Wooyoung SanWooyoung'un 'hazırım' demesinin üzerinden birkaç hafta geçmişti.
Fakat o zamandan beri San'a çıkma teklifi etmemişti. Aslında San Wooyoung'u erkek arkadaşı olarak düşünüyor gibiydi ama Wooyoung'un bu konuda belirsiz olması San'ı resmen strese sokuyordu.
Değişen tek şey Wooyoung'un arkadaş grubuyla kendi arkadaşlarına göre daha çok takılmaya başlamasıydı. Yunho hala onunla sık sık konuşurken Yeosang ara sıra konuşuyordu. Fakat Felixle asla konuşmuyordu.
Aslında Felix ona öfkeli falan değildi, yalnızca ikisi yüz yüze gelemiyorlardı.
San, Minho ve Seonghwa'nın da gayet iyi kalpli olabildiklerini fark etmişti. Ayrıca düşündüğünden daha iyi biri olan Hyunjinle de arkadaş olmuştu. Ve Mingi de herkesi kandırmıştı; onun artık 'sert' bir sporcu değil korkak bir kedi olduğunu öğrenmişti.
Hiçbiri bir şey demeye cesaret edemese de Wooyoung ve San'ın arasında bir şeyler olduğunu kabul etmişlerdi. Gerçi onlara karşı çıkacak herhangi bir şey söylerlerse Wooyoung'un onları uykularında öldürebileceğini biliyorlardı.
İlk başta San aşırı derecede gergindi, öyle ki her bir kelimesinde kekeliyordu. Ama Wooyoung onu arkadaşlarının yanına götürdüğünde Mingi'nin ilk yaptığı şey Hyunjin'e bir miktar para uzatmaktı.
Ve Minho da ona hafifçe gülümsemişti. Seonghwa her zamanki gibi ilgisiz duruyordu ama ters ters bakmamış ya da San'a çelme takmaya çalışmamıştı.
San'ın öğrendiği diğer bir şeyse Wooyoung arkadaşlarına cinsel kimliğini açıklamamıştı. Ki bunu ironik buluyordu çünkü Mingi ve Minho 'gizli' de olsa erkeklerden hoşlanıyorlardı. San, içlerinden herhangi birisinin, hepsinin aynı sırra sahip olduklarını bilip bilmediği merak etti.
Ya da ağızlarından düşmeyen homofobik sözlerinin saçma olup hatta teknik olarak o sözleri kendilerine söyledikleri için incinip incinmediklerini de merak etti. Gerçi Hyunjin'in Minho'ya vurduktan sonra gidip Jisung'u becermesini söyledikten sonra o sözler de biraz azalmıştı.
Ve sonra San kahkaha atmıştı –işte o anda arkadaşlıkları başlamıştı. Hyunjin hiç de homofobik değildi ve gerçekten San'a çok iyi davranıyordu öyle ki daha çok gülümsedikçe Yeosang'ı ve Felix'i daha az özlemesine neden oluyordu.
Her şey iyi gidiyordu. Farklı ama iyi.
Fakat San'ın mutluluğu kısa sürmek için kararlıydı.
Hatta üzgün olduğunu unutacak kadar mutluyken o anın tadını çıkartmak onun için çok geçti çünkü bir telefon tüm mutluluğunu alıp götürmüştü.
Annesi arayıp, onunla ve üvey babasıyla bir akşam yemeği için sevgilisini getirmesini istemişti. Kendi kararlarını verecek kadar büyüdüğünü göstermek için yalandan uydurduğu sevgilisini.
Telefon konuşması San'ı alt üst etmişti çünkü annesi çok sakin konuşurken babasının da açık görüşlü olmaya karar verdiğini söylemişti. San, babasının söylediklerine inanmak için hazır değildi. Eğer babası Wooyoungla ikisini başka bir ülkeye terapi için postalarsa şaşırmazdı.
Ayrıca bu konuyu Wooyoung'a açma sorunu da vardı. Çocuk muhafazakar üvey babası hakkında hiçbir şey bilmiyor, hatta kısa bir süre önce San'a yaptığı şeyleri bile bilmiyordu.
Ve Jongho'nun konuyu her zamanki gibi yedikleri bir öğle yemeği sırasında açması San'ın sinirlerini bozmuştu çünkü bu Jongho'yu ilgilendirmiyordu ve bu konu hakkında gerçekten konuşmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soft | Woosan (Türkçe Çeviri)
Fanfiction"Hala oyuncak peluşla mı uyuyorsun?" "Adı Shiber." San'ın uyku problemi vardır. Wooyoung ise bir iddiayı kaybeder. Dikkat: Rahatsız edici içerikler ve cinsel içerik barındırır. Kitabın yazarı: @yeonosang ❤️ İngilizceden çevrilmiştir. [TAMAMLANDI]