crybaby

11 2 0
                                    


Bazen öyle günler olur ki sadece ağlamak istersin. Bir köşeye çöküp içinde tuttuğun her şeyi dışa vurmak. Gözyaşlarıyla ruhunu katletmek istersin. Daha doğrusu ruhunun içine saplanmış ve seni zehirleyen şeyleri katletmek.

Yapamazdım. Buna iznim yoktu. Bu izni kendime vermeyen de bendim. Ağlarsam kırıkları bir arada tutan yapışkanlar işlevlerini yitirirdi. Ben insanların önünde ağlayamazdım. Ağlarsam anlarlardı. İnsanların dediklerini yapmayan, kendi kafasında yaşayan, boş bakışlarla insanlara bakıp hiçbir duygu belirtisi göstermeyen bu kızın; zihnindeki fikirlerde boğulduğunu. Kendi zihninin kurbanı olduğu anlaşılırdı. Kafasının içindekilerin yarattığı etkinin bulutlarda süzülürken yaşayanların kafasına şimşekler çaktırmak olduğunu.

Ancak her şeyden öte Yasemin adında bir kızı tanımıştım. Onunla konuşmuş, eğlenmiş, dans etmiştim. Ona sarılmış ve onun muhteşem kokusunu içime çekmiştim. Ben bir sanatçıysam o benim şaheserimdi. Ben topraksam o üstümü süsleyen çiçeklerdi. Anlamadığım şey ise her çiçeğin elbet bir gün solacağıydı. Ben çiçeklerin solmasına katlanamadım.

Yasemin'i gözlerden uzak bir yerde tutmayı istiyordum. Hem kimse onu kıramazdı hem de kimse onun güzel kalbini fark edemezdi. Ancak bunu yapamam.

"Sözümüzü unutma." dedi anılarımdaki ses.

Sözümüzü tutmalıydım.

Görevim buydu.

Keşke ondan sonra sözlerimi tutsaydım.

Yalnız kız başka bir yalnız kızı gördü ve onunla tanıştı. Ona destek oldu. Bir söz verdiler. Her ayrılışlarında ve her buluşmalarında bir söz verdiler.

Sözlerden biri yalnız olan kızların kalbinde yaralar oluşturdu. Diğerini ise öldürdü.


birkaç anıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin