir süre boyunca onu izlemiş, bir yandan da zihnimin deriniklerine düşen görüntüleri düşünmüştüm.

Yaptığım o vahşetin hissettirdiği şeyler o kadar yoğundu ki nasıl davranmam gerektiğini, ne hissedeceğimi şaşırmış durumdaydım ve beni en düşündüren şeylerden biri de Austin'di.

Yaptığım o vahşeti, parmak boğumlarımdan akan o kanı ve dönüştüğüm o lanet canavarı görmüş ve hiçbir şey olmamış gibi beni buraya getirmişti. Üstelikte yanımda uyuyakalmıştı.

Gerçekten yanımda uyuyakalacak kadar mı güveniyordu bana?

Yattığım yerden doğrulacağım sırada Austin'in kıpırdanmasıyla beraber durdum. Austin gözlerini yavaşça açtığı anda benimle göz göze gelmeyi beklemiyor olmalıydı ki irkildiğini gözlerinin deriliklerine bakınca bile anlayabiliyordum.

Uyku mahmurluğundan dolayı elleriyle gözlerini avuştururken,
"Günaydın." diyerek ayağa kalktı ve banyo olduğunu tahmin ettiğim yere giderek arkasından kapıyı kapattı. Kısa bir süre sonra şiddetli bir su sesi gelirken daha fazla yatakta durmayarak ayağa kalktım. Fakat kalktığım gibi karnımdan dizlerime doğru düşen tişört ile olduğum yerde durarak tam karşımda duran boy aynasından kendime baktım. Üstümde Austin'in olduğunu tahmin ettiğim bol bir eşofman ve tişört vardı.

Bunları bana Austin'mi giydirmişti?

Yanaklarımın ısındığı hissettiğim vakit daha fazla bu durumu sorgulamamak için kapıyı açıp dışarı çıktım.

Çıktığım gibi karşılaştığım merdivenlere yönelerek teker teker merdivenleri inmeye başladım. Son basamağıda indikten sonra karşıma çıkan ilk odaya girdiğim vakit buranın salon olduğunu anlamıştım. Uyandığım odanın aksine salon daha açık renklerle döşenmiş, havadar ve genişti. İki adet üç kişilik koltuk ve tek kişilikte iki koltuk vardı. Koltukların ortasında duran orta sehpanın tam karşısında kocaman diyebileceğim büyüklükte televizyon, yanlarında ise ses sistemi kurulmuştu.

İncelemeyi bırakıp üçlü koltuklardan birine yerleşip Austin'i beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra Austin salona girmiş, hiçbir kelime dahi etmeden tam karşıma oturmuştu. Pantolan ve beyaz tişörtünün aksine bu sefer ona bol gelen gri bir eşofman ve siyah bir tişört giymişti. Islak saçlarının arasından akan su damlaları siyah tişörtünün üstüne damlamış, damlayan yerlerini daha koyu bir renge bürümüştü.

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin