dokuz,

3.1K 356 791
                                    

YENİ BÖLÜM 20 vote 90 yorumdan sonra gelecek.

İyi okumalar!

Etraf bol alkol ve ter kokuyordu, açıkçası böyle bir ortam beni çok heyecanlandırmamıştı. Ama bizimkiler sayesinde geldiğim ortama ayak uydurmam gerektiğini düşünüyordum.

"Hey, buradayız!" Hoseok Hyung'un sesini sesli ortamdan duymamla başımı sesin geldiği tarafa doğru çevirmiştim. Yanında diğer hyunglar da vardı ve geniş bir masaya oturmuşlardı. Ayrıca Seokjin Hyung'un reşit olmasından faydalanmış olmalılar ki çeşit çeşit içki vardı. Annem böyle bir ortama girdiğimi görse beni keserdi.

Taehyung ve Jungkook'un kolundan çekiştirdim ve o tarafa dönmelerini sağladım. Bir süre sonra baktığım yöndeki kişileri görmüşlerdi ve masaya doğru yürümeye başlamıştık. Masaya yaklaştıkça hyungların üstümdekilere baktığını hissedebiliyordum. İfadeleri tam anlamıyla kestirememiştim ama şaşkın görünüyorlardı. Açıkçası ben de buraya gelirken böyle bir şekilde kendimi ifşa etmeyi planlamıyordum.

Okuldakiler burada olur mu onu bile bilmiyordum, tek umudum bu sarhoşluk ve gürültünün arasından görülmememdi, çok büyük risk almıştım.

Hyungların yanına varmıştık, köşeye tepkisiz bir şekilde beni süzen Yoongi Hyung'un yanına oturmuştum. Bakışlarının altında eziliyormuş gibi hissediyordum. Ama birkaç gün önce kapıda olan konuşmamızda zaten etek giydiğimi bildiğini söylemişti. Çok kurcalamamıştım ama kafa karışıklığım arttığı için bu konuyu hyungla daha sonra konuşmaya karar verdim.

"Jiminie, böyle giyinmekten hoşlandığını bilmiyordum?" Seokjin Hyung'un sesiyle kafamı bana göre kalın olan baldırlarıma çevirdim, nedensizce utanmıştım. Benim konuşmayacağımı anlayan Jungkook konuşmaya atlamıştı, Taehyung ise Seokjin'i görmesiyle sessizleşmişti. Hatta bakışlarını bile kaçırıyordu.

"Hyung, biz de yeni öğrendik aslında. Çok şirin durmamış mı?" Hyunglar ona katılırken ben yerin dibine girmekle meşguldüm. Bence asla güzel durmamıştı, beni kırmamak için böyle söylüyorlardı. O yüzden çok umursamamaya çalıştım. Gerçekten tepki vermeseler daha iyi olurdu.

Bir süre sonra konu benden çekilmişti. Rahatlamayla konuşmalarımızı sadece dinleyip yüzüme bile bakmayan Yoongi Hyung'a çevirmiştim bakışlarımı. Nedensizce konuşmak istiyordum, o yüzden kısık sesimle ona seslendim.

"Hyung." Duymamıştı.

"Yoongi Hyung." Yükselen sesimle bakışları bana dönmüş ve sorar gözlerle yüzümü incelemişti. Yüz ifadesi o kadar belirsizdi ki, anlayabildiğim tek şey çenesinin kasılmasıydı. Ne düşündüğünü anlayamamak konuşmamı zorlaştırıyordu.

"Ne var velet?" Konuşmayacağımı anlamış olmalı ki normalden daha ağır bir tınıyla sormuştu. Konuşmaya bile tahammülü yokmuşçasına cevap verdiği için biraz daha yerimde rahatsızlıkla kıpırdanmıştım. "Hyung, annemlere söylemezsin değil mi?"

Bu onu eğlendirmiş gibiydi, gülmüştü. Güldüğünde çıkan diş etleriyle sevimli olması gerekiyordu ama şu an gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki küçük dilimi yutabilirdim. Söylememesi gereken şeyi teyit edercesine bacaklarıma bakmış ve onları ölçer gibi süzmüştü. Bacaklarımı istemsizce kendime çektiğimde o da tekrar yüzüme bakmaya başlamıştı.

Sesi kısıktı ama o gürültüden duyabileceğim kadar da yüksekti.

"Sevimli."

Duymazlıktan gelmeye çalışmıştım ama yüzüm alev alacakmış gibi hissediyordum. İyice ceketimin içine sinerken hyung kısık bir kahkaha atmıştı. Onun bu kahkahasıyla masadakiler bize dönmüştü. Yoongi Hyungla aralarında bir bakışma geçmiş daha sonra kızarmış yüzüme bakmışlardı. Bir bağ kurmaya çalışmış fakat becerememiş olmalılar ki odaklarını tekrar başka yere verdiler.

feble, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin