dört,

3.6K 375 190
                                    

Oylarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim, benim için çok değerliler. Bir anda okunma sayısı 200'e çıkınca çok heyecanlandıım! Hatalarım ve eksiklerim varsa yorum yapmaktan çekinmeyin, ilk kez ciddi bir şekilde hikaye yazıyorum.

Sizi çok fazla tutmayayım, iyi okumalar!

----

"Dün de bir şey yemedin Jimin." Kızgın sesiyle bana gözlerini sonuna kadar açmış bakıyordu. "Yarın da yemeyeceksen cidden seni döveceğim." Tae'nin sesi bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkmıştı. Yine aç değilim demiştim. Bir köşeye çekilip onları yemek yerken izlemem sinirini bozuyordu sanırım. 

Yine de umursamayarak omuz silktim. Jungkook'ta bana ne olduğunu anlamaya çalışırcasına siyah irisleriyle beni tarıyordu. Geçen yıldan daha değişik davrandığımı kabulleniyordum. Fakat insanlar değişirdi işte, yapacak bir şey yoktu. İç çektim ve ikisinin bakışlarına dayanamayarak gerilen sesimle konuştum. "Ya evde yedim diyorum!" Normalde çok atarlanan bir insan değildim ama yemek konusunda birkaç ay içinde çok hassaslaşmıştım. 

"Ay, tamam bir şey demedik." Taehyung tıpkı bir anne gibi kendi kendine konuşmasını sürdürdü. "Hemen de celalleniyor puşt." Gözlerimi devirmiş ve sinir olduğumdan dolayı bir şey demelerine fırsat bırakmadan hızlıca yanlarından uzaklaşmıştım. Onlar da yemek almak için benim ardımdan yemekhane sırasına girdi. Yoongilerin her zaman oturduğu masaya ilerledim ve köşeden bir sandalye çektim. Sert bir sesle dediğinden sonra yanlarına oturmasam beni bir kaşık suda boğabilirmiş gibi geliyordu. 

Tek başıma bir süre oturdum. Gözlerimi yemekhanenin girişinde gezdiriyordum, biraz beklememin ardından Yoongiler de gelmiş ve sıraya girmişlerdi. Hemen ardından Taehyung ile Jungkook sıradan çıkmış, elinde tepsilerle yanıma doğru gelmeye başlamışlardı. 

Taehyung sağıma geçmişti. Jungkook da tam soluma geçerken Tae'nin yanına oturmak için aniden yön değiştirdi ve Tae'yi ortamıza alarak oturdu. Bazen bebek gibi sevesim geliyordu Jungkook'u, bu haline sevimlice kıkırdamıştım. Taehyung olayı anlamamış olmalı ki Jungkook'un bana kızgın olduğunu düşündüğü ama aslında sevimli olan bakışlarına karşılık gözlerini ne oldu dercesine kırpıştırıyordu. 

Taehyung ile Jungkook çoktan yemeklerine başlamışken kısa bir sürenin ardından Hoseok önde olmak üzere diğerleri de gelmiş, yerlerine geçmişlerdi. Benim yanımda Yoongi karşımda ise Namjoon vardı. Namjoon'un yanında ve şansa Tae'nin tam karşısında Seokjin oturmuştu. Jungkook'un karşısında da çoktan sohbet etmeye başlamış olduğu Hoseok duruyordu. 

Çok samimiyetimiz olmasada birbirimizi tanır ve gördüğümüzde selam vermeyi esirgemezdik. Yoongi'yle yakın olduğum bir dönem özellikle Hoseokla iyi anlaşırdık ve bu Yoongi'nin sinirine dokunurdu. Nedenini pek anlamazdım ve aslında hala da anlamıyordum. Yoongi'nin klasik huysuz tavırlarından biriydi.

Ben ve Yoongi hariç herkes sohbet ediyordu. Yoongi genelde zaten denilen şeyleri pek umursamaz ve kendi iç dünyasında takılırdı. Fakat ben hep en çok sesi çıkan insanlardan biri olmuştum. Ondan dolayı bu sessiz tavırlarım özellikle Taehyung'u bu sıralar çok şaşırtıyordu. Taehyung'un karşısında oturan Seokjin'in sorduğu soruyla yerimde kıpraştım. "Neden yemek yemiyorsun Jimin-ah?" Kötü bir niyetle sormadığı belliydi ve ben hariç herkesin önünde yemek tepsisi vardı. 

Taehyung sırf Seokjinle konuşmak için ortaya atılmış ve soruyu benim yerime cevaplamıştı. "Neymiş, sabah kahvaltısında çok yemiş." Palavra dercesine elini iki yana sallamış ve Seokjinle göz göze gelmek için çabalayarak konuşmasını sürdürmüştü. Bu çabalarını umarım sadece ben ve Jungkook görebiliyoruzdur. "Dün de aynısını diyerek yemedi, başka yalanı yok çocuğun!" Taehyung'a sussana dermişçesine bir dirsek atmıştım. Aniden kıvranan Tae ile Seokjin endişeli bakışlar atmıştı. "İyi misin TaeTae?"  

feble, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin