Yeni bölümün gelmesi için Oy sınırı +70, yorum sınırı +110'dur. Sınır tamamlandığı an 38.Bölüm gelecektir!
Lütfen OY VERMEYİ ve YORUM YAPMAYI unutmayın bu benim için ve yazma tutkum için oldukça önemli. HAYALET OKUYUCU OLMAYIN LÜTFEN! Sizler için çok fazla emek veriyorum sizin yapmanız gerekenler ise saniyelerinizi bile almayacak şeyler.
Arkadaşlarınızla paylaşarak ailemizin büyümesinde yardımcı olabilirsiniz. O yüzden oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri çok çok çok seviyorum bir tanelerim! Lütfen bölümü hazmederek, yavaşça okuyun.
Satır arası yorumlarınız beni çok mutlu ediyor o yüzden bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar dilerim...
BÖLÜM 37: |GÖKYÜZÜ BİZİM, BU EVREN BİZİM.|
Karşımdaki kişi beni hayatımdaki dönüm noktalarımdan biriydi.
Ah! Eski sevgilim...
Ne de çok yakmıştı canımı.
Normal bir hayat sürerken lise üçte tanışmıştık onunla. Aslında benden iki yaş büyük olmasına rağmen sınıfta kalmış iki kere on birinci sınıfı okumuştu. Baya da güzel giden bir birlikteliğimiz vardı. Onu her zaman ruh ikizim olarak tanımlardım. O kadar iyi anlaşıyorduk ki bizi dışardan gören kişiler bize imrenirdi. Çok ortak yönümüz vardı. Hoşlandığımız şeyler, yemek zevkimiz, şarkı seçimlerimiz, hayata karşı olan görüşlerimiz, her şey o kadar aynıydı ki, sevgim ona karşı bambaşkaydı.
Ta ki ayrıldığımız gün, içimde ona ne varsa hepsi bir cümlede yok oluvermişti. İçimde ona dair ne kadar 'sevgi' adında ne varsa tükenmişti. Aslında şimdi daha iyi anlıyordum. Beni neden terk ettiğini, ondan neden ayrıldığımı.
Bütün her şey çok güzel giderken gecenin bir vakti beni evimin önüne çağırmış ve buradan çok farklı yerlere gideceğini söylemişti. Nedenini sorsam da bir sır gibi saklamıştı benden. İşte artık o sırrın ne olduğunu anlayabiliyordum.
İlişkimiz bitmeden son üç ay önce karakteri sanki bir gecede değişivermiş, yerine sanki başka biri gelmişti. Daha bir sinirli ve asabi, yerinde duramayan, sürekli uzaklara dalarak, bana bir açıklama dahi yapmadan yanımdan aniden ayrılmalar, en ufak bir hareketim de özellikle de sakarlık yaparak kendime zarar verdiğimde çok büyük bir suç işlemiş gibi kendini kaybederek ortadan kaybolmalar...
Nedeni o zaman anlamamıştım ama kanadığımda verdiği tepkiden vampir olduğunu anlamıştım.
"Lucas?" kelimeler ağzımdan bir şaşkınlık nidasıya döküldüğünde lucas hala üzerinden şaşkınlığı üzerinden benim gibi atamamış olmalı ki, "Alexandra, sen misin?" demişti tereddütle. Başımı evet anlamında aşağı yukarı salladığımda Lucas'ın yüzünde oluşan tebessümle bende gülümsemiştim ama bu gülümseme nezaketen olan bir gülümsemeydi.
Andrew yüzünden, hatta sesinden bile anlaşılır bir tonda sinirle, "Ne oluyor burada? Nereden tanışıyorsunuz siz?" dediğinde normal hayatımda ki bir arkadaşımdı diyecekken Lucas benden önce davranarak lafını esirgemeden, "Sevgilimdi," dediğinde gözlerimi kısmış ve tereddütle Andrew'e bakmıştım.
Andrew birkaç saniye tepki vermedi önce. İçten içe sinirlendiğini hissederken bir şey demek için dudaklarını açmış fakat sonra geri yummuştu. Bağımızdan dolayı hissettiğim öfke aniden benden koparcasına ayrılırken ifadem değişmiş, şaşkınlıkla Andrew'e bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
VampirosMelez bir kız ve dünyada ki en güçlü kişi. O bir kraliçe... O en güçlü ve en tehlikeli ırk... Dünyaya iyiliği getirecek olan bir melez ve aynı zaman da güçlerini çalmaya çalışan kötü adamlar var. Sizce hayatı nasıl olacak? Bunları ileride ki bölüml...