Bölüm 13: İlk Sürgün (Kısım I)

304 65 23
                                    

Güneşin pembeye çalan turuncu ışıltıları şatonun duvarlarına yansırken, Casey manzaranın tadını çıkartıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneşin pembeye çalan turuncu ışıltıları şatonun duvarlarına yansırken, Casey manzaranın tadını çıkartıyordu. Kahveyle dolu kupa bardaktan bir yudum aldı ve camın önündeki çıkıntıya bıraktı. Bardaktan yükselen duman camda buğu oluştururken, gözleri ormanın derinlerine daldı. Hazırlıkları çoktan yapmış, zamanın bir an önce geçmesi için beklemeye başlamıştı. Heyecanı içini titretirken bardağın kulpunu iki parmağıyla kavradı ve çıkıntıdan alıp arkasını döndü. Gözleri derin nefeslerle uyuyan Aymira'nın yüzünde gezindi bir süre. Dudak kenarları kıvrıldı ve sıcak kahveden birkaç yudum daha aldı. Kalçalarını pencere çıkıntısına yaslayıp bardağı tekrar eski yerine koydu.

       İçini rahatlatan bir başka konuda Aymira'nın gördüğü kabuslar hakkındaydı. Uykusundan korkuyla sıçrayıp uyanmıyordu uzun zamandır. Bilinç altına kök salan Fraude korkusu tamamen yok olmuştu. En azından Casey böyle düşünüyordu. Kollarını göğsünde birleştirdi ve izlemeye devam etti. Günlerce, haftalarca, asırlarca hatta son anına kadar yapabilirdi bunu. Aymira'yı uyurken izlemek rahat hissettiren sayılı şeylerdendi onun için. Onunla ilgili iyi olan düşünceler beynini kemiren diğer düşünceleri tatlı bir molaya çıkartırken, ne kadar güçlü olduğunu geçirdi aklından. Yerinde başka bir uyuyan olsa bu kadar dayanıklı olamaz, akli dengesini yitirir, birkaç güne pes ederdi. Hayatı birdenbire alt üst olmuş, bilmediği bir dünyaya adım atmıştı Aymira. Yine de akıl sağlığını ve uyumunu korumayı başarmıştı. Casey'de ondan bunu beklerdi zaten. 

         İçten içe bu durumu kader olarak nitelendirdiğini fark etti. Hayatta olduğu yıllar boyunca kadere olan inancını kaybetmişti oysaki. Gözleri kısıldı ve bakışları boşluğa daldı. Kader tam olarak neydi? Kim seçimleri önceden yazıyor, olacakları ilmek ilmek planlıyordu? Bu zamana kadar yaşadıkları, acımasızlığa itelemişti karakterini. Amaçsızca boyutlarda dolaşmış, işine yaradığından fazlasını kazanmış, yaşamış ve hemen hemen her şeyi görmüştü. Amaç aradığı yıllarda, kaderim nereye bağlanacak? diye defalarca sormuştu kendine. Hatta kaderi gerçekten yöneten bir kutsal varlık aradığı dönemlerden bile geçmişti. En sonunda bu amaçsız çabasından vaz geçmiş, arayışını sonlandırıp bazı şeyleri kabullenmişti. Böyle yaşamaya alışmışken karşılaştığı olaylar onu farkında olmadan yeni bir inanca sürüklemişti. 

          Aslında içinde, derinlerde bir yerlerde azda olsa parıldayan umudu tekrar alevlenmişti. Kabullenmese de bir şeylerin değiştiğinin farkındaydı. İnancı bir yaratıcıya değildi; tamamen Aymira'ya idi. Kader kavramı gerçekten varsa, bağlı olduğu diğer kader kesinlikle Aymira'nın kaderiydi. Düşünceleri Casey'yi sonsuz bir deliğe çekerken, yataktan gelen gıcırtılarla gözlerini kırpıştırdı. Odağı yatağa dönünce vücudunu esneten Aymira'yı fark etti. 

         Aymira kollarını esnetip, göz kapaklarını araladı ve sabah güneşinin içeri sızan tatlı ışığıyla aydınlanmış odaya göz gezdirdi. Cama dönünce yüzündeki gülümsemeyle kendisine bakan Casey'yi gördü. Dudak kenarları kıvrıldı ve derin bir nefes aldı. "Günaydın, sevgilim."

(KYS) Kızıl Tahtlar 1: Salgın (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin