14

11.9K 358 203
                                    

"Sen bana iyi geliyorsun"

***

Hemen Kayayı itip banyodan çıktım arkamdan Kayada geldi kaşlarını çatmıştı çatık kaşlı... Beni her istediğinde öpemezdi! Evet, ona karşı koyamıyordum hatta bakışları beni eritiyor, dudakları bana can oluyordu. Tekrar hayata geri döndürüyordu nefes alıyordum garip bir şekilde ama ona teslim olamazdım aramızdaki bu yakınlığa engel olmalıydım. Onu sevmiyorum. Emin misin? Evet. Kayanın telefonu titremeye başlayınca ikimizinde gözleri telefona kaydı. Ekranda beliren isimle biran mutlu olup Kayadan izin almadan telefonu açtım

"Alo"

"Alo kuzi ben geldim kapıdayım"

"Tamam güzellik geliyorum"

Kayaya bakmadan odadan çıktım merdivenleri hızlı hızlı inip kapıya doğru koştum. Kapının önünde beni bekliyordu

"Kuziii"

Sevinçle elindeki eşyalarla boynuma sarıldı kollarını ayırarak güzel gülümsemesiyle yüzüme baktı "Senii çokk özlediim ayrıca tek özleyen de ben değilim. Yengoş dayım..."
Biraz durakladı sanki söylemeye çekiniyor gibiydi "Mihri... Özelikle o çok merak ediyor" Söylemeye çekinmesini anladım Boranı hatırlayıp üzülmemden korkuyordu

"Ona beni merak etmemesini, onun hiçbir suçu olmadığını, gelince bol bol özlem gidereceğimi ve onuu çokk sevdiğimi söyler misinn?"

"Tabii ki söylerim şapşik. Ona ben kaç kere dedim ama anlamıyor ki beni sarışın"

"O benim aptal sarışınım"

İkimizde güldük o günden sonra Mihri hatta Gizem bile her şeyin eskisi gibi olmamasından korkuyorlar Gizocum bunu her ne kadar belli etmesede ben anlıyordum onun o maviş gözlerine bakmam yetiyordu. Gözleri mavinin en güzel tonuydu ve kendilerini hemen ele veriyorlardı... Gülüşmemiz kesilince derin derin gözlerime baktı kollarımdan tutarak kendine doğru çekti. "Ya sana bir şey olsaydı?" Sesi titremişti bunu söylerken dolu olan gözlerine, hem bak artık yanındayım hem de böyle şeyler düşünüpte kendini üzdüğü için kızdığım bakışlar attım

"Bir şey olmadı dimi? Bak buradayım, bunları düşünme"

Kafasını 'tamam' anlamında salladı kollarını kocaman açıp beni o küçücük dünyasına alabildiği kadar aldı. 'Seni bir daha asla bırkmayacağım' dercesine sıkıca sarılıyordu bende ona aynı karşılığı verdim... Ayrıldığımızda elindeki çantayı bana doğru uzattı büyük o tatlı gülümsemesiyle. Onun bu tatlılığına aynı tatlılıkla karşılık vermeye çalışarak elindeki çantayı aldım onunla vedalaşıp gönderdikten sonra içeriye geçtim. Asansöre binip üçüncü kata bastım asansör açılınca tam karşımda bir adet Kaya duruyordu. Benim yüzümdeki salakça sırıtmanın yerini somurtuk bir yüz ifadesi aldı. Kayanınki de her zaman ki gibi çatık kaşlı şaşırmamak lazım! Onu aldırmadan asansörden çıktım odaya girmeye yeltendiğimde kolumdan tuttu

Sinirle "Ne var?" diyerek sitem ettim
Hiçbir şey demeden yüzüme bön bön baktı şeytan diyorki çak ağzının üstüne iki tane sen ona kıyamazsın kii yoo niye kıyamayayım bal gibide kıyarım. Sende sus be salak iç ses! İç sesimde iyice kızıp bunu yüzümde yansıttım. Kapının önünde salakça durmaktan sinirlendiğim için hızla kolumu ondan kurtarıp içeriye geçtim. Kendimi banyoya attıp Gizemin getirdiği çantadan pijama çıkartıp üstüme geçirdim neyseki normal bir pijamaydı. Çantanın içini kontrol ettim içinde telefonumda vardı sevinçle telefonumu elime alıp banyodan çıktım saçımı normal düz bir örük yapıp bağladım. Odaya göz gezdirdim Kaya ortalıklarda yoktu onun olmamasını fırsat bilip balkona büyük bir heyecanla çıktım...

CAN BORCU (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin