selam ask kadinlar nabersiniz😎
ficimin cok guzel oldugunu falan yazmissiniz ham yaparim sizi💗🥺
neyse yeni bolume gecelim
iyi okumalar citirlar.
.Yorucu bir okul günü ardından eve geldiğimde, kendimi yatağa atmıştım.
Jacksonla tanışmamız üzerinden 1 hafta geçmişti. Okulda hyunglarım, Hoseok, Jackson ve ben samimi bir arkadaş grubu olmuştuk.
Taehyung her sabah kapımda benimle konuşmak için bekliyor ve fark etmediğimi sanarak beni okula kadar takip ediyordu.
Bugün planladığımız gibi buluşacak ve hep birlikte yeni açılmış kafeye gidecektik.
Üstümdeki kırışmış okul kıyafetlerimden kurtulup, hızlıca duşa koşmuştum.
Kısa bir duş ardından çıktığımda, dolabıma yönelmiş ve sarı bol bir sweatshirt alıp üzerime geçirmiş, büyük led ışıklara sahip aynalı çekmecemden siyah, kenarların da beyaz detaylar bulunduran bol bir eşofman alıp onu da üzerime geçirmiş ve elimdeki havluyla saçlarımı gelişi güzel kurulamıştım.
Hazır olduğuma emin olduktan sonra çalışma masamın üzerinde gördüğüm parfümü almış ve az bir miktarda sıkıp alt kata inmiştim.
"Baba, ben çıkıyorum." Mutfakta yeni öğrendiği yemek tarifini deneyen babama ithafen konuşmuştum.
"Nereye gidiyorsun Jungkook?" sorduğu soruyla birlikte başını mutfak kapısından çıkarmış ve beni süzmüştü.
"Yeni açılan kafeye birkaç arkadaşımla, sana resim atarım." Dediğimde başını sallamış ve tekrar mutfakta yarım kalan işine dönmüştü.
Kapıya çıktığımda Taehyungu görememiş ve boşluk hissiyle kısa bir süre duraksamış, ardından omuzlarımı silkip, asansöre doğru ilerlemiştim.
Asansörde saçlarımı elimle karıştırmış ve güzel bir şekil almasını sağlamıştım.
Kısa bir süre ardından asansör durduğunda paytak adımlarla inmiş ve site bahçesine ilerlemiştim.
Biraz yol kat ettiğim sıra telefonuma gelen mesajla yolun kenarına doğru geçip, telefonumu elime almıştım.
Hoseok hyung bir sohbet grubu açmış ve buluşacağımız yerin konumunu atmıştı.
West Coast Cafe.
Konuma tıklamış ve kafeye doğru ilerlemeye başlamıştım.
...
Kafenin önünde durduğumda dışarıdan gelişi güzel incelemeye başlamıştım.
Sahil kenarında, şık ve parlak led ışıklarla süslenmiş göz alıcı bir yerdi.
Biraz ilerisin de kumsal bulunduğu için, gün batımını kafe içerisinden rahatlıkla görebiliyordunuz.
İçerisi kırmızı, gri ve beyaz tonlarında dekore edilmişti ve tavanda kocaman harflerle West Coast yazılı bir ayna bulunduruyordu.
İçeride ilerlemeye başladığımda birkaç masa ileride oturan arkadaşlarım ve sırtı bana dönük Taehyungu görmüş ancak gülümsememi yüzümden düşürmeden yanlarına ilerlemiştim.
Tanımadığım iki sima ile karşılaştığımda sorgular bir tavırla, Jackson ve Hoseoka bakmıştım.
"Ah, Jungkook hoş geldin." Hoseok hyung ayağa kalkıp, bana sarıldığında tüm gözler bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unknow | taekook
Fanfictionbilinmeyen numara: hey, sırrını biliyorum 080121| 110621| {düz yazı ağırlıklı/text}