İlk Sürgün (Kısım VI)

274 61 66
                                    

Lilith'in diyarı, cehennemden biraz daha fazlasıydı. Sülfür kokusundan başka koku yok denecek kadar az, sıcaktan başka hissedilecek bir şey yoktu. Lilith'in çocuklarının eğlence seçeneği olarak yakaladıkları ruhlar ve boyut yaratıklarıyla -aralarında uyuyanlar da vardı- doluydu. Orta büyüklükte bir ülke gibiydi bu diyar. Tuhaf zift benzeri bir maddeyle kaplı yollar, çürümüş et dokusuna benzer görünüme sahip yapılar, bilinçsizce etrafta dolaşan ölüden farksız, insanımsı yaratıklarla dolu sokaklar ve kasvetli bir havaya sahipti. Buna rağmen sokak aralarında anlaşılması zor müzikler yankılanıyordu yer yer. Hatta yerleşim alanlarında eğlence mekanları bile vardı ve bu mekanlar iblislerle dolup taşıyordu. Genel olarak siyah, gri ve kırmızı renk hakimdi; gök yüzü yerine geçen ufuksuz çizgi kırmızı sisten oluşuyor, Uyuyan Dünyası'nın sistemiyle benzer özellikler taşıyan gün döngüsü kırmızı sisin ardından işliyordu. Zaman kavramında bir saatin süresi, bu diyarda atmış iki saate denk geliyordu. Saat farkı diyarda çekilen işkencenin de kat ve kat daha uzun sürmesini sağlıyordu.

             Demir parmaklıklarla koridordan ayrılmış hücrelerden birinde kendine geldi Casey. Hissettiği ilk şey başının arkasından yayılan ağrı oldu. Gözleri kısa anlığına açılınca koyu gri taş duvarları ziftle kaplı, zeminden dize kadar -Casey'nin bel üstüne denk geliyordu şu an- uzanan kırmızı sisi zorlukla algıladı. Vücudunu hareket ettirmeye çalışınca el bileklerinden gelen şıngırtıları duydu. Boğuk duyduğu sesler giderek netlik kazanmaya başladı. Öne düşen başını kaldırdı ve gözlerini tekrar araladı. Gözlerinin önüne düşmüş, kurumuş kanla birbirine yapışmış perçemlerinin aralarından, zincirlerle iki biçimsiz sütuna sabitlenmiş bileklerini saran prangaları gördü. Sırt ortasına kadar dalgalar halinde yayılan ağrıdan kurtulmayı umut ederek huzursuzca boynunu oynattı. Bu kötü bir fikirdi. Ensesinde ve omuz aralarında kuruyan kanın çatırdamasını algılamakta güçlük çekti; uyandığında hissettiği ağrıdan kat kat fazlasını hissediyordu şimdi. 

           Dizlerinin üzerinden kalkmayı denese de başaramadı. Saatlerce hatta günlerce dizlerinin üzerinde duruyormuş gibi hissetti. Sülfür kokusunu ciğerlerine taşıyan nefesleri daha da derinleşti, acıyla inledi ve gözleri tekrar kapandı. Sol kolunda oluşan hareketlenmeyi fark edince, Nyx'i hatırladı. Hâlâ yanındaydı.  Kurtulması için şansı olduğuna umut etti. Bilinci tekrar kaybolmaya doğru çekildi. Aynı anda, Olympos'ta hissettiği sıcaklığı tekrar hissetti. Damarlarında dolaşan sıcaklık ellerine yayılırken, ortam uğultusu tekrar bulanıklaştı ve kendini isteği dışında karanlığa bıraktı. Duyduğu son şey -şıngırdayan demir halkaların hemen ardından- diğer hücrelerden birinden yükselen çığlık ve eski dilde küfürler oldu. Damarlarında dolaşan ısı kayboldu, son derin nefesini aldı.  

"'Ne yapacak onunla?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"'Ne yapacak onunla?"

                   "Bilmiyorum... Sanırım, Fraude gelene kadar kontrol altında tutar. İşleri bitince öldürürler ve cesediyle de dogrevanirler*¹ eğlenir." 
------------------------------------------------------------------
*¹ Boyları yaklaşık beş metreye kadar uzanan ve vücut yapıları bakımından diğer iblislerden ayrılan, nadir görülen, Lilith'den doğma iblis ırklarından biridir. (Kızıl Tahtlar Evreni)
------------------------------------------------------------------

(KYS) Kızıl Tahtlar 1: Salgın (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin