Önceden okuyanlar için: Yalnızca bölümün sonunu okumanız yeterli olacaktır, bölüm fazla değişmedi.
—————
Normalde birkaç gün daha atmayacaktım ama sınavlara sinirlendim ve bölümü de beğenerek yazdım (yazar egosu falan filan)Umarım siz de beğenirsiniz, bu nispeten uwu olan bölümümüz, bir sonrakinde herkesi ağlatmak için uğraşacağım umarım yeterince duygusal olur
Bölüme geçmeden önce bi sn;
Bi tane Hp oneshot kitabı yayımlamayı düşünüyorum. Instadan bir yazma yarışması gibi bir şeye katıldım ve ilerlersem üç tane mini hikaye yazmam gerekiyor, onun için yazdığım şimdilik iki hikaye var biri Charlie Weasley diğeri Regulus. Bir de benim evde kendim yazdığım saçma ama eğlenceli bi Jily hikayesi var. Böyle rastgele mini şeyler paylaşsam ilginizi çeker mi? Diye sormak istedim..Bölüme geçelim
"Anne ben dışarı çıkıyorum!"
"Petunia nere-" Petunia kapıyı çekip dışarı koştu. Lily, oturduğu koltukta doğrulup cama uzandı. İnce tülüm ardından yola bakarken Petunia erkekli kızlı kalabalık bir grupla yürümeye başladı.
Yerinden kalkıp mutfağa geçti ve tezgahtaki kek hamurunu çırpan annesine yanaştı.
"Tuney kimlerle takılıyor anne? Geldiğimden beri bir kez benimle takılmadı ama her gün onlarla dışarıda." Annesi şakaklarını ovdu.
"Okulundan arkadaşlarıymış başka da söylemiyor. Bu akşam misafirimiz var ona rağmen ısrarla dışarıya çıkıyor. Bacaklarını kıracağım bir gün."
"Ne misafiri anne ya?" Annesi çırptığı hamuru kalıba dökerken konuştu.
"Babanın iş arkadaşları ve aileleri. Şu domatesleri doğrar mısın?" Musluğun yanında duran bıçağı alıp annesinin yıkadığı domatesleri kesti.
"Benim odama çekilme iznim var mı?"
"Hayır. Hatta odandaki okul şeylerini kaldırmanı rica edeceğim çünkü seninle yaşıt iki kız iki de oğlan geliyor. Babanlar iş konuşurken onları eğlendirmek sana düşüyor." Lily güldü.
"Kızını iki erkekle aynı odada yalnız mı bırakacaksın?" Annesi gülümsedi.
"Sana güveniyorum. Hem, bir şey yapmaya çalışsalar bile onlar daha ayağa kalkmadan senin kendine sahip çıkacağını biliyorum." Lilly kahkaha attı. "Haklısın."
Annesiyle konuşmaya devam ederken camdan tıklama sesleri geldi.
"Alice!" Lily elindeki bıçağı doğranmış domateslerin üzerine fırlatıp cama koştu. Ellerini üstüne silip baykuşu okşarken ağzındaki mektubu aldı.
"Yemleri nereye kaldırdın anne?"
"Şöminenin üstünde." Lily ufak kutudaki baykuş yemlerinden alıp yorgun kuşu besledi. Camın yanındaki koltuğa oturup mektubu açtı.
Hey Lily!
Bu mektubum biraz kısa olacak çünkü çok vaktim yok, babamın işleri her zamankinden iyi gidiyor ve yardıma ihtiyacı var.
Bizimkileri önümüzdeki hafta dükkana çağırdım. Sen de gelirsen inanılmaz sevinirim.
Ailen seni getirirse dönüş işinde babam kesinlikle yardımcı olacaktır.
Şimdiden görüşmek üzere
Sevgilerle Al.
Lily mektubu katlayıp zarfa geri koydu ve cebine soktu. Mutfağa, annesine sormaya gitse de annesinin dört döndüğünü görünce daha da meşgul etmemek için odasına çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lily ve Çapulcular
FanfictionIslak ve soğuk Eylül günümüze hoşgeldiniz. Koskocaman bir nehirden, kayıklarla geçtik ve kimimizin yıllardır, kimimizin de aylardır hayalini kurduğumuz o okula geldik. Yıl 1971 ve devamı. Bunlar bizim gençlik yıllarımız, bizim hikayemiz. Gelin v...