*
Sevsene Beni - Yedinci Ev
U T K U D E M İ R
Bade'nin burnunun tam ucunda bir çil vardı. Çok fazla belli olmayan, açık renkli, küçük bir çil. O çile bakmak çok hoşuma gidiyordu. Tıpkı Bade'nin yüzündeki herhangi bir noktaya bakmak gibi ama o çilin minik bir farkı vardı. Ne zaman Bade'ye baksam bakışlarım gözlerinden bile önce o çile değiyordu.
Burnun tam ucunda.
Parmağımı uzatıp o çile dokunmak istiyordum ve sıkıcı bir toplantının sonlarına gelirken o çili düşünüyordum. O çili. İri yeşil gözleri. O gözleri çevreleyen gür kirpikleri.
Bade'yi.
Huzurlu bir düşünceydi. Dağınık zihnim onu düşündüğümde tek bir noktaya odaklanmayı başarabiliyordu. Endişelerim biraz mola veriyordu. Bade'yi düşündüğümde düşündüğüm tek şey o oluyordu. Bu güzel bir histi. Sakinleştiriciydi. Yalnız kalmadığım bir sessizliği anımsatıyordu. Tıpkı Bade'yle salonda geçirdiğimiz akşamlar gibi. Bir şeyler okurken başımı hafifçe kaldırdığımda onu görmem gibi. Omzumda uyuyakalması gibi.
Kendi kendime gülümsediğimi ancak Destan adımı seslendiğinde ve beni düşüncelerimin arasından çekip çıkardığında fark ettim. Hızlıca kendimi toparlasam da suratımdaki o ifadeyle kuzenime çoktan yakalandığımı biliyordum. Göz göze geldiğimizde bana bastırmakta zorluk çektiği bir gülümsemeyle bakıp "Eklemek istediğiniz bir şey var mı Utku Bey?" diye sordu.
Bu yalnızca bir aylık değerlendirme toplantısıydı ve tartışacak çok büyük meselelerimiz yoktu. O yüzden çekinmeden "Hayır." dedim. "Söylediğiniz her şeye katılıyorum Destan Bey."
Kuzenim aniden genişçe sırıttı. Birlikte geçirdiğimiz yılların ardından onun zafer gülümsemesini elbette tanıyordum. Bir tuzağa düştüğüme dair şüphelerim uyanırken tek kaşımı kaldırarak Destan'a baktım.
"Harika." dedi keyifle. "İngiltere'den gelecek misafirlerimizi Utku Bey ağırlıyor, sunumu ben ve ekibim hazırlıyoruz ve önümüzdeki hafta sonu hep birlikte bir kutlama yemeği yiyoruz."
Yüzümde donup kalmış bir gülümsemeyle kuzenime baktım, gözlerimi birkaç defa ağır ağır kırpıştırdım, ardından "Müthiş." dedim. Sesim dişlerimin arasından zorlukla sıyrılarak çıkmıştı. Destan ondan bunun öcünü mutlaka alacağımı biliyordu ama gözlerime yerleştirdiğim ifadeyle bunu iyice anlamasını sağladım.
"O zaman artık dağılabiliriz. Teşekkürler arkadaşlar."
Destan'ın bu sözlerinin ardından toplantı odası yavaş yavaş boşalmaya başladı. Ben yerimden kımıldamadım, Destan da öyle. Herkesin ayrılmasını bekledik ve nihayet son çalışan da toplantı odasını terk ettiğinde Destan'a "Hainsin." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar Çiçeği
Romance"Salonumda baygın bir kadın yatıyor." Mevcut durumu özetlemek için en doğru yol bu muydu, bilmiyordum. Ama dağınıklıktan nefret eden, buna rağmen en ufak bir stres anında hızla dağılan zihnimin içinde olan biteni özetleyen en mantıklı kelime grubu b...