Önlenebilir Kader (Kısım V)

255 59 32
                                    

Şatonun bahçesine sicim gibi yağan yağmurun ve gök gürültüsünün haricinde sessizlik hakimdi. Yağan şiddetli yağmur bahçeyi saran ve deforme olmuş mermer süslemelerin üzerindeki siyah ve kızıl kanı yıkıyordu. Kahverengi tona yakın olan sıvı bahçenin çukurlarında ve ortasına denk gelen basık konumda ufak bir gölet oluşturmuş, üst üste yığılmış cesetlerin bir kısmını su dolu çukurların derinlerine gömmüştü. Takvim ayına göre yağan -özellikle Kanada gibi bir ülkede- yağmur, mevsim döngüsünün bozulduğunun en büyük kanıtıydı. 

                Casey, yağmur damlalarıyla arınan yüzüne düşen ıslak perçemlerini başının arkasına attı. Yerinde duramıyor, sabırsızca adımlar atıyor, Corben'in gelmesini bekliyordu. Telefonu kulağından çekip Laura'ya uzatan Eivor'a kısa bir bakış attı ve karşılık olarak aldığı baş onaylamasıyla sabırsız bir nefes verdi. Saç diplerinden yüzüne akan suyun rahatsız edici hissiyatından kurtulmak için koluyla alnını sildi. Fakat yoğun yağan yağmur birkaç saniye sonra damlalarını tekrar çenesine ulaştırdı. Gözlerini giderek ufalan yerdeki kar kütlelerine çevirdi; beyaz tabaka oldukça azalmakta, yerini üzerini örttüğü koyu yeşil çimlere ve kahverengi balçığa yavaşça bırakmaktaydı.  Bu olayın doğal olmadığının bilincindeydi Casey. Başını gök yüzüne kaldırdı ve kara bulutların içinden tel gibi yağan yağmur damlalarının yüzüne diklemesine inişi arasında, damarlar halinde gök yüzünden beliren, ormanın derinlik kısımlarına ve rast gele yönlere inen yıldırımları izledi. 

          Derken şatonun merdivenlere yakın olan tarafında, Corben, kucağında taşıdığı Aymira ile mor enerji perdesi içinde belirdi; Aymira'nın sağ kolu yere doğru sarkmış, boynu geriye düşmüştü.  Burnundan çenesine uzanan kan şeritleri kurumuş, rengi kireç gibi olmuştu.

           Casey anında hareketlendi ve koşarak Corben'in yanına ilerledi. Diğerlerinden geride olmasına rağmen ilk ulaşan da o oldu. 

           "S-sadece bayıldı." diye kekeledi Corben, kollarından Aymira'yı kavrayan Casey'ye korkuyla bakarak. 

              Casey, Aymira'yı kucağına aldı ve birkaç kez ismini söyledi. Karşılık bulamayınca kalp atışlarına odaklandı. Normal atan kalp atışları bir nebze de olsa rahatlamasına olanak sağladı. 

              "Başını bir yere mi çarptı, Corben?" diye endişeyle sordu Ciara.

                Corben, başını iki yana salladı ve olan biteni anlatmaya koyuldu. Bir yandan da endişeli parmaklarını, omuzunda asılı olan Kitsune'nin kılıfının kayışında gezdiriyordu. "Camdan olan biteni izliyordu," 

             "Biraz serbest bırak," Laura, Casey'nin önünde durdu ve ellerini Aymira'nın üzerinde gezdirmeye başladı. Dudaklarından fısıltılar halinde dökülen sözcüklerden büyü yaptığı anlaşılıyordu. Casey kollarını hafifçe uzattı ve Laura'nın daha rahat kontrol edebilmesi için olanak sağladı. 

              Corben anlatmaya devam etti. "Uzun zaman camdan baktığını fark ettim ve onu uzaklaştırmak için omuzuna dokundum. Bir tür şokta gibiydi; sadece nefes alıyor, yaklaşık on dakikadır hareket bile etmiyordu. Omzuna dokununca başını bana çevirdi ve bir kadından bahsetti. Bana, "Kadını kurtarmamı engelledin" gibi bir şey söyledi. Ne olduğunu anlamamıştım,"

                   Laura ellerini Aymira'dan çekti. "Sadece bayılmış.  Birazdan kendine gelir." 

                   Corben, Laura'yı duymamış gibi anlatmaya devam etti. "Ellerinin uyuştuğunu söyledi hemen ardından. Daha önce böyle bir şey yaşayıp yaşamadığını sordum; bana rüyalarıyla ilgili bir şeyler anlatacaktı, en azından böyle geveledi. Burnundan bir anda kan akmaya başladı ve yere düştü. Başını yere vurmadan önce son anda tuttum.'' 

(KYS) Kızıl Tahtlar 1: Salgın (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin