Bölüm 30

597 67 35
                                    

San Wooyoung

Uyandığında San'ı bir kez daha yanında, kendisine sıcacık  sokulmuş halde görmesi mutlulukla gülümsemesi için yeterliydi.

Soğuk, boş bir yatakta göğsündeki boşlukla gözlerini açmaktansa Wooyoung hayatının geri kalanı boyunca birlikte uyanmak istediği tek kişiye daha da sarıldı.

Günlerden cumartesi olduğunu hatırlayınca içindeki sıcaklık daha da büyüdü çünkü cumartesi hiçbir şey yapmadan yatabilecekleri anlamına geliyordu.

Aklındaki bu düşünceyle yanında uyuyan çocuğa daha da sokularak yakınlıklarının tadını çıkardı. Önündeki sessiz, masum ve acıdan yoksun yüz ifadesine körkütük aşık gözlerle bakarken Wooyoung ona bakmaya devam etmekten başka bir şey yapamıyordu.

San gördüğü en güzel manzaraydı. Acı verecek kadar yakınında ama gerçek olması imkansız gibi dokunulamaz ve dünya dışıydı.

Ve Wooyoung'un hayatını daha güzel hale getiren, neşe, acı ve şehvet veren şey San'ın narin varlığıydı. İçindeki boşluğa can katıyordu.

San'ın huzurlu yüzünü, yumuşak yanaklarından koyu kirpiklerine, kuzgun karası saçlarından hafif aralanmış dudaklarına ve keskin çene hattına kadar incelerken böylesine nefes kesici meleksi bir varlığın hayal ürünü olup olmadığından şüphelendi.

Wooyoung saatlerce orada yatıp San'ı izleyebilirdi ama  uyuyan güzel eninde sonunda uyanmalıydı.

"Günaydın." O anda San genişçe esneyerek uyandı, Wooyoung'un üzerinden asla çekmediği bakışlarından habersizdi.

"Günaydın," dedi karşılık verdi Wooyoung yumuşak ses tonuyla. Elini uzatarak parmaklarıyla yumuşak yanaklarını uzunca bir süre okşadı.

San'ın yanaklarına sıcaklık hücum ederken utançtan gözleri hilal şeklini aldı ve sessizce Wooyoung'un elinden uzaklaştı.

"Çok tatlısın." Wooyoung üzerine doğru eğilince San da yana doğru döndü ve beraber örtündükleri örtünün altında bir süre kıpırdandıktan sonra San ona ciddi bir ifadeye baktı.

"Wooyoung," diyerek itiraz etti San tatlı ses tonuyla ama hemen ardından daha ciddi bir ses tonuyla konuştu. "Aramızdaki sorunu çözdüğümüze... çok sevindim."

Wooyoung San'ın alnını öpmek için eğildi ve hafifçe saçlarını okşadı. "Ben de, Küçük Choi. Hayal edebileceğinden daha fazla hem de."

San utangaç bir şekilde gülümserken gözlerindeki o derin ifadeyle yüzünü inceleyerek özlediği rahatlığın tadını çıkardı.

Wooyoung böylesine mükemmel birisini hak etmek için önceki hayatında nasıl bir sevap işlediğini merak ederken bu hayatında olduğundan daha iyi bir insan olduğu için içinden sessizce teşekkür etti.

"Yüzündeki şu ifadeyi sil," dedi San ve Wooyoung ağlayacakmış gibi bakarken yanağını dürttü. "Sanki matematik sınavı olacağını unutmuş gibi görünüyorsun."

Wooyoung anında inlerken örtünün altına girerek yüzünü buruşturdu. "İstemiyorum."

"Çok kötü," dedi San, örtüyü üzerinden attı ve bacaklarını yatağın kenarından sallandırdı. "Senin için oldukça güzel bir ders planlamıştım."

Wooyoung San'ın sesindeki kıkırtıyı duyunca altında saklandığı örtüden çıkarak San'ın gözlerindeki o sinsi parıltıyı yakalayabildi.

"İkna et beni," dedi yavaşça, yüz ifadesini etkilenmemiş gibi düz bir şekilde korumaya çalışıyordu.

"Ama," dedi San iç çekerek, bacaklarını esnettikten sonra omuzlarını silkti. "Pek de ilgileniyormuş gibi değilsin."

Soft | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin