17| aşktan kalp

2.6K 258 484
                                    

Hit me with your sweet love, steal me with a kiss.
-
-

İnsanlar için artık ilk öpücük veyahut ilk sevişmenin bir önemi yoktu. İlkler değersiz, sonlar ise aynıydı.

Benim için hiç öyle olmamıştı.

Taehyung ilk öpücüğümü benden çaldığında bu hiç değersiz olmamıştı.
Yanağıma minik bir buse kondurduğunda bu hiç değersiz olmamıştı. Ya da bileklerimi her tuttuğunda bu asla değersiz olmamıştı.

Aksine kendimi özel hissettiriyor ve midemdeki minik kelebeklerin heyecanla hareketlenip, kanatlarını hızla çırpmasına yol açıyordu.

Belki de aramızda bunlar geçmese ve daha farklı tanışıyor olsak gerçekten özel hissederdim. Onu tüm benliğimle severdim.

Ancak zorbam olması onu ayrı kılmıyordu. Belki de bir aptaldım ancak bundan pişmanlık duymuyordum.

Mantıklı bir sebebi var,
ya da yok. Kimin umurunda?

Kim Taehyung.
Benim güzeller güzeli zorbam. İlk öpücüğüm, ilk telaşlarım ve belki ilk aşkım.

"Jeongguk uyandın mı? Arkadaşların geldi." babamın odama girişiyle düşüncelerimden kurtulmuş ve yattığım yerden yavaş hareketlerle doğrulmuştum.

"Uyandım koca adam." gülümsemiş ve alt kata gelmemi söyleyip odamdan çıkmıştı.

Tanrım cumartesi sabahında ne arkadaşıydı bu?

Odamdaki küçük banyoya ilerlemiş ve elimi, yüzümü yıkamıştım. Odama tekrar girdiğimde dolabımdan siyah bir eşofman takımı çıkarıp üzerime geçirmiştim.

Demir korkuluklara tutunarak yavaş adımlarla alt kata iniyordum.

Alt kattaki birkaç odaya bakıp kimseyi göremeyince oturma odasına ilerlemiştim.

"Ah Jungkook'da geldi." babam konuştuğunda herkesin gözü bana dönmüştü.

Pekala tam olarak şöyleydi; Yoongi ve Jimin hyung yan yana oturmuştu ve Jimin'in hemen çaprazında Taehyung ile Hoseok hyung oturuyordu.

Tam karşılarında tekli koltukta oturan babalarıma kocaman olmuş gözlerimle "ne oluyor?" dercesine bakmıştım.

"Dikildin kaldın tosunum gelsene." babamın dediği kelime ile elimi yüzüme kapatmış ve derin nefes almıştım.

Tanrım utanıyordum!

Yoongi hyung'un yanına ilerlemiş ve yavaşça koltuktaki yastığı elime alıp oturmuştum.

"Günaydın Jungkook. Seni görmeye gelelim dedik. Malum okul yok özlersin bizi diye." Hoseok hyung'un sözleriyle yüzümde yalandan bir tebessüm oluşmuştu.

"Hadi Namjoon biz o zaman dışarı çıkalım. Oğluşum arkadaşlarıyla rahat rahat eğlensin."

İkisi kalkıp oturma odasından çıktığında ortama kısa süreli bir sessizlik hakimdi.

"Yiyecek, içecek bir şeyler getireyim ben." yanıt beklemeden hızla oturma odasından çıkıp mutfağa ilerlemiştim.

"Jeongguk-ah biz babanla çıkıyoruz. Bir şey olursa ara." öpücük atıp kapıya ilerleyen babama doğru gülümseyip, başımı aşağı yukarı sallamıştım.
Tekrar mutfağa dönmüş ve tezgaha yaslanmıştım.

Birkaç dakika öylece durduktan sonra içeridekileri çok fazla beklettiğimi düşünüp birkaç kaseye atıştırmalık koymuş ve içecek bir şeyler çıkarmıştım.

unknow | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin