Hogwarts 3, 1974 (1)

643 30 60
                                    

ŞÜKÜRLER OLSUN ARTIK 1974!

"Profesör! Profesör!" Remus, McGonnagal'ın peşinden koşuyordu.

"Profesör lütfen! Bu sefer gerçekten tarafsız olarak yorumlayacağım lütfen!" McGonnagal, Remus'a döndü.

"Bay Lupin, Hufflepuff maçındaki yorumlarınızı Slytherin maçında yapmayacağınıza gerçekten inanıyor musunuz?" Remus kafasını aşağı yukarı salladı. McGonmagal çaresizce iç çekti.

"Bu maç için Slytherin'den biriyle Profesör Slughorn konuşmuş eğer o çıkmazsa sen çıkabilirsin." Remus'un yüzünü kocaman bir gülümseme kapladı.

"Utanmasam sarılabilirim size şu an."

"Gerek yok." McGonnagal arkasını dönüp yüzünde hafif bir gülümsemeyle yürümeye devam etti. Remus, yumruğunu havaya sallayıp arkada bekleyen arkadaşlarına zafer işareti verdi. James, uçan süpürgesini havaya kaldırıp kutladı ve McGonnagal tarafından bilmemkaçkez uyarılmasına rağmen süpürgesine binip Quidditch alanına uçtu.

Uçarken tanıdık bir siyah saç gördü, yanından geçerken kitaplarına var gücüyle basıp kucağındaki her şeyin düşmesine sebep oldu.

"Kusura bakma Sniv. İsteyerek yaptım." Yanındaki kızıla da dil çıkarmayı unutmadı ve yüzünde bir sırıtmayla yolun kalanında hızlandı.

Lily, Frank'in dediklerini bir kez daha garipsedi. Mümkün değildi. James Potter'ın insan olması mümkün değildi.

Lily, Severus'a kitaplarını toplaması için yardım ederken gözü diğer üçlüye takıldı. Yüzlerinde kocaman bir gülümseme vardu ve yer yer koridorun diğer ucundan bile duyulan kahkahalar atıyorlardı.

Hepsi iyi çocuklar, nasıl James ile arkadaş olabiliyorlar?

Geçirdi içinden. Onun için Jamesle arkadaş olmak delirmek gibi bir şeydi.

"James antremana gitti, biz ne yapalım?"

"Kütüphane!" Bağırdı Sirius. Remus şokla ona baktı.

"Hayatımda senin ağzından duyacağımı tahmin etmediğim bir kelime. Tanrı aşkına kıyamet kopuyor sanırım!" Sirius, Remus'un omzuna vurdu.

"İneklik yapma Rem. Bu işi hep James'e yüklemişiz gibi oldu, biraz da biz çalışalım." Remus onayladı.

"Zaten James'e yıktın Sirius. Pete için bir şey diyemem." Sirius kaşlarını çattı.

"Bana bak Lupin, sinirli bir Sirius'un neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin." Remus, Sirius'u sinirlendirmeye bayılıyordu.

"Ne yapacaksın? Daha bana uzanamıyorsun bile." Bardağı taşıran son damla olmuştu.

"BİTTİN SEN REMUS!" Sirius, var gücüyle Remus'u kovalamaya başlarken Remus kahkahalar atarak kaçıyordu. Peter ise siniriyle daha da hızlanan Sirius'a yetişmeye çalışıyordu.

Sirius, Remus'u kütüphanenin önünde yakaladı. Daha doğrusu, Remus durdu. Uzanıp boynunu kolunun altına aldı ve yumruk yapıp parmak boğumlarıyla Remus'un saçlarını karıştırdı.

Aralarında fazla boy farkı yoktu, Sirius'un kendine yediremediği şey aralarında şimdilik en kısa olan olmaktı.

Kütüphanenin büyük kapılarından içeri girerken Sirius, Remus'u hala bırakmamıştı. Kütüphanecinin işaret parmağını dudaklarına götürüp susmaları için işaret yapınca Sirius, kadına göz kırparak Remus'u bıraktı.

Remus, Sirius ve Peter'ın yanından ayrılıp kütüphaneciye yürüdü.

"Transfigürasyon kitaplarını nerede bulabiliriz?" Kadın parmağını şıklattı ve kalemliğinden çıkan bir kalem Remus'un önünden geçip arkadaki raflara gitti. Remus, bir yeri kıracaklarına emin olduğu arkadaşlarını tutup kalemi takip etti.

Lily ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin