Wooyoung San
Sıcak yaz güneşinin altın sarısı ışınları yurt odasını ucuz perdenin arasından aydınlatırken yatağa doğru uzun ışın çizgileri yansıyordu.
San yavaşça gözlerini açtı, Pazar sabahının hissettirdiği o rahatlıkla tanıdık olduğu vanilya ve şeftali kokusunun karıştığı odada derin bir nefes aldı. Şeftali kokusu yalnızca Wooyoung'a aitti, soluk lila rengindeki saç tutamları San'ın yüzünü gıdıklayıp tenini ısıtırken Wooyoung'un başı San'ın boynuna gömülüydü.
Bedeni, San'ı korurcasına sarmalıyordu. Wooyoung'un başı boynundan göğsüne doğru hareket edince San, Wooyoung'un pozisyonunu bozmamak için hareket etmemeye çalışıyordu.
Görüşü siyah saç tutamlarıyla kapanınca San dün gece yaşananları hatırladı ve yanakları kızarınca başını hafifçe sallayarak saçlarını gözlerinden çekti. Sevgilisi ona yine deliksiz bir uyku armağan etmişti ki Wooyoungla olduğu ve sarılıp uymasına izin verdiği sürece uyuyamadığı günler gittikçe azalıyordu.
Wooyoung'un dudaklarındaki gülümsemeyle uyurken onu uyuyan güzel olarak düşünüyor ve o yakışıklılıkta birinin ondan hoşlandığı için kendisinin de en şanslı kişi olduğunu düşünüyordu.
"Beni mi dikizliyorsun?" Artık uyumayan Wooyoung yarı kapalı gözlerle San'a bakarken uykulu, derin sesiyle konuştu.
"Olabilir," diye yanıtladı San dürüstçe. Uykulu halini fırsat bilip yavaşça Wooyoung'un saçlarıyla oynadı.
"Hmm," diye mırıldandı Wooyoung, başını San'ın avuç içine doğru eğerken gözleri tekrar kapandı. Yataktan kalkıp yeni bir güne başlamaya hazır değildi.
San hafifçe kıkırdarken dünyadaki hiç kimsenin onun bu yeni keşfettiği yanını bilmediğini fark edince bir anlığına şaşırdı. "Çok tatlısın."
Wooyoung gözlerini tekrar açtı ve başını kaldırarak Sanla aynı göz hizasına geldi. "Seksi olduğumu düşünüyordum."
Sıcaklık yanaklarına yayılırken San Wooyoung'u geriye ittirdi ve inkar edercesine bir ses çıkardı. "Aynen. Bu uyuyan çocuk mu seksi? Seksilikten oldukça uzak bence. Tek yaptığı tatlılığıyla beni kendisine hayran bırakmak."
"Öyle mi?" Wooyoung sırıttı ve San'ın üzerine çıktı. San ani bir içgüdüyle kendisini geriye doğru çekti ama Wooyoung'un kahve gözleri korkunç derecede oyuncu bir ifadeyle, San'ın nefesini tutup tüm vücudunun ürpermesine neden olan bir şekilde parıldıyordu.
"Bekle-" diye başladı San sözlerine korkuyla ama diğeri çoktan savaşı başlatmıştı. İkisi birden aniden birbirleriyle şakalaşmaya başlayıp birbirlerini yatağa mıhlayıp kazanmaya çalışıyordu.
En sonunda Wooyoung büyük bir başarıyla San'ı sırt üstü yatağa yapıştırarak kaçmasını engellemişti ve bulundukları hiç masum olmayan o pozisyonu da umursamıyorlardı.
"Artık seksi olduğumu kabul ediyor musun?" Wooyoung büyük bir zaferle sinirli San'a bakıyordu.
Öfkeyle başıyla onaylarken San sevgilisinin altında çaresizce yatıyor, Wooyoung onun üzerinde, kollarını başının üzerinde sertçe kenetlemiş ve bacaklarını onu kafeslercesine üzerine atarak yatağa mıhlamıştı.
Wooyoung derin bir ifadeyle bakmaya devam ederken aldığı cevap ona yeterli gelmemişti. San aralarındaki mesafeyi çaresizce açmaya çalışarak başını yana çevirdi ama Wooyoung çenesini kavrayarak bir kez daha ona bakmasını sağladı.
"Dedim ki," diye tekrarladı Wooyoung, hiç de masum sayılmayan bir ifadeyle sırıtırken San'a eğilerek panik içindeki yüzüne nefesinin çarpmasına sebep oldu. "Artık seksi olduğumu kabul ediyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soft | Woosan (Türkçe Çeviri)
Fanfic"Hala oyuncak peluşla mı uyuyorsun?" "Adı Shiber." San'ın uyku problemi vardır. Wooyoung ise bir iddiayı kaybeder. Dikkat: Rahatsız edici içerikler ve cinsel içerik barındırır. Kitabın yazarı: @yeonosang ❤️ İngilizceden çevrilmiştir. [TAMAMLANDI]