Ve yine gelmişlerdi. Uzun ve sıkıcı üç ay sonrası yine gelmişlerdi.
Lily, perona yaklaşırken heyecanlanıyordu. Artık alışması lazımdı belki ama her seferinde o mektubu ilk aldığı kadar heyecanlanıyordu. Ama bu seferki heyecanı sadece okula değildi.
Arabadan inerlerken Petunia yine huysuzluk etmişti. O şimdi on beş yaşındaydı ve liseye başlıyordu. Yine de her senenin başında perona geldiklerinde iyice huysuzlaşır, Lily yalvarsa bile duvardan geçmezdi.
Bu sene de öyle oldu. Lily'nin babası beraber geldikleri Severusla koştu. Lily de annesiyle.
Ebeveynleri Lily'den çok memnundu. Lily her tatilde, öğrendiği ilginç şeyleri anlattıkça babasının gözleri parlardı. Lily, bir an önce on yedi olup bu anlattığı her şeyi ona göstermek istiyordu.
Onlar Severus'tan da memnunlardı. Lily'ye destek olabilecek daha eski bir tanıdığı olması onları mutlu etmişti.
"Lil's!" Marlene, peronun diğer ucundan koşarak ona geliyordu.
"Marlene!" Lily, yanındakileri bırakarak ona doğru koştu. Orta yerde buluşan iki kız birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar.
"Bütün yaz yazdım sana! Niye cevap vermedin?!" Lily, Marlene'in kolunu çimdiklerken Marlene güldü.
"Annemlerle seyahate çıktık. Mesajları çok sonra gördüm." Lily, Marlene'i anne babasının yanına sürükledi.
"Anne, baba, bu benim oda arkadaşım Marlene. Severusla olmadığım her an bu arkadaşlayım ve tabii ki Alice ile." Marlene elini uzatıp tokalaştı.
"Senin ebeveynlerin nerede Marlene?" Marlene gülümsedi.
"'Longbottomlarla konuşuyorlardı en son. Sizinle de tanışmalarını çok isterim." Beşi beraber peronda ilerlerken Severus kaçacak yer arıyordu. Marlene de kaçması için içten içe dua ediyordu.
Marlene'in ebeveynlerinin yanıma gelmeden önce Lily tanıdık bir kahkaha duymuştu. İçindeki heyecan yok olmak ve artmakla karışık garip bir hâl almıştı.
Arkasına dönüp onu bulmaya çalıştı. Görürse merhaba demeye söz vermişti kendine.
"Merhaba Lily." Tekrar önüne döndü. Karşısında Remus'u görmeyi beklemiyordu.
"Merhaba Remus. Nasılsın?" Remus tüm kibarlığıla gülümsedi.
"İyiyim sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim teşekkürler." Lily etrafına son kez baktı.
"Kimi arıyorsun bilmiyorum ama James şu tarafta. Belki ondan kaçmak için bakınıyorsundur?" Lily'nin çilli yanaklarına hafif bir renk geldi.
"Aynen. Teşekkürler Remus, trende görüşürüz." Remus güldü.
"Görüşürüz." Lily, ebeveynlerinin yanına neredeyse koşarken Remus, ortalıkta gülüşen James'in yanına gitti.
"Remus!" James koşarak Remus'a sarıldı. Remus da aynı şekilde geri sarıldı. James, bir kolunu Remus'un kendinden yüksekteki omzuna atmış, diğer eliyle onu işaret ediyordu.
"İşte biraz Remus gibi olsanız hiçbir problem kalmayacak. Yolladığım mektuplara doğru düzgün yanıt yazan tek arkadaş bu beyefendiydi, alkış!" Yine abartılı birkaç alkış ve hareketten sonra günlük konuşmalarına daldılar. Sanki üç aydır hiç ayrılmamışlar gibiydi.
Tren, kalkış düdüğünü çalarken herkes içeri girmişti. James, anne ve babasına son kez el sallayıp sarktığı pencereden içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lily ve Çapulcular
Fiksi PenggemarIslak ve soğuk Eylül günümüze hoşgeldiniz. Koskocaman bir nehirden, kayıklarla geçtik ve kimimizin yıllardır, kimimizin de aylardır hayalini kurduğumuz o okula geldik. Yıl 1971 ve devamı. Bunlar bizim gençlik yıllarımız, bizim hikayemiz. Gelin v...