Davetsiz Misafir (Kısım V)

286 64 38
                                    

Şehir merkezi uyuyanlarla doluydu. Virüsün yayılmasıyla alınan dışarı çıkma yasağı tedbiri saçmalıktan ibaretti: Gün içinde belirli saatlerde yok sayılan yasağın mantığı ne olabilirdi ki? Casey kaldırımda yürürken aklından geçen bu düşünceyle, alaycı bir gülüş yayıldı yüzüne ve maskesini düzeltti. Korunmaya ihtiyacı olmasa da sırf uyuyanların dikkatini çekmemek için takıyordu rahatsız edici lanet şeyi. 

          Dudaklarından Fraude'yi konu olan ufak tefek lanetler dökülürken, maskeli uyuyanlarda ki tuhaflığı fark etti bir an. Virüsü taşıyan uyuyanların birçoğunun yaydığı enerji değişmişti. Bazılarının durumu ciddi olmasa da enerjileri mutasyona uğramış gibi farklı bir şeye evrilmişti. Ne olduğunu Casey'de tanımlayamıyordu. 

          Laneti uyuyanları daha da huzursuz etmeden adımlarını iyice hızlandırdı. Kalabalığın arasında bulduğu boşluklardan kimseye değmeden ilerledi. Alışveriş mağazasının önüne gelince durdu ve camlarına baktı. İçerisi çok fazla kalabalık görünmüyordu. Bu da Casey ve uyuyanların bir nebze güvenli mesafede olacağı demekti.

         İki kanatlı otomatik kapıdan geçti ve girişin yanına yerleştirilmiş sepetlere yöneldi. Siyah saplı kırmızı sepetlerden en üstte duranı alıp, reyon içeriği tarif tabelalarına baktı. Alkollü içecekler bölümüne gelince ürünler üzerinde göz gezdirdi. Aklındaki şarap markasının ürünleriyle dolu rafa yöneldi. Parmakları 1775 Massandra yazılarının yakılarak işlendiği tahta kutuyu kavrarken, kulakları arkasından geçen iki uyuyandaydı. 

             Yanında onlu yaşlarında bir çocukla yürüyen kadın, Casey'nin arkasından geçerken korku hissiyle derin bir nefes aldı. Ağzını ve burnunu sıkıca kapatan maskeyi aşağı çekerken Casey'nin dikkatini vücut sıcaklığı çekti. Hastalığın önemli belirtilerinden birisi de yüksek ateşti ve kadın resmen yanıyordu. Elindeki kutuyu sepete yerleştirip arkasını dönünce küçük kız çocuğuyla göz göze geldi Casey. Yüzünde ağlamaklı ifadesiyle kendisine bakarken bir yandan da –muhtemelen annesi olan- kadının montunu çekiştiriyordu. Göz aklarını saran kırmızı damarlardan, çocuğun durumunun da annesinden pek farkı olmadığını anladı Casey.

             İçki reyonunun önüne yerleştirilmiş ürün sepetinden kırklı, yuvarlak, kırmızı mumlardan iki paket aldı ve sepete yerleştirdi. Viskilerin dizili olduğu rafın önünden geçerken bir şişe Chivas Regal adlı ve yürümeye devam etti. Bu markanın meşe aroması daha yoğun olduğu için Casey'nin vazgeçilmeziydi. Alkollü içecek bölümünden çıkmak üzereyken hasta kadının düzensizleşen nefes sesleriyle durdu. Ardından duyulan kırılan şişe sesleriyle dönüp yerde yatan kadına baktı. Alışveriş sepetindeki eşyalar yere saçılmış, rafta duran şişelerin büyük bir kısmı da tutunmaya çalışırken üzerine düşüp kırılmıştı. 

             Çocuk ağlayarak kadının yanına diz çöktü ve yardım etmesi için yalvarır gözlerle Casey'ye baktı. Bu iyi bir fikir değildi; lanetinin kadını daha kötü etkileyeceğinin farkındaydı. Kısa süre sonra koşuşturarak gelen bir çalışan, kadının yanına diz çöktü ve konuşmaya çalıştı. Casey kadının yüzüne bakınca burun deliklerinden akan zift benzeri siyah sıvıyı fark etti. Çalışan kadının titreyen bedenini sabit tutmaya çalışırken Casey'ye baktı ve ambulans çağırmasını istedi. Ağlaması giderek hıçkırıklara dönüşen çocuk aradan fazla zaman geçmeden annesi gibi yere yığıldı ve titremeye başladı. Burun deliklerinden siyah sıvı akarken kasılmaları daha da arttı. Etrafta toplanan uyuyanların bazılarında da titremeler başladı ve burunlarından akan siyah sıvı, beyaz fayans zemine damladı.

           Casey bir bir yere yığılan uyuyanlara şaşkınlıkla baktı, enerjilerinin değişmesine sebep olan mikrobun son evresinin bu olduğunu düşündü. Marketin neredeyse her noktasından kırılma ve düşme sesleri geliyordu. Yükselen çığlıklar şu an tahmin ettiğinden de daha boktan bir durumun olduğunun habercisiydi. Casey elindeki sepetle hızla kasaya yöneldi. Maskeli kasiyer ürün barkotlarını okuturken market içinde olan biteni korkuyla izliyordu. Casey'nin gözü tavandan asma aparatla montelenmiş TV'ye takıldı. Sıcak gelişme haberlerini sunan spiker, markette ki uyuyanlar gibi titremeye başladı. Stüdyo ışıkları alnındaki terlemeyi net bir şekilde yansıtıyordu. Burnundan akan siyah sıvı dudaklarına ulaşınca bilincini kaybetti ve kamera kadrajından çıkıp masanın ardına yığıldı.  

(KYS) Kızıl Tahtlar 1: Salgın (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin