YENİ BÖLÜM 22 VOTE 100 YORUMDAN SONRA GELECEK!
Sözümü tuttum ve dediğim gibi oy sınırı geçtiği için bölüm attım
Vote atmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayınız efendim!
İyi okumalar diliyorum.
----
Büyük bir ağrıyla gözlerimi açtım. Yumuşak bir zeminde yatıyordum. Ne zaman odaya geldiğimi kestirememiştim. Tam açılmamış gözlerimi otel odasının beyaz tavanına diktim ve ayılmayı bekledim. Dünü tam anlamıyla hatırlayamadığımdan hiçbir şey düşünemiyordum.
Birkaç dakika öylece durduktan sonra yanımda hissettiğim ağırlıkla kafamı sağa doğru çevirmiştim. Şaşırmadan edemedim, en son ne zaman birlikte uyuduğumuzu hatırlamadığım Yoongi Hyung yanımda yatıyordu. Gece ne olduğunu ve neden birlikte yattığımızı hatırlayamıyordum. Bu biraz korkmamı sağladı.
Şimdi ise tamamen yana dönmüş ve hyungumu izliyordum. Uyurken aslında olduğundan daha farklı görünüyordu. Beyaz teni dokunsan kırılacak gibiydi, minicik çok yakına girdiğinde belli olan çilleri vardı. Sayabileceğim kadar azlardı ama yine de onu özel kılıyordu. Çillerini daha çok görmek için dibine girmem de tamamen merakımdandı.
Burunlarımız biraz daha yaklaşsam birbirine çarpacak gibiydi, uyku mahmurluğuyla üzerinde pek durmamıştım ama kemikli elleri bol tişörtümü sıyırmış belime yerleşmişti. Ben de bir bacağımı sanıyorsam uykudayken bacaklarının üstüne atmıştım. Sarmaş dolaştık ve nedensizce içimin hoş bir şekilde kıpırdamasını sağlamıştı bu yakınlık.
Gözlerimi burnuna odaklamışken dün geceyi bir nebze de olsa hatırlamaya çalışıyordum. Başım hala normalden daha fazla şekilde ağrıyordu. En son hatırladığım şey bardan yalpalayarak çıktığımdı. Şimdi sakin kafayla düşününce içki içtiğime pişman olmuştum. Annemlere karşı kötü hissediyordum. Kim bilir Yoongi Hyung'a ne söylemiştim.
Şu anlık sadece ağzımdan yanlış bir şeyler kaçırmadığımı umuyordum.
Ben düşünürken Yoongi Hyung gözlerini kırpıştırarak uyanmıştı. Gözlerimiz birbirine sabitlenmişken düşüncelerimle boğuştuğum için uzaklaşamamıştım. Sanırım kendine gelmeye çalışıyordu, belimde olan eli daha çok sıkılaşmıştı. Yanaklarımın hafiften yanmaya başladığını hissediyordum.
Yoongi Hyung hafifçe gülmüştü. O gülerken görünen diş etlerine takılı kaldım. Büyülenmiş hissediyordum. Yoongi hyung gerçekten çok güzeldi, kesinlikle yanına yakışan biri değildim. Ama nedensizce hyunga karşı daha yakın olmak istiyordum. Onunlayken kendimi iyi hissetmeye başlamıştım.
Bir süre daha böyle kaldıktan sonra bakışları ilk çeken ben olmuştum. Utandığımdan kaynaklı yüzüm hafif kızarık olmalıydı. Kahkaha atarak ellerini üstümden çekmiş ve kalkmıştı. Açıkçası birbirinden hiç haz etmeyen iki kişiye benzemiyorduk.
O kalktıktan sonra ben de ellerimi yanağıma götürmüş kızarıklığını almaya çalışmıştım. Bavuluna doğru ilerlemişti. Üstünü değiştirecek olmalıydı. Biraz daha yatakta oyalanmayı düşünürken dün gece neler yaşandığını çok merak ettiğimi fark ettim. Çekinerekten de olsa sorma ihtiyacı hissetmiştim.
"Hyung, nasıl buraya geldim?" Sesim boğuk çıkmıştı, başımın ağrısı yerli yerinde olduğu için yanağımdaki ellerim masaj yapmak istercesine şakaklarıma çıkmıştı.
Yoongi Hyung bana bir bakış atmış ardından pijamasını bacaklarından çıkarmıştı. Anında kafamı başka yöne çevirirken benim de giyinmem gerektiğini düşünüyordum. Alaylı sesle konuşan Yoongi Hyung beni biraz korkutmuştu. "Dün gece yaşadıklarımızı hatırlamıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
feble, yoonmin
Fanfictionzayıflamak isteyen jimin, karşı komşusu yoongi'yle sürekli karşılaşır, tw//aneroxia