21.Bölüm

5.7K 285 178
                                    

Uyandığım da bir arabanın arka koltuğunda yatıyordum.Araba da ben dışında kimse yoktu.Bir uçurumun kenarındaydık.Doğrulmaya çalıştığımda hissettiğim acıyla beraber inledim.Bir anda arka kapı açıldığın da kafamı sola çevirdim.Karşım da gördüğüm Andrew ile bir inleme daha çıktı dudaklarımdan.Bunla birlikte dudakları kıvrılmıştı.Neşeli bir sesle

"Bugün nasılsın bakalım?"

"Gördüğün gibiyim."Dedim kolumun acısıyla inleyerek.Dediğim şeyle kahkaha atarak arabanın şoför koltuğuna oturdu.

"Aslın da iğrenç bir yaratık olmasan senden etkilenebilirdim." diye fısıldarken bunu duymuş olmam bir yandan kızarmama sebep olurken bir yandan ığrenmeme neden olmuştu.

"Nereye gidelim Melezcik?"

"Cehennemin dibine."

"Imm o biraz imkansız.Başka seçenekler de var tabi ki.Mesela seni ormana bıraksam.Sonra Austin'i arayıp seni bulması gerektiğini söylesem.O gelene kadar da kurtlar,kuşlar seni yese.Nasıl fikir?"

"Onlar beni yemeden ben onların kanlarını sömürmüş olurum seni aptal."

"Ee tabi o da var.Ben seni en iyisi Matt'in yanına götüreyim."

"O kim?"

"Sana cehennemi yaşatacak olan kişi."

                    ❄

Araba ormanın tam girişinde durdu.Andrew arabadan inerek benim kapımı açıp inmemi bekledi.Ama o kadar halsiz ve güçsüzdüm ki başımı kaldırmaya yetecek gücüm yoktu.

"Kızım ne bekliyorsun insene!"

"İnebilmeye gücüm olsaydı inerdim."

Kendi kendine homurdanırken bir kolunu bacaklarıma diğer kolunu da belime destek olacak şekilde yerleştirerek beni kucağına aldı.İstemsizce başımı göğsüne yaslarken,hoşuma gitmese de onun gerilen vücudundan onunda hoşlanmadığının kanıtıydı.

"Şuan sizleri öldürmek için toplanan topluluğu lideri olan birine sığınıyorsun.Sence bu ne kadar doğru?"

"Bilmem.Bunu şuan pek fazla umursamıyorum.Sonuçta elinde sonunda öleceğim."

"Öleceksin evet fakat planlarımda bir değişiklik yaptım.Seni arkadaşlarının yanına göndermeyeceğim.Yani bu demek oluyor ki elde var sıfır.Bunu yükseltmek için seni Matt'e götürüyorum.Ben arkadaşlarını kaybettim fakat senin iki kat acı çekmen benim için daha iyi."

Moralim daha da altüst olurken ona inat başımı bastırarak göğsüne dayadım.Kokusu burnuma gelirken bir an bayılacağımı  sanmıştım.Canım daha çok acımaya başlamıştı.

"Yoksa parfümün demi melezleri öldürmek için hazırlandı?" dedim acı içinde

"Ne parfümü?"

"Kokun diyorum canımı yakıyor.Parfümün melezleri öldürmek için hazırlandı galiba."

"Sen beni mi kokladın?"dedi dişlerini sıkarak

"Banane be senin kokundan.Burnuma kokun geldi.Hani süper koklama yeteneğimiz falan varya.Hem noldu canım hoşuna gitmedi mi?Zevk almış olman lazım.Sonuçta o pis parfümün canımı yaktı."

"Öncelikle ben asla parfüm kullanmam.Bu benim kendi kokum.Sinirli olduğum zaman vücudum kendini korumak amacıyla kokum değişir.Evet hoşuma gitmedi senin gibi iğrenç bir yaratığın beni koklaması cehenneme gitmekle eş değer. "

"Kokun çok yoğun.Sen insan olamazsın!"

"Değilim zaten."

"Kara büyücü değilsin.Nesin sen?"

Sorum cevapsız kalırken sonunda bir evin önünde durmuştuk. Andrew bir anda beni kucağından yere atarken vücudumda ki bütün kemiklerimin kırıldığına emindim.Elini kaldırıp zili çaldı.Kısa süreden sonra kapı açılmıştı.Bir adam kapıda beklerken bir bana bir de Andrew'e bakıyordu.

