Kendime Yalan Söyledim - Grup Seksendört
U T K U D E M İ R
Çoğu zaman içimdeki canavarı dizginlemeyi başarabiliyordum. Hayatın benim için oldukça zor oluşu, beni de diğer insanlar için zor bir adam haline getiriyordu ama ben çoğu zaman bunu bir sınırda tutmayı başarıyordum. Toplumun sınırlarına uyuyor, beni zorlasa da nezaket çizgisini aşmamak için var gücümle çabalıyordum.
Bazense, yani hayatın içindeki tek tük anlarda kontrolü kaybettiğim ve karşımdaki insana her şeyi fazlasıyla zorlaştırdığım oluyordu. Nezaket çizgisini tek adımda çiğneyip aşıyor ve gurur duymadığım şeyler yapıyordum. Bu anlar benim cehennemimdi. Her biri sonradan içimde ağır bir yüke dönüşüp beni eziyor, hatamı telafi edene kadar da rahat bırakmıyordu. Neyse ki çoğu zaman hatalarımı bir şekilde düzeltiyor ve her şeyi yoluna koyuyordum. Gerçekten.
Fakat bu defa işler farklıydı. Bu defa her şeyi nasıl toparlayacağımı hiç bilmiyordum.
Olaylar Mirza'nın bir gece yarısı beni arayıp "Onu buldum." demesiyle başlamıştı. Neyi kastettiğini elbette ilk saniyesinde anlamıştım. "Ama konuşmamız lazım. Bade'yle konuşmadan önce bilmek isteyeceğine inandığım bir ayrıntı var."
İşte bu cümleler salıyı çarşambaya bağlayan gece, saat bire gelirken kendi evimden gizlice, hiç ses çıkarmadan çıkıp Mirza'nın yanına gitmeme sebep olmuştu. Onunla onun evinde buluşmaya giderken aklımın içi karman çormandı. Bilmek isteyeceğim ayrıntının ne olduğuna dair teoriler üretip duruyor ve bu teorilerle kalbimin sıkışmasına engel olamıyordum. Bu da araba yolculuğumun gergin bir şekilde geçmesine sebep oluyordu, yol uzadıkça uzuyordu.
Nihayet Mirza'nın evine vardığımda alelacele onun salonuna dalıp "Evet." dedim. "Seni dinliyorum." Bir saniye bile beklemeye sabrım yoktu.
Mirza benim en stresli anlarıma yakından şahit olmuş bir adamdı. Bade'yle aramızda olanları da biliyordu. Ona âşık olduğumu biliyordu. Eminim birine âşık olmanın benim için ne manaya geldiğini de biliyordu. Bütün bunlara bir de beni tanıdığı gerçeği eklenince şu anki halimi net bir şekilde anladığını biliyordum.
"Önce otur istersen." dedi bana sakince.
Lafını dinleyip karşısındaki koltuğa oturdum. Bacak bacak üstüne atıp "Dinliyorum." dediğimde rahat olmanın semtinde bile değildim. Yine de kendimi rahat olduğuma, sakin olduğuma inandırmaya çalışıyordum.
"Öncelikle Bade'yi ormanda bulmanın bir tesadüf olduğunu zannetmiyorum." diye lafa girdi Mirza. "Bence o zaten seni arıyordu."
Hiç ama hiç beklemediğim, ürettiğim onlarca teorinin birinde bile yer almayan bu cümle karşısında şaşkınlıkla durakladım. "Beni mi arıyordu?" diye sordum hayretle. "Neden peki?"
Mirza omuzlarını kaldırıp dudaklarını büktü, sonra "Muhtemelen seni öldürmek için." dedi.
İlk başta şaka yaptığını sanarak güldüm. Küçük kahkaham Mirza'nın bana eşlik etmeyişi sebebiyle gergin bir şekilde sonlanırken yavaşça yutkundum. "Bu tanımadığımız herkesin bizi öldürmeye çalıştığına inandığın delilik anlarından biri mi yoksa ciddi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar Çiçeği
Romance"Salonumda baygın bir kadın yatıyor." Mevcut durumu özetlemek için en doğru yol bu muydu, bilmiyordum. Ama dağınıklıktan nefret eden, buna rağmen en ufak bir stres anında hızla dağılan zihnimin içinde olan biteni özetleyen en mantıklı kelime grubu b...