Bırak Beni Böyle - Karsu
B A D E
Ağlayarak taksiden inip adresin tarif ettiği sarı binaya bakarken kendimi öylesine yorgun hissediyordum ki kısa bir an için merdivenlere çöküp dinlenmeyi düşünmüştüm. Bir adım atacak takatim kalmadığı için oraya öylece yığılmayı. Fakat bunu yapmamıştım elbette. Kendimi zorlayarak merdivenleri yavaş yavaş çıkmış, apartmanın açık bırakılmış kapısından girmiş ve ikinci kata, yaşadığım dairenin önüne gelene dek durmamıştım. Dairemin önüne geldiğimde ise yeni bir sorunla yüzleşmem gerekmişti. İçeri girmek için kullanabileceğim bir anahtarım yoktu.
Daha bir dakika önce durulmuş gözyaşlarım yeniden akmaya başlarken beyhude yere dairemin ziline basmıştım. Hem de arka arkaya üç kere. Tabii ki kimse kapıyı açmamıştı çünkü bu evde benden başka yaşayan yoktu. En azından elimdeki kırmızı dosyada böyle yazıyordu.
Daha fazla ayakta kalamayacağımı düşünüp kapının önüne çöktüğümde merdivende ayak sesleri duymuştum. Başımı kaldırıp baktığımda göbekli ve pala bıyıklı bir amcanın merdivenlerden indiğini görüp kendime biraz çekidüzen vererek ayağa kalkmıştım. Sonuçta derbeder bir halde olsam bile insanlara deli gibi görünmenin lüzumu yoktu.
Amca beni görünce babacan bir tavırla gülümseyip "Aa! Hanım kızım, ne zamandır ortalıklarda görünmüyordun? Nerelerdeydin yahu?" diye sorunca saniyeler önce verdiğim bu kararı unutup hıçkırarak ağlamaya başlamam biraz garipti tabii. Ama ne yapayım? Aylardır beni tanıyan bir insan ile karşılaşabilmek için dualar edip duruyordum. Dualarıma karşılık bulunca biraz duygusallaşmamdan daha doğal ne olabilirdi?
Yine de, eğer biraz durup düşünseydim başımdan geçenleri saçma sapan bir sıralamayla karşımdaki adama anlatmaz ve karşısında sümüklerim akana kadar ağlamazdım. Tabii konuşmanın sonunda "Şimdi evimi buldum ama içeri giremiyorum çünkü anahtarım yok!" hıçkırmaya başlamam, isminin İbrahim olduğunu öğrendiğim amcanın benim için bir çilingir çağırmasına vesile olmuştu. Zavallı adam öyle telaşlanmıştı ki benim onayımı bile beklemeden çilingiri aramış, yaklaşık on beş dakika sonra evimin kapısının açılmasını sağlamıştı. İbrahim amcaya minnettardım.
Kapıyı benim için açtırdıktan sonra defalarca başka bir ihtiyacım olup olmadığını sormuştu. O an için yoktu. Tek istediğim evime girmek, bana ait eşyaları görmek ve belki geçmişime dair bir şeyler hatırlamaktı. İbrahim amcaya teşekkür edip bir ihtiyacım olursa mutlaka haber vereceğimi söyleyerek yolcu ettikten sonra tam olarak bunları yapmıştım. En azından evime girme ve bana ait eşyaları görme kısmını.
Kapıdan içeri adım atar atmaz beni duvara asılı bir ayna ve hemen altına konulmuş bir dresuar karşılamıştı. Dresuarın üstünde cep telefonum ve hemen yanımda anahtarlarım duruyordu. Onları orada öylece unuttuğum o kadar belliydi ki bunu hatırlamama bile gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar Çiçeği
Romance"Salonumda baygın bir kadın yatıyor." Mevcut durumu özetlemek için en doğru yol bu muydu, bilmiyordum. Ama dağınıklıktan nefret eden, buna rağmen en ufak bir stres anında hızla dağılan zihnimin içinde olan biteni özetleyen en mantıklı kelime grubu b...