"Bu yaratık kim?"dedi öğrenerek bana bakarken

"Bizim yeni oyuncağımız melez Alexandra.Senindir.Ne yapacaksan yap.Ama sakın öldürme.Ona cehennemi tattır yeter."

"Bu benim için bir zevk"
diyerek kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı.Ayakta duramadı için tekrar yere düşerken başımı yere çarpmıştım.O sırada ormanın içinde gördüğüm yaralı tavşanla gözüm dönmüştü.Aniden ayağa kalkarken Andrew şaşırarak bana bakıyordu.Gelen güçle vampir hızıyla tavşanı yakalayıp dişlerimi boynuna sapladım.Karnım doyduğunda hala halsiz olmam sinirlerimi bozmuştu.Andrew'in yanına yürüyüp Matt dediği kişiye baktım.Kolumdan tutarak beni içeri ittirdi.Sinsi bir gülüşle bana baktı

"Ee nereden başlayalım?"
Boş gözlerle bakarken cevap vermemem onu kızdırmış gibiydi.Cebinden çıkardığı iğneyi boynuma batırdıp kurt boğan verirken bağırmamak için zor tuttum kendimi.Acı direncim sayesinde azalırken Matt bu halime şaşırmıştı.Bu sefer mine verirken aynı tepkiyle karşılaşınca ikisini karıştırıp boynuma saplamıştı.Başım yavaştan dönerken kimse bilmiyordu sandıklarından daha güçü olduğumu.Gözlerimin renginin siyah olduğunu hissederken kanatlarım gün yüzüne çıkmıştı bile.Matt'in yüzünde mi korku bana daha çok zevj almama sebep olmuştu.Ona doğru yürürken ölüm meleğinin gücü vücudumdan Andrew'in verdiği zehri söküp atmıştı.Matt'in boğazından tutup diğer elimle de kafasından tuttum.Ve şimdiye kadar hayatımda yapmadığım bir şeyi yaptım.

kafasını vücudundan söktüm.

Bir anda kendime gelirken kapıya koştum.Açtığımda kendimi dışarı atıp ormana koşmaya başladığım da önüme çıkan koca taşla havaya zıplayıp ayaklarım yere değdiğinde dört ayak üstünde olmam kısa süreli şok yaşamam sebep olurken içgüdülerimle yolu bularak eve gelmiştim.Kurt formundan Insana dönüşüp kapıyı çalarken kapının bir anda açılıp üzerine atlanmasını beklemiyordum tabi.

"Neredesin ya! 1 aydır yoksun."

dedi Anna hem kızgın hemde şaşkın bir sesle.

"Önce bir içeri geçelim anlatacağım."

İçeri geçtiğimizde koltuğa oturarak olan biten her şeyi anlattım.

"Bir kafa kopardın,psikopat bir lider peşinde,ve kabul et senden etkilendi."

"Hıhı etkilendi.Beni kucağından atıp bütün kemiklerimi kırıp,Ölümcül bir zehir enjekte edip,kokusuyla beni yakan biri mi benden etkilendi?"

"Valla benden söylemesi Austin bu adamı parçalar."

"Neden ki?"

"Kayboldugun da okulu birbirine kattı.Her yerde seni aradı.Ve ve ve dört kişiyi hastanelik etti."

Dediklerini büyük bir şokla dinlerken kendimden geçmiştim.

"Off tamam Anna yeter.Gidiyorum ben duş alıp uyuyacağım."

Başını sallayıp yanıma geldi ve sarıldı.Bende ona sarılırken derin bir nefes alıp konuştu

"Çok özledim seni ya."

"Ben de seni çok özledim."

Ondan ayrılıp gülümsedim ve merdivenlerden yukarı çıkıp odamda ki banyoya girdim.Güzel bir duş alıp yatağıma yatarken.Üzerine çöken yorgunlukla uyuya kaldım.

Ilk defa bu kadar erken geldi bölüm.Dayanamadım yazdım.Yine bir kaç sorum olacak.

1.Austin mi?Andrew mi?

2.Sizce Andrew Alexandra'nın peşini bırakır mı?

3.Ve ve son soru Andrew ileri ki bölümler de Alexandra'ya aşık olup Austin'le arasında bir rekabet olur mu?

Soruları cevaplarsanız çok sevinirim.Sizi seviyorum.Vote ve yorum yapmayı unutmayın.

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